Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

BARDA TANISMA

  Türkiye’de olsam barda tanıdığım biriyle uzun süren bir bağım olacağına asla inanmazdım. Hep inanırdım ki, bardaki insanlar kötü niyetli. Belki hala buna inananlar var. Bazı insanlar kötü evet ama benim tanıştıklarım hep farklıydı. 

  Yaklaşık dört yıldır yaşadığım Amerika’da gittiğim bir Türk barında, yüzünden kocaman gülümseme bir kızla tanıştım. Adı Sevgi. Yeni arkadaşlık sistemi olan sosyal medyada birbirimizi takip etmeye başladık. Sayfasına baktığımda, her fotoğrafında kocaman gülümsemeleri olan, hafif çekik gözlü, dünyalar tatlısı, uzun koyu renkli güzel saçları olan biriydi ona karşı ilk düşüncelerim. Üzerinden aylar, hatta yıllar geçti birbirimizin gönderilerini beğenen normal bir instagram arkadaşı olmuştuk. Dilini konuşmakta zorlandığım bir ülkede barda tanıştığım enerji dolu Sevgi’nin paylaşımlarının, belli bir süre arkadaşlıktan sonra bana da, başka bir enerji verdiğini farketmiştim. Geçtiğimiz Eylül sonu alelacele yaptığımız nikahımızı aile ve dostlarımız arasında kutlamaya karar verdik. Benim burada hiç kimsem olmadığından, tanıdığım tüm Türk arkadaşlarımı çağırmıştım. Tabii ki Sevgi’yi de. Kimse gelemedi çünkü, herkes yoğundu. O yüzden gelememelerini anlayabiliyordum. Mâlum virüsten dolayı evlere kapandığımız günlerin birinde, Sevgi bir gün karşılıklı şarap içelim dedi. Önce şaşırdım. Yakın arkadaş değildik ki sonuçta. Evet resimlerden, videolardan gördüğüm kadarıyla tatlı bir kız ama görüntülü  ne konuşabiliriz diye düşündüm. Eşime bu akşam bir arkadaş ile konuşacağım dedim. Kim diye sordu, sadece adını söyleyebildim. Başka bir şey bilmiyorum ki, onun hakkında. Aslında, eşimle de barda tanıştım o yüzdendir belki, o benim arkadaşlıklarıma saygı duyar ve yadırgamaz. Galiba Amerika’daki ilişkiler böyle. Çünkü ben bir kaç tane daha güzel arkadaşlıklar kurmuştum bu şekilde. Sevgi ile, dolu dolu yaklaşık bir saat sohbet ettik. Öyle ki, sanki evimize gerçekten oturmaya gelmiş gibiydi. Bu ayın sonunda iki yaşına girecek olan yeğenim var. Bazen konuşma sonrasında telefonu kapatırken öptüm derim, Ümran Belis de tutar telefonu öper, beni öptüğünü düşünerek. Sevgi ile görüşmemizi sonlandırırken onun da aynısını yaptığını farkettim. Hiç yanyana gelmemiş olmamıza rağmen, masumiyet dolu bir kalp daha görmüştüm karşımda, gülümseyen gözleriyle ekranı öpüp hoşçakal dediğinde... İki gün önce telefondan gönderdiği pozitif enerjiyi hâlâ evimde hissedebiliyorum. 

 Sevgi ve bir çok güzel kalpli arkadaşlarımla barda yada sosyal medya ortamında tanıştım. Ve yıllarca aklımda kurduğum barda yada başka ortamlarda tanıştığım insanlar kötü, düşüncesini onların güzel kalplerini hissettiğim anda bıraktım. Çocukken annem “Allah seni hep iyilerle karşılaştırsın.” diye dua ederdi. Tabii çocukken ne demek istediğini anlayamıyordum. Şimdi anlıyorum ne dediğini ve bende aynı duayı ediyorum. 

 
Toplam blog
: 23
: 134
Kayıt tarihi
: 13.05.19
 
 

Zorluklarla  öğrendiğim İngilizcem ile 4 yıla yakın New York'ta yaşayan, lüks bir restaurantta çalı..