Barışın iki aktörü

Merhabalar,

Bugün barış umudumu neden yitirdiğime açıklık getirmek istiyorum. Barış iki kişiye endekslendiğini gördüm. Bunun için Siyasilerin çabaları beyhudedir. Buna ek olarak Sivil toplum kuruluşların çabası da beyhudedir. En az bir yıla kadar barışa olan ümidimi yitirdim.

Barışı yüksek sesle haykırarak getirebileceğimiz tahmin etmiştim. Bunun için önceki yazılarımda her kesimin üstüne düşeni yapması için geniş geniş konuyu kamuoyu ile paylaşmıştım. Ama görünen köy klavuz istemiyor. Barışı Sivil toplum kuruluşları ya da Canlı Kalkanlar da durdurmaz. Hele hele siyasetçilerin kelime oyunları ile asla barış asla gelemez.

550 Vekil Ne Yapıyor

Çünkü siyasetçiler oy derdine düşmüşler, onların fakirlerin fukaranın evladının yitirilmesi değildir. Onların derdi koltuklarını nasıl sağlama alacaklardır. 550 vekil bu savaş ortamında neler yapıyor. Lice, Silvan, Varto,Cizre,Yüksekova, Şemdinli, Hakkari, Şırnak, Amed ve daha bir çok yerde olup bitenleri kamuoyu ile paylaşmak için kim ne görev almış üstüne, HDP üstüne düşeni yapmaya çalışsa da yeterli olamıyor. CHP bu konuda pasif duruyor adım atmıyor ama bazen dilendiriyor, MHP sıkıyönetim istiyor, AKP’de başkanlık derdine düşmüş giden fidanları görmezden geliyor. Hatta bir bakanları çıkıp diyor ki benim tek amacım var şehit olmaktır.

Bu yüzden diyorum ki bunların hiç biri artık barışı getiremezler, savaşın daha da kızışmasını sağlıyorlar. Halkı böyle kelime oyunları ile tahrik ediyorlar. Bunlar hakkın ve adaletin hesabını veremezler.

Barışı getirecek iki kişi var. Bu iki kişi barışı yeniden sağlayabilirler. Onun dışında kimsenin gücü yetmez.

Barışın İki Önemli İsmi

İster kabul edelim ister etmeyelim ister sevelim ister sevmeyelim, Türkiye’de barışın ve huzurun iki belirleyicisi var; bu iki insan ortak bir karar verirlerse herkes onlar için çalışacak ve onların sözleri halkın çok büyük kesimi tarafından kabul görüyor.

Bir tarafta devletin başı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan öbür taraftan PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’dır.

Her şey bu iki insana bağlı, başkanlık sistemi, barış, huzur ve ortadoğuda büyük bir güç olma hamlesi bu iki insanın tekrar sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Koşullar nasıl değiştiğini bilmiyorum, ama aracıların olmadığı direk bir görüşme ile tüm dünya ve Türkiye’ye barış elini sıkmaları halinde her şeyin bıçak sırtı gibi kesileceğini söyleyebilirim. Bugün yaşadığımız bu acı manzaralar, yıkımlar ve her türlü kaotik ortam birden kesilecektir.

Şimdi siyasetçilerin halkın ve sivil toplum kuruluşların devreye girerek bu iki insanı bir araya getirmeye ikna etmektir. Öcalan ve Erdoğan oluru olmadan hiçbir şekilde huzur ve barış ortamı sağlanamayacağını siyasi liderler de, halkta iyi biliyor. Hal böyleyken artık Öcalan ve Erdoğan’ın ikna olması ve akan kanın durması için tekrar ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Bunda en büyük pay devletin gücünü arkasında gören Erdoğan’ın ikna olması barış sürecini daha da hızlandıracaktır.

Her dem bijî Aşîtî,