Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '09

 
Kategori
Özel Günler
 

Barış için bir şiir...

Barış için bir şiir...
 

Bugün "Barış" için bir yazı yazmayı düşünüyordum. Şiirlerimden biri aklıma geldi. 11 sene önce yazmıştım. Barış'a duyduğum özlem ile... 11 senedir isimler dışında hiçbirşeyin değişmemiş olduğu gerçeği ile bir an duraksadım. 11 senedir halen ana haber bültenlerini şehit haberleri ve şehit cenazelerinde kendini yerden yere atan anne babalar ile açıyor, daha sonra askerlerimizin arkadaşlarının intikamını aldığı haberi ve üst düzey askeri yetkililerin kararlılık mesajları ile devam ediyor, daha sonra da politikacılarımızın "vatanın bölünmez bütünlüğü..." ile başlayıp " vatan ve millet olarak çok zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde..." cümleleri ile devam eden nutularını dinleyip, bülteni "Para'nın notları" ile bitiriyoruz. Yukarıda belirttiğim bülten programı hep aynı, sadece isimler değişiyor. Dün Ahmet, Mehmet şehid iken, bugün Kemal, Serkan şehit oluyor; dün Özkök, Büyükanıt kararlılık mesajı yayınlarken bugun mesajları Başbuğ veriyor; Dün Demirel, Çiller nutuk atarken bugun Erdoğan, Gül nutuk atıyor; dün Mark ile Dolar'ı paritesini incelerken, bugün Dolar-Euro paritesi ekonomi için hayati önem arz ediyor.

Yıllardır insanlar birbirine kırdırılıyor, küstürülüyor, savaştırılıyor ve biz de artık adına bağışıklık mı, çaresizlik mi, duyarsızlık mı, umarsızlık mı dersiniz bilmiyorum; haber bültenlerini sanki bir film izlermiş gibi izliyoruz ve çok önemli bir detayı, her akşam izlediğimiz haber bültenlerinin alay edercesine gözümüze soktuğu bir gerçeği, her defasında görmezden geliyor veya kaçırıyoruz. Hayata ve ölüme dair tüm haberlerden sonra haber bültenleri her zaman "Para'nın Notları" ile bitiyor. Her akşam haberlerde izleyip ağladığımız, kızdığımız, yakındığımız ve endişe duyduğumuz tüm öğelerin ne uğruna gerçekleştirildiğini anlatan bir kapanış yapıyorlar görmek isteyene... Kumarda olduğu gibi hayatta'da her zaman kasa kazanıyor...

Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. Bugün barışma günüdür. İnsanların insanlarla olan barışı değildir sözkonusu olan sadece. İnsanların doğa ile ve tüm canlılar ile barışma günüdür. Daha da önemlisi insanların kendileri ile barışma günüdür. Bir gün için bile olsa kendiniz ile barışın ve bir gün için bile olsa barış için elinizden gelen birşeyler yapın. Ne bileyim, sokakta hiç tanımadığınız birine gülümseyip "Merhaba" diyebilirsiniz mesela. Emin olun hiç birşey kaybetmezsiniz ama belki bir insan kazanırsınız... İnsanlarla, doğayla ve kendimizle barıştığımız gün içine itildiğimiz bir Savaş'ı kazanmak yerine, özlem duyduğumuz bir Barış'ı kazanmak için çaba sarfetmeye başlayabiliriz belki...

11 sene önce yazdığım "Meçhul Asker" isimli şiirim aşağıda. Nice 11 seneler kaybetmemek umudu ile Dünya Barış gününüz kutlu olsun...

MEÇHUL ASKER

Ana kucağından ayrılıp cepheye yürümüşsün
Sen onları unutmadın, gel gör ki unutulmuşsun
Otur şöyle yiğidim, belli ki yorulmuşsun
Gülmeyi unutmuşsun, gözyaşların nöbette...

Bir sümbüli vakti taarruza kalkmışsın
Vatan için ölmeyi vatana borç saymışsın
Şafağa onbeş kala saymayı bırakmışsın
Toprağa karışmışsın, mezar taşın nöbette...

Bugün yine dağlarda, pusularda beklersin
Belki bir gün şarjörüne menekşeler sürersin
''Vatan için yaşamayı'' vatan borcu bellersin
O gün evine dönersin, ana yüreği nöbette...

İstanbul - 1998

("SENsizlik" - Yalınses Yayınları 2007)

 
Toplam blog
: 89
: 618
Kayıt tarihi
: 16.12.06
 
 

İlk kitabımı, 'Pal Sokağı Çocukları'nı okuduğumdan beri yazıyorum. Yazmak beni o çocuklar gibi öz..