Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Barış Manço'yu unutmadık!..

Barış Manço'yu unutmadık!..
 

Ölenlerin ardından yaşayanlara şu soru sorulur: Merhumu nasıl bilirdiniz?

Bu soruya genel olarak "iyi biliriz" denir; ölen ne kadar kötü de olsa..

Aslında ölen kişiye karşı son bir jesttir bu, yaşayanlar tarafından yapılmış..

Ne var ki, bazı insanlar gerçek anlamda bu sözü hak ederler. Gerçekten iyidirler çünkü..

Barış Manço böyle biriydi. "Merhumu nasıl bilirdiniz?" sorusuna, belki de tüm ülkenin hep bir ağızdan; "İyi bilirdik" dediği biri olmuştur Barış..

On yıl olmuş..Barış Manço'nun fani dünyayı erken terk edip, ebediyete gidişinin üzerinden tam on yıl geçmiş.

İnsanlar unutulur; eserler unutulmaz, denilmiştir.

Barış Manço, hem bir insan olarak, hem de bir "sanatçı" olarak unutulmazlar arasına girdi.

Sağcılık-solculuk ayrımının şarkıcıları bile bölüştürdüğü zamanlarda, biz (sağcılar) Cem Karaca'yı dinler ama dinlemiyormuş gibi davranırdık; solcular da Barış'ı dinler ama dinlemiyormuş gibi davranırdı.

İyi zamanlar değildi, o zamanlar..Sonra anlaşıldı ki, Rahmetli Barış da, Cem Karaca da aslında aynı "kök" ün sesleriydi. İkisi de bu toprakların yankısıydı.

Şimdi, ölümünden on yıl sonra Barış'ı hatırlarken içim buruluyor. Yazgıya teslim olmuş biri olarak bile, sadece şarkılarıyla ve uzaktan tanıdığım Barış'a özlem duyuyorum..

Ülkesini ve ülkesinin insanlarını çok sevdiğine inandığım Barış Manço, son yıllarında her zaman yaptığımız vefasızlığımıza kırılmış gibiydi. Zannederim, bunu bir kaç defa da dile getirmişti.

Yeni jenerasyona Barışı tanıtamamış, sevdirememiştik. "Müsaadenizle çocuklar.." diye başlayan bir şarkısında, aslında bu kırgınlığını dile getirmişti. Televizyonlar, bir anda pop müziğin "yeni yetme"lerini pohpohluyor, bizim jenerasyonlarda derin izler bırakmış duayenleri dışlıyordu.

Barış bu duygular içerisinde öldü. Bize kızgın değildi kesin; ama kırgındı.Bunu hepimiz biliyorduk ve suçluluk hissediyorduk. Belki bu yüzden, onun cenazesi, bir şarkıcı cenazesinden çok, bir fikir önderi, bir ruh lideri gibi kaldırıldı. Türkiye, onun ardından ağladı.

Barış Manço'ya hiç karşılaşmadım, onu seven milyonlarca insan gibi..Ama, belki de o benim bir şiirimle karşılaşmıştır:
1990'lı yıllarda bir televizyon programı yapıyordu Merhum Barış Manço..Programın adını şimdi hatırlamıyorum ama sürekli izleyici mektubu veya şiirleri bekliyordu. "Barış Manço Posta Kutusu: ? Moda-İstanbul" diye, bir adresi sürekli tekrar eder; o çabuk konuşmasıyla mutlaka yazın diye teşvik ederdi.

Ben de -hatta belki de şiiri besteler umuduyla- şiirden çok şarkı sözünü andıran bir şey göndermiştim. Hatırladığım kadarıyla şöyleydi:

Bu ülkenin trenleri
Alır gider sevenleri
Bu ülkenin trenleri
Depreştirir tüm dertleri..

Koltukta bir ihtiyar
Geçmiş zamana dalar
Rayların cümbüşünde
Eski bir sevda arar.

Beşiğinde bir bebek
Öte dünyadan bakar
Küçücük sandalında
Ummana yelken açar

............................

İşte, on dörtlüğe yakın şiirden hatırlayabildiğim bu kadarı. Eğer, mektubum eline geçmiş ve "bakalım bunda ne var" diye açıp okumuşsa, şimdi benim çoğunu unuttuğum bu dörtlükleri okumuştur Merhum Barış..

Belki de, böyle olmuştur ve belki de bir tür "yüzleşme" yaşamışızdır Rahmetli Barış Manço'yla..

Ama böyle olmadıysa da önemli değil. Hala, bir Barış Manço şarkısı dinlediğimde, kendimi tüm dertlerden kurtulmuş olarak, uzak iklimlerde kaybolmuş hissediyorsam; hala, "bunu Barış söylemeseydi ben söylerdim" diyebiliyorsam, demek ki Barış benim içimde...

Hepimizin öyle değil mi!...

Bir kere daha gani gani Rahmet diliyorum Barış Manço'ya..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..