Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Barış ve Demokrasi

Barış ve Demokrasi
 

Suç işleme özgürlüğünü kullanarak demokrasi ve barışın sokakları kan gölüne çevirmekle olamayacağını


Demokratik açılıma kaldığımız yerden devam etmenin meşru zemini sokakların olmadığı, Anaların gözyaşlarını dindirme projesini sonlandırmanın aslında daha fazla gözyaşı ve acı demek olan sokak savaşları ile olamayacağı,

Suç işleme özgürlüğünü kullanarak demokrasi ve barışın sokakları kan gölüne çevirmekle olamayacağını,

Hak arayışının sebepsiz günahsız insanların mallarına ve canlarına kastederek alınamayacağı,

Biz vatandaşların vergisiyle yapılan kamu malına zarar vererek, bizim haklarımızın alınacak yerin sokaklar olmayacağını,

Vergilerimle yapılan kaldırımları söküp yine vergilerimle alınan araçları tahrip etmenin barış ve demokrasi anlayışından uzak olduğu,

Aklıselim ve ortak aklın galip gelip;

Kapatılan Demokrasi Toplum Partisinin siyaset yapmalarına bir engel olmayan 19 milletvekilin barış ve demokrasi mücadelelerine Barış ve Demokrasi Partisinde devam etme kararı en doğru ve gerçekçi olanıdır.

Anayasa Mahkemesinin kapatma kararı sonrasında artan gelirimin,

Kaos ve felaket tellallarının ortaya koyduğu şiddet ve terörün,

Ergenekon Terör Ahtapotunun iç ve dış kollarının senaryosunu yazdığı oyunun,

Olağan Üstü Hal durumuna meşrutiyet kazandırmak için ellerini ovuşturan karanlık emelcilerin oyununu bozma adına aldıkları bu karar demokratik açılım sürecine önemli katkılar yapacağını düşünüyorum.

Sine-i millete gideyim derken sille-i milletle karşılaşacağı muhtemel olan olası büyük bir hatadan dönmelerine katkı sunan sivil insiyatif, kanaat önderleri, aydınlar, yazarlar ve sağduyu kazanmıştır.

Zira OHAL’e meşru zemin hazırlayıp, kâbusun geri gelmesini sağlayanların başarıya ulaşması an meselesiydi.

Bazı kendini bilmez densizlerin OHAL ve ardından da darbe çığırtkanlığı yapacakları aklıselim düşünen herkesin gördüğüydü.

Olağanüstü Hal durumunu bu millet çok iyi bilmektedir.

25 yılı aşkın süreyle demokrasi, barış ve kardeşliğe büyük darbe vuran Olağanüstü Hal’in yeniden gelmesi bu ülke insanının tabii bir afeti istemesi kadar ürkütücüdür.

Olağanüstü Hal’in uygulandığı dönemlerin bir gün fazla yaşamanın ganimet sayıldığı günler olarak hatırlayanımız vardır umarım.

Silahların gölgesinde yaşanan yaşamların olduğu dönemler olarak bilinen O hal’li yıllar toplumsal barışın ve demokratik hak arayışların kelime olarak bile telaffuzu mümkün olmayan yıllarıydı.

Bu yıllara geri dönmek demek demokratik gelişim anlamında kazanılan tüm kazanımların heba olması geriye dönmesi demek.

Ardından da sıkı bir yönetim demek.

Şiddeti şiddetle bastırmak demek.

Daha fazla kan ve daha fazla acı demektir.

Silah ve gözyaşıyla Barış ve demokrasi mümkün değildir.

Aslolan Barış ve Demokrasi çatısı altında, meclis zemininde siyaset yaparak sağlamak mümkün olur.

Demokratik Açılım bir parçası olan Kürt Açılımını yapabilecek tek platform siyasi iradenin çatısı altında olabilecek meclis çatısıdır.

Halk iradesinin yegâne tezahürü olan meclis zemini akılcı ve mümkünü kabil meselelerin halli için vardır.

Büyük kazanımların olduğu bir dönemi mızıkçılık yaparak, küserek geçirmenin samimiyetle bağdaşmadığı aşikârdır.

Dolayısıyla altısı kapatılsa da tabirlerince “hakların kardeşliği” adına yedincisinde birleşmek Türkiyeliler için en anlamlı ve önemli olanıdır.

Doğumun çok zorlu ve sancılı olacağı zaten bilinmektedir.

Ancak doğum zorlu olacak diye hastasını jinekolojik masada bırakıp giden tek jinekologa rastlayamazsınız.

Madalyonun diğer yüzünde ise çok daha karanlık ve vahim durumlar yatmaktadır.

Siyasi arenada yenilmeyi içine sindiremeyen güç odakların kaos ve gerilimden nemalanarak Adalet ve Kalkınma Partisini alt etmek.

Topyekûn kurtulmanın yollarından sonuncusu aslında.

Sokaklarda şiddet tırmanırken açılımın bittiğini anlatan bazı siyasilerin sevinçten adeta halay çektiklerini görmek benim bu iddiamı doğrular niteliktedir.

Barış, demokrasi ve kardeşlik projesinin sokak gösterileriyle artık bittiğini savunanlar bu projenin mimarı olanları ipte sallandırmaktı amaçları.

Barış ve Kardeşliği içine sindiremeyen keftorların kaos ve göz yaşı üzerine kurdukları faraziyeler üzerinden AK Parti ve bilhassa partinin genel başkanı ve başbakandan kurtulmanın en etkin yoluydu.

Önce sokak gösterileriyle ülkenin içine edeceklerdi.

Sonra ortamı yatıştırmak için O hal’li günler geri çağrılacaktı.

Olmadı sıkı bir de yönetim geldi mi

Al sana açılım.

Al sana demokratik hak ve Türkiyelilik Kardeşliği.

Bu şartlar oluşturulmuşsa, darbe çığırtkanlığı hemen arkasında gelir.

Antidemokratik uygulamalarla bugüne kadar gelenlerin ekmeklerine yağ sürülmüş olacaktı.

Ki korkulan olmadı,

Aslında planlar suya düşürüldü.

Senaryo belki Oskarlıktı.

Ama oyuncular berbattı.

Sahne eski sahne değildi.

Işık ve efektler ilkeldi.

Talcit pilavı bu sefer ısıtılırken yanmış olmalı ki servis edilemedi.

Aklıselimin, sağduyunun ve ortak aklın gerektiği tek gerçek;

Siyasi meselelerin tek çözüm adresi meşru zemin olan siyaset sahnesidir.

O sahne ise Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

Demokratik Açılımın bir an önce başlayarak sonuçlanmasıyla huzura erecek bir Türkiye temennisiyle….

Saygılar.


http://www.servetbeki.com/

 
Toplam blog
: 77
: 765
Kayıt tarihi
: 03.05.09
 
 

1968 Bingöl Merkez Ilıcalar Içpınar Köyünde doğdu. Aslen Bingöl Merkez Çukurca köyündendir. İlk v..