Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Barış, ne zaman, nasıl

Barış, ne zaman, nasıl
 

Cumartesi günü Ermenistan Türkiye futbol karşılaşması var. Ermenistan Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhurbaşkanını karşılaşmayı izlemek için ülkesine davet ediyor. Ama iki ülke yüzyıla yaklaşan süredir kavgalı, birbirine küs.

Atatürk 1931 yılında “Yurtta sulh, cihanda sulh” demiş. (Bu ilkeyi araştırırken Kars’ta 35 metre yüksekliğinde bir heykel yapılmakta olduğunu öğrendim. Heykel Ermenistan’dan görülecekmiş ve ne kadar barış yanlısı olduğumuzu onlara gösterecekmiş!) 12 katlı apartman parası ile o köye bir okul da yapılabilirdi. Bana göre bu da yanlış bir siyasi tercih.

Bugün Anayasamızda da var olan "yurtta barış, dünyada barış" ilkesi için Türkiye’nin yapacakları yok mudur? Barış nasıl sağlanır? Sadece karşı tarafın vazgeçmesini ödün vermesini bekleyerek ve olduğumuz yerde durarak barışa giden yolu tamamlayabilir miyiz? Orta yola gidecek adımları atmaktan niçin korkuyoruz?

Muhalefeti hayretler içinde dinliyorum, 1940 ların görüşünde hala. Çağı anlayamıyorlar, yorumlayamıyorlar. Muhalefetin görevi muhalefet yapmak ama bunu herşeye muhalefet olarak kullanması bugüne kadar olduğu gibi yine kendisine zarar verecektir.

Sporun amaçlarından birinin de dostlukların kurulmasını sağlamak olduğu anlatıldı hep bizlere. Dostlukta adım atmak ödün vermek yok mudur? (Ödün vermekten onların tezinin kabul edilmesi yada toprak verilmesi gibi uç anlamlar çıkartılmamalıdır.) Cumhurbaşkanının daveti kabul etmesi de ödün vermektir, barışa gidecek yolda küçük bir yakınlaşmadır. Türkiye dostane duygular taşıdığını göstermesi için tarihi bir fırsatla karşı karşıyadır. Dostluğa giden yolda yakınlaşmak için yürümeliyiz diye düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 8
: 1356
Kayıt tarihi
: 03.07.08
 
 

Tarih öncesi yaşamdan, uzaydaki yaşama kadar merak ettiklerim pek çok. Bir süredir okuyucusu olduğum..