Bardak dolu ve boşuyla bardaktır

Ruhunuzun iflas ettiğini düşündüğünüz zamanlar olmuyor mu sizinde?

Bende çokkkk oluyor.

Hayattan kredi alsana !

Geç abi…

Hayat kredi veriyor ama alırken geriye bankalar bile daha insaflı kalıyor .

O yüzden kalsın be abi…

Kredi vermesin…

Gölge etmesin yeter be…

- Nefiseeee! Yüreğimi karaltın.

- -Amannn ruh iflastaysa yedek ruh buluveririz bizde.Yüreğin kararmasın.

Meraaak etmeeee…

***

Böylesi bir ruh analizi ile başladık sohbete haydin hayırlısı diyerektennn.

Harun Aslan’ın “Mersin’i olumlu görebilmek” başlıklı köşe yazısını okudum.

Kalemini severim. Polyanacılık yansır kalemine.

Umut dağıtır.

Umut olmadan da olmuyor abi.

***

Bu köşe yazısının bir bölümünde ‘’Sunucunun illa bardağın boş tarafını görmek istemesi bana ister istemez Deniz Baykal’ı çağrıştırdı. Sunucunun illa bardağın boş tarafını görmek istemesi bana ister istemez Deniz Baykal’ı çağrıştırdı. Her şeye olumsuz bakan, her şeyde kusur arayan, hiçbir başarı ve gelişmeyi kabul etmeyen, insana olumsuzluk, karamsarlık veren anlayışı aklıma geldi. Maalesef yıllardır bu tür olumsuz söylemlerle her şeye muhalefet anlayışı merkezden başlayarak kentlerimize kadar halkın birçok kesimine yerleşmiş.

Ülkenin, kentin başarısı adeta görmezden gelinip, her başarı yok sayılmaya çalışılıyor. ‘’

Diyor.

***

Sanıyorum sunucunun bardağın boş tarafından görmek istemesini eleştirirken verdiği örnekle ayni…

Gibi gibi geldi bana.

Ayni şey yazının devamında da yapılmış sanki.‘’Mutlaka kentte bardağın boş tarafından söz edilecekse, Belediyeden, Üniversiteden, M.İ.Y.’dan bahsedilebilir ama MTSO’nun önceliği bu değil.’’

Bu sayılan kurumların hiç mi artısı yok?

Yani, …

Ne dersiniz dostlar?

***

Üstadım; Sayın Deniz Baykal’ı çağrıştıran bardağın boş tarafının birde dolu taraflı Baykal çağrıştırımı da var malumunuz.

***

Bardağın boş tarafına bakanlar

Bardağın dolu tarafına bakanlar.

Vallahi abi ben bardağın dolu ve boş tarafını bütün olarak görürüm. Boş ve dolu taraf birbirini bütünler Bardağı doldurmak için boş tarafa, boşaltmak için dolu tarafa ihtiyaç var savını savunurum.

Bardağın boş tarafını görmek istemek ‘’Her şeye olumsuz bakan, her şeyde kusur arayan, hiçbir başarı ve gelişmeyi kabul etmeyen, insana olumsuzluk, karamsarlık veren anlayış’’ olarak tanımlamak yargısız infazdır bence.

Her şeye muhalefet etmek hiç değil.

İllaki boş tarafını görmek istiyorsa, muhalefetlik değilde başka bir şey olarak algılanmalı ve samimiyetsiz bulunmalıdır.

Ama ayni zamanda dolu tarafını görmekte sürekli ayni samimiyetsizlikle bağdaşmalı.

Bir bütünü bütün olarak görmeli.

Başarı alkışlanmalı.

Kesinli, kle…

Başarısızlık eleştirirken eksiklerle eleştiri bakış açısı genişletilmeli.

Yargısız infazdan kaçınmalı.

***

Üstad diyor ya; Ülkenin, kentin başarısı adeta görmezden gelinip, her başarı yok sayılmaya çalışılıyor.

Üstadım; başarı öyle bir ışıktır ki hiç bir şey gizleyemez bu ışığı.

***

Sayın Harun Aslan’ın yazısının son bölümü özellikle sizle paylaşmak istediğim bir bölüm.

‘’Eski ve deneyimli gazeteciler yeni meslektaşlarını eleştirmekten vazgeçip, yeni insanların yetişmesine katkı sağlayarak bilgi ve deneyimlerini paylaşmalılar, kimseyi küçük görmemeliler, herkese saygı ve hoşgörü ile bakabilmeliler ve bardağın daha fazla olan dolu tarafını görmeye çalışmaya başlamalılar.”

***

Yeni olduğu için eleştiriliyorsa ‘’Eski ve deneyimli gazeteciler yeni meslektaşlarını’’

Yeni gazetecilerde eski oldukları için eleştirebilirler mi yani?

Eskiye rağbet olsa… Diye söze başlasalar şık olmadığı gibi, yeni olana da çömez muamelesi yapmakta şık değil keza…

Küçük görmek! İse etiksizliğin ta kendisi…

Demek değil mi?

Eleştiri, muhalefet olmalı ki yeni fikirler doğsun.

Sancılıda olsa…

Yeter ki doğsun.

***

Bardak dolu ve boşuyla bardaktır.

Yoksa bardak olmazdı dimi?

***

Haldun Okdemir ‘in cümlesiyle son noktayı koyalım…

‘’her zaman okuyucunun yeni yeni köşe yazarlarına yeni yeni fikir üretenlere ihtiyacı var’’

Nokta…