Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '11

 
Kategori
Sinema
 

Bariz olan gözden kaçar, Sherlock Holmes yakalar!

Bariz olan gözden kaçar, Sherlock Holmes yakalar!
 

Dava hala sürüyor...


Kimi kahramanlar öyle derin izler bırakır ki akıllarda, defalarca farklı uyarlamalarla sunulsa da aynı keyifle izlenir. Bunlardan biri de, Sir Arthur Conan Doyle’ün ölümsüz karakteri Sherlock Holmes!

Avrupa’nın büyük kentlerinden Viyana ve Strasbourg’da bombalı saldırı dehşeti yaşanırken kaşla göz arasında yer değiştiren paketle ekmek, Holmes ile düşman saflarındaki sevgilisi Irene Adler’ı yeniden karşılaştırır. Zıt kutuplarda yer alan ikilinin çekişmesi sürerken dünyanın farklı köşelerinde ekonominin önemli isimleri yaşamlarını yitirmektedir. Görünürde dikkat çekmeyen bu olayların perde arkasındaki gizemi çözmek her zamanki gibi Holmes’a ve Watson’a düşecektir.

‘Dava yeniden açıldı’sözleriyle sonlanan 2009 yapımı ‘Sherlock Holmes’ün devamı olan SHERLOCK HOLMES: GÖLGE OYUNLARI, yönetmen Guy Ritchie tarafından bir sanat eseri titizliğinde işlenmiş yapısıyla oldukça başarılı. Ancak bu noktada başarının ilk kaynağı olarak Michele Mulroney ve Kieran Mulroney’nin kalemlerini göstermek gerektiğini de belirtelim. Sherlock Holms’ün tüm vasıflarını ve hayatındaki kişileri aynı yapımda buluşturan senaryoda, her karakterin ilginç özelliklerinin vurgulanması filme ayrı bir zenginlik katmış. ‘Önce yuvayı dağıt, ardından kanatları kırp, sırada gagası ve yumurtalarını halletmek var…’ disipliniyle, harika bir müzik eşliğinde sergilenen ‘Kazak suikastçı-Holmes horoz dövüşü’ sahnesi, görsel şölenlerden sadece biri! Mumyalama sıvısı içen, evinde piton, keçi, hindi gibi hayvanlar besleyip dev bitkilerle çevreciliğini(!) gösteren kahramanımızın, uygulama öncesi beyninde canlandırdığı akrobatik dövüşler SHERLOCK HOLMES: GÖLGE OYUNLARI’nın can damarı!

Bunun dışında denge unsuru Watson’la, uluorta ‘nü’ gezmekte sakınca görmeyen ilginç ağabey Mycroft Holmes’ü de unutmamak lazım. Hiç konuşmadan, bulunduğu plana müthiş bir espri katan Mycroft’ın uşağıysa gerçek bir profesyonellik. Argo ve küfürden komedi yaratmaya çabalayanlara tavsiyedir! Holmes’ün can düşmanı Moriarty’nin her yere uzanan gücüyle abartıya kaçan yapımda, Sim adlı Çingene de zayıf noktalardan. Sert yüz hatlarıyla karşımıza çıkan ‘Ejderha Dövmeli Kız’, görünüm olarak ne boşluk dolduran kadın karakter görevine uygun, ne de senaryoda oturmuş bir işlevselliğe sahip. İngilizlerin kadına ve evliliğe bakış açısının temsilcisiyse Mary! ‘Kadının yeri birkaç adım arkadadır’ diyen öyküdeki hoş ama boş sahnelere gelince… Trende ve silah fabrikasında yaşananlardaki olağanüstü denkliklerin mantıkla bağdaşamayacağını tam anlamak için filmi izlemek gerek. Eh bu kadarcık kusur Sherlock Holmes’ü bozmaz diyerek bunları da hoş görelim… Hem, İsviçre Alplerindeki karların arasından dökülen şelalenin yarattığı enfes görüntüler bunları unutturmaya yeter de artar bile!

‘Son macera’dan yeni bir başlangıç doğuran filmin etkileyiciliğine en büyük katkı, 3D derinliğini yaşatan ağır çekimler! Olacakları önceden düşünüp hamlelerini ona göre ayarlayan Kung Fu’cu Holmes ile boks şampiyonu Moriarty’nin satranç karşılaşmasından tutun da ağaçların mermiler tarafından parçalanış sahnesine kadar yapım, hep bu çekimlerle güçlendirilmiş.

Fransa ile Almanya arasındaki anlaşmazlıkları çözümlemeye soyunan İngiltere’nin dünya barışına katkılarını göstermeye ve ilk anarşik eylemleri resmetmeye yönelik anlatımda asıl mesaj, ‘Silah tüccarıyla sanayici birleşirse ortaya savaş çıkar’ sözünde gizli! Savaş başlatmak için ‘barış’ zirvesinden daha iyi yer olmayacağını söyleyip ‘bariz’ olanın daima göz ardı edildiğini vurgulayan SHERLOCK HOLMES: GÖLGE OYUNLARI, Birinci Dünya Savaşı’nın kaynağının kimler olduğunu da net bir dille anlatarak ekonomik ve siyasi gerçeklere ışık tutmakta. Haftanın en popüler ve eğlenceli yapımı olarak, ‘bariz’ bir şekilde karşımızda duran filmi kaçıranlar ya da sinema harici izlemek isteyenler, Sherlock Holmes’ün keskin zekâsına yakalanabilir! Ona göre…

Anibal Güleroğlu http://www.sinematur.com

 

 

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..