Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Barışı bile çileden çıkaran parti! DTP. vs, vs.

Barışı bile çileden çıkaran parti! DTP. vs, vs.
 

Kişisel açıılım ve toplumsal levha


Bir süre, demokratik açılımın seyrini ve gelişen tabloyu izledim. Teslim olan 34 kişi için Habur Sınır Kapısı'nda, DTP'lilerin yaptığı cafcaflı karşılamayı takip ettim. Bu, çığırından çıkmış gösterinin, bir iç gerilimi tetiklediğini gördüm ve sonunda yazmaya karar verdim.

Karşılama töreni öylesine abartıldı, öylesine tantanalı bir hale sokuldu ki, açılım taraftarlarının dahi sabrı taştı. En sakin ve en makul insanlar bile çileden çıktı. DTP'liler, kapıldıkları zafer (!) sarhoşluğu nedeniyle, karşıladıkları kimselerin binlerce insanımızın ölümüne sebep olan PKK'nin mensubu olduğunu unuttular.

Uyarılınca da işi pişkinliğe vurdular. Kışkırtmaları, "barış isteyen halkın sevinci" olarak izah ettiler. Devletin, kendilerini tanımadığından şikâyet edenler, zat-ı alilerine gösterilen ilk müsamahada, ülke çoğunluğunu yok saydılar. Tepkileri, güya şaşkınlıkla karşıladılar. Hatta daha da ileri giderek, çocuğunu teröre kurban veren acılı insanlardan empati beklediler.

Sınırdan girenlerin, 30 yıldır ülkeyi ölüme, kana ve gözyaşına boğan terör örgütünün üyesi olduklarını hesaba katmadılar. Ekseriyetin acısı ve kahrı üzerine kutlama yapılamayacağını akıl edemediler. Gelenlerin, anaları evlâtsız, kadınları eşsiz, çocukları babasız bırakan PKK nın elemanı olduğunu düşünmediler.

Konumlarından utanç duyması gerekenleri alabildiğine yücelttiler. Onları, büyük bir zaferin kahramanlarıymış gibi karşıladılar. Kürt halkının barış sevincine tepki gösterilmesine anlam veremediklerini söylediler. "Bu tepkilerin sebebini kavrayamadık" derken, akıl tutulmasına uğradıklarını farkedemediler.

Çoşku ve zılgıtlarla karşılananlar, özel giysileriyle otobüsün üzerinden zafer işareti yapanlar kimlerdir? Askere giden hayat dolu delikanlıların, memleketlerine tabut içinde gelmesine sebep olan terör örgütünün mensuplarıdır.

Bu durumda, PKK kurşunuyla ölen gençlerin anasından, babasından, eşinden, evlâdından nasıl sükûnet bekleyebilirsiniz? Karşılamanın, apaçık bir tahrike dönüştüğünü nasıl göremezsiniz? Buna, Hz. Eyüp sabrıyla bile katlanılamayacağını nasıl bilemezsiniz?

Peki DTP"liler ve PKK"lılar bu densizlikleri yapacak cesareti nereden alıyorlar dersiniz? Tabi ki batı ülkelerindeki bağlantılarından.

Bunun en yalın örneği, Fransa eski Devlet Başkanı Françoise Mitterrand'ın dul eşi Madam Danielle Miterrand'tır. Şamdan kaçıp İtalya'ya geldiğinde Öcalan'a, “Avrupa’daki etkimizi kullanarak seni sahipleneceğiz. ... Fakat sen mümkün olduğunca barışçıl mesajlar ver. İltica süreci işliyor. İtalya’dan ayrılma, başka yer aklından geçmesin.” dediği rivayet ediliyor. (1)

"Uzun yıllar PKK’nın Avrupa sorumluluğunu üstlenen, ... 2004’te ayrıldığı PKK tarafından 11 Şubat 2006’da Süleymaniye’de ... öldürülen Kâni Yılmaz’ın anılarında örgütün, Avrupa’nın birçok ülkesinde, hatta Afrika’da üst düzey devlet adamları, siyasetçiler ve istihbaratçılarla kolaylıkla ilişki kurabildiğini belirttiği" anlatılmaktadır. (2)

Son zamanlarda ise artık PKK'nın, desteğini kaybettiğini, tasfiye sürecine girdiğini düşünüyorum. O da bu finali, " zafer kazanmış kahraman örgüt (!) havasıyla" sonlandırmaya çalışıyor.

Birinci Ergenekon davasına bakan mahkeme, Genelkurmay, Emniyet ve MİT'ten Abdullah Öcalan'ın, "Ergenekon Örgütü"yle ilişkisinin olup olmadığının bildirilmesini istemiş.

Eğer bu kurumlardan, "Öcalan'ın Ergenekon üyesi olduğu"na dair bir cevap gelirse ne olacaktır? DTP' liler, yıllardır kurtarıcı saydıkları adamın, güneydoğuda yargısız infazlar yapan, kürtlere pislik yediren ve onları asimile etmeye çalışan derin oluşumun üyesi olduğunu öğrendiklerinde acaba ne yapacaklardır? Başlarını öne eğip utanacaklar mıdır? Kandırıldıklarını düşünecekler midir?

Açılım süreci sebebiyle, yönetimin gösterdiği hukuki ve siyasi müsamahayı istismar ederek Kuzey Iraktan gelenleri, "devleti dize getiren kahramanlar edasıyla" karşıladıklarından dolayı pişmanlık duyacaklar mıdır? Hiç sanmıyorum.

Zira, makul bir zihin işleyişine sahip olmayan ya da akıl kısırlığı yaşayan insanların, en yalın gerçekler karşısında bile fikirlerinden vazgeçeceklerini düşünemiyorum. Bazı istisnalar dışında, tecrübe bunu gösteriyor.

Olayı değerlendirdiğimde şöyle bir sonuca varmaktan da kendimi alamıyorum. Habur'da sergilelenen manzara, tamı tamına MHP ve CHP'nin beklediği biçimde gerçekleşmiştir. Bir anda açılımın seyri değişmiş, destekçileri bile pişman eden bir sonuç ortaya çıkmıştır.

Barış naraları, iç savaş tahrikçiliğine dönüşmüştür. Gariptir, Ahmet Türk ve avanesi halâ bu çirkin eylemi savunmaktadır. Anlaşılıyor ki, DTP de diğer iki parti gibi düşünmektedir ve terör örgütünün tasfiyesini, kanın durmasını istememektedir.

Buradan rahatlıkla, kürtlerin temsilcisi olduğunu söyleyenlerin, en azından bir kısmının, (Öcalan gibi) birer derin oluşum elemanı oldukları sonucuna varılabilir. Öyle görünüyor ki, DTP'liler bağımsız düşünen akl-ı selim sahibi insanlar değillerdir. Eğer öyle olsalardı bu ülkede, PKK' ya antipati duyanların, ona sempati besleyenlerden kat kat fazla olduğunu bilir ve ona göre davranırlardı.

Bu süreç işlemeli ama olanlar bir daha asla yaşanmamalı.

(1) (2)- http://www.tumgazeteler.com/?a=239374

Resim: www.yurthaber.com/haber/acilim-surecine-cipla...

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..