Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '11

 
Kategori
Dünya
 

Barış…

Barış…
 

Şöyle dünyaya, özellikle en çok kullanılan ya da toplumları en çok etkisi altına alan kavramlar açısından bakarsak, sanıyorum en çok kullanılan sözler…
Demokrasi ve barıştır.
Haliyle böyle olunca, tabi bizde de bazı kesimler tarafından oldukça sık kullanılmaktadır...
Aslına bakarsanız böyle dünya şu günü, bu günü gibi kavramları çok sevmiyorum. Çünkü ben biraz da bunu…
Dünyayı son iliğine kadar sömürüp, yer altı yer üstü tüm kaynaklarını talan edip, doğayı, suları, denizleri hatta gökyüzünü bile kar uğruna  kirletenlerin sözüm ona çevreci hareketleri desteklemesi gibi  algılıyorum.
Baktığımızda da göreceğimiz manzara sadece savaş ve mücadeledir…
Barış sadece bu savaş ve mücadeleler sırasında birazcık güç toplayabilmek için verilmiş moladır, o kadar…
Aslolan savaştır, mücadeledir…
Şimdi buradan savaş çığırtkanlığı yaptığım gibi bir sonuç asla çıkarılmasın, ben aslında işin gerçeğini söylüyorum…
Çünkü yaşamda Haklı- haksız…
Ezen- ezilen…
Sömüren- sömürülen…
Güçlü- güçsüz arasında barış olamaz…
Ancak
Güçler dengeli olursa, belki eşitler arasında bir barış olabilir, yoksa az önce saydıklarım arasında barış değil olsa olsa tarafların bu savaşta güç toplayabilmek için sığındıkları bir ateşkes olabilir o kadar…
Diğeri sadece insanları, toplumu yanıltma amaçlıdır başka bir şey değil…
Şöyle bir düşünelim…
Birileri, siz bunu dünyanın en zenginleri olarak anlayın ya da dünyanın kaymağını yiyenleri…
Bunların genel dünya nüfusu içindeki oranları ne kadardır diye düşünüyorsunuz?
Ben söyleyim yaklaşık yüzde 15.
Peki ya, bu kadarcık nüfusuna karşılık dünyanın gelirinin ne kadarına el koyduklarını düşüyorsunuz?
Yine onu da söyleyim, yüzde 80…
Yani dünyada çok küçük bir azınlık dünyanın gelirinin çok büyük bir çoğunluğuna el koyuyor…
Şimdi geriye kalıyor nüfusun çok geniş bir kısmı, oda yaklaşık olarak yüzde 85 civarında oluyor…
İşte bu büyük nüfus için düşen pay da yüzde 20…
Bu durumu biraz da bizim atasözümüzle açıklamaya çalışırsak ki işin doğrusu bu…
“Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar…”
Dünyada emperyalizm olacak…
Bu emperyalizm tüm dünyayı tek pazar yapmaya çalışacak…
Ulusal sınırlarınızı yıkacak, güvenliğiniz için beslediğiniz ordunuzu dağıtacak…
Sanayinizi, tarımınızı yok edecek…
Üstelik daha fazla kar uğruna denizinizi, gölünüzü, ırmaklarınızı, gökyüzünüzü mahvedecek, sonra da barış mış…
Şimdi söyleyin, emperyalizm yok olmadan barış olur mu?
Emperyalizmden bağımsız bir barış düşünülebilir mi?
O halde bu tür barış söylemcilerine sadece  bir şey söylenebilir…
Sevsinler barışınızı…
 
 

08–09–2011
Nusret KEBAPÇI
 

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..