Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Barış Çubuğu

Barış Çubuğu
 

Pipes of Peace


 

Paul Mc Cartney’in “Pipes of Peace” isimli şarkısını hatırlarsınız, 1914 Birinci Cihan Savaşında geçer. Savaşın ve barışın iç içe olduğunu, asıl olanın insanlık olduğunu vurgulamıştı. Pipes of peace,  Kızılderililerin kullandığı Barış Çubuğudur. Savaşçı, barbar diye tanıtılan Kızılderililer, yıllar boyu barış içinde yaşamış, gerekmedikçe savaşmamışlardır, ta ki beyaz adamla tanışıncaya kadar. Doğaya saygılı toplumun barış yanlısı olmaması mümkün değildir. O toplum asla sömürücü olamaz.

Gündemimizde “barış süreci” adı altında siyasi bir süreç var. Barış isteyenler, barış istemeyenler demeç üzerine demeçler vermekte. Ve kamuoyuna sorulmakta siz de barış yanlısı mısınız? diye. Hatta barış sürecini çok karmaşık bir konuymuş gibi araya aracılar sokuyorlar.

Değerli okuyucular, bu topraklarda yaşayan halk, atalarından aldığı barış mirasıyla, kavgasız gürültüsüz yaşamasını çok iyi bilir. Barışı yaşayan, kıymetini bilen halk, belli bir kültür seviyesinde attığı adımı, ağzından çıkan lafın nereye gittiğini bilen halktır. Çünkü bu halk uzun yüzyıllar savaşsız, sömürülmeden, inançlarını özgürce, hür yaşamış halktır. Bu duygular kolay unutulmaz.

Sömürücü idareler, dün dini kullandılar, şimdi barışı kullanıyorlar. Dincilere ne kadar kızmışsak, barışçılara da kızmalıyız. Bu topraklarda yaşayan halk, ne istiyor? Tabi ki huzur, barış istiyor. Ama sömürülmeden, güdülmeden yaşamak istiyor. Kullanılmak hiç istemiyor. Toplumsal yaşantımız sadece siyah beyaz olmasını beklemek doğru olmaz, gri bölgeler vardır, olmalıdır da. İşi kamplaşmaya götürürsek, toplumları parçalamış oluruz. Bu da tehlikelidir.

Bakın İngiltere’de Margaret Thatcher'ın ardından üzülüp yas tutan da var, şampanya patlatıp kurtulduk diye eğlenen de var. Toplum iki tavrı da olgunlukla karşılayıp seyrediyor. Bizde bu tür yaklaşım olsa merkezi otorite ne der, ne yapar bir düşünün. Otoriteyi kollayan tarafta, protestosunu göstermek isteyen tarafta aynı olgunluğa kavuştuğu zaman arzuladığımız medeniyete adım atmış oluruz. Ben protestoyu gösteren tarafta sorun olmadığını düşünenlerdenim. Öğrencisine çok konuşuyorsun diye susturan öğretmenler, çocuklarımıza öz güven açısından onları dinlememizi öğütlemeleri komiktir. Belki de kişisel siyasetimizin gereğidir.

Gündemimize dönecek olursak, siyaset kendi arasında bağıra çağıra dursun, halk dikkatlice olan biteni izliyor. Yüzyılların getirdiği birikimle tavrını ortaya koyacak, o tavır medeniyetin neresinde olduğumuzu gösterecek. Dincilere, barışçılara itibar edip etmediğimizi göreceğiz. Umudun ne diye sorarsanız, pek yok derim. Sömürücülerin gücünü iyi biliyorum da ondan.

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..