Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '07

 
Kategori
Magazin
 

Barış Akarsu'ya acil şifalar diliyorum

Barış Akarsu'ya acil şifalar diliyorum
 

Yeni çıkan bir gazetenin, derginin ilk sayısını mutlaka alırım. Fırsat buldukça her dizinin ilk bölümünü seyretmeye çalışırım. İlklere karşı böyle bir merakım var işte…

Sonra kararımı veririm. Bu dergi yaramaz, bu gazete tutmaz, bu dizi reyting yapmaz falan… Verdiğim kararlar doğru çıkar mı diye merak ediyorsunuz değil mi, benim için o karar verilmiştir artık. Başkalarının kararı beni o kadar fazla ilgilendirmez.

Barış Akarsu’nun katıldığı yarışmada, yarışmacıların tanıtıldığı ilk bölümü çok iyi hatırlıyorum. Fiziği, duruşu, uzun saçları, farklı tavrıyla dikkatimi çekmişti ve kendi kendime yarışmanın birincisi bu çocuk olur demiştim.

Geçen yaz yeğenlerimden birinin düğünü için memlekete gittiğimizde her yerde Barış Akarsu’nun posterlerini gördük. Sebebini anlayamadığımız için sorduk. Meğersem hemşehrimizmiş. Bizimkiler, yarışmada birinci olması için sürekli sms gönderip Barış’ı destekliyorlarmış.

Hayatımda hiç hemşehricilik yapmadım. Birisinin değeri benim için, işini iyi yapmasıyla, ahlâklı bir kişiliğe sahip olmasıyla ölçülür. Benim hemşerim olması, onun beceriksizliğini ve tembelliğini örtemez.

Aynı şekilde hayatım boyunca torpil yaptırmak için de hiç hemşeri aramadım. Hangi görevde, hangi mevkide memleketlim vardır, bilmem.

Bugünkü gazetelerde yer alan bir haber, Barış’ın geçirdiği bir trafik kazasında ağır yaralandığı ve hayati tehlikesinin devam ettiği şeklindeydi. Duyunca elbette üzüldük.

Bir trafik kazası olmasına üzüldük. Bu kazada iki genç kızın ölmesine üzüldük. Barış’ın da ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olmasına üzüldük.

Ben kadere inanan bir insanım. İrademiz dışında meydana gelen olayların tanımı kaderdir. Ona kader demeseniz de, adına başka bir şey deseniz de zaten değişen bir şey olmaz.

Ama kendi irademizle yaptığımız yanlışlar beni daha çok üzer. Onu yapmayabilirdik. Gerçi olay artık meydana geldikten sonra kızmanın, üzülmenin, keşke demenin hiçbir faydası olmaz. Bu da artık “kader” olmuştur.

Ama olay meydana gelmeden önce her şey bizim irademizdedir. Söylenenlere göre bir kural ihlâli söz konusudur. Tali yoldan ana yola yavaş ve dikkatli çıkılır. Oysa Barış’ın içinde bulunduğu arabanın hızla yola çıktığı iddia edilmektedir.

Barış’ın içinde bulunduğu diyorum. Çünkü arabayı kullananın kim olduğu da tam belli değil. Kimi gazeteler Barış’ın direksiyonda olduğunu yazarken, kimileri 3 ay önce ehliyet alan ölen sevgilisi Zeyneb’in arabayı kullandığını söylemektedirler.

Burada da kafama takılan bir konu var. Benzeri kazalarda, yaralıların yasal sorumluluktan kurtulması için, ölenlerden birinin arabayı kullandığı savını öne sürmek âdet olmuştur.

Böyle acılı ve zor bir zamanda böyle hesaplar yapmak bana çok garip ve ağır gelir. Bu olayda böyle bir şey olduğunu bilmiyorum. Sadece bana hatırlattıklarından yola çıkarak düşüncelerimi söylüyorum.

Bir trafik kazasında sevdiğiniz insanların ölümüne sebep olmak bir insanın başına gelebilecek en büyük acılardan biridir Allah kimsenin başına vermesin. Fakat göz göre göre, nasıl olsa öldü diye suçu ölen birinin üstüne atmak, bana göre bundan daha feci bir acı.

Böyle bir vicdan azabıyla insan dünyada rahat yaşayabilir, yaşamaktan zevk alabilir mi?

Doğum gününde kendisi onuruna verilen bir partiye giderken bir kazada iki arkadaşını kaybeden ve kendisi de komaya giren Barış Akarsu’nun haberini eşimle birlikte gazetelerde okuduk. Bir süre üzüntümüzden birbirimize bir şey söyleyemedik.

Sonra eşim, “şu yarışma olmasaydı, bu çocuk ölmeyecekti” dedi.

Evet, bu tarihte, bu yerde, bu şekilde bir kazayı herhalde geçirmeyecekti. İnsanların hayatında dönüm noktası olan böyle bazı önemli olaylar vardır, katılıyorum. Ancak ben o kadar uzağa gitmeden, trafik kurallarına uyulsaydı, bu kaza yine olmayacaktı diyorum.

Arabayı kim kullanıyordu bilmiyorum, kurala uymalarını önleyen neydi, onu da bilmiyorum. Mesela içkililer miydi? O zaman içkili araba kullanmasalar bu kaza yine olmayabilirdi.

Gerçek şu ki, hayatımızda her şey oluncaya kadar, elimizden gelen dikkati göstermek zorundayız. Ok yaydan çıktıktan sonra hiçbir keşkenin zerre kadar faydası yok.

Bütün dualarımız Barış’ın yeniden hayata dönmesi için...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..