Bartolomeos'un hisleri

Bir Büyükadalı olarak, Patrik Bartolomeos'un kendisini çarmıha gerilmiş olarak hissetmesine anlam veremiyorum. Hristiyan vatandaşlar, ve dostlarımız, arkadaşlarımız hiç bir rahatsızlık duymadan dinlerini yaşamaktadırlar. 55 yıllık yaşamımda hiç bir din eksenli kavga, sataşma vs. gibi çirkin bir olaya şahit olmadım. Rum dostlarımızın düğün, cenaze gibi törenlerine hatta paskalya ayinlerine bile zaman aman katıldık, onlarla beraber iyi dileklerde bulunduk. Kiliselerine bu güne kadar yapılmış hiç bir taciz de görmedim. Sadece adalarda değil, İstanbul da da öyle. Beyoğlu Sant Antonyo kilisesinde de yılbaşı paskalya zamanı yapılan törenlere birçok müslüman İstanbullu vatandaşların katıldığı bilinmektedir.

Bu durum, Türkiye'nin her yerinde aynıdır. Kiliseler için de Sinagoglar içinde böyledir. Heybeliada Ruhban Okulu'nun 1971 de öğrenime kapatılması ayrı bir konudur. Patrikhane bu okulun özel bir statü ile faaliyet göstermesini istemiş, YÖK'e bağlanmasını reddetmiştir. Bu yasalarımıza göre mümkün değildir. Öyle olsaydı, tüm din ve mezhepler serbestçe özel okul açabilir duruma gelecekti.
Konu görselinde Burgazada kilisesi görülmektedir. Tüm ihtişamı ile yüksek kubbesi ve üzerindeki haç'ı denizden rahatça görülür durumdadır ve tarihi bir eser olarak korunmaktadır. Oysa Avrupa ülkeleri, cami minarelerini tartışma konusu yapmıştır.
Bartolomeos, 23 nisan tarihinin Büyükada Aya Yorgi kilisesinin özel bir günü olduğunu ve buraya mahşeri bir kalabalığın, hatta Yunanistan'dan özel turlar ile gelen turistlerin ziyaret ve ibadet ettiğini, iskele meydanında tenekelerle yağ ve mum (kilisede mum ve yağ yakmak için) satıldığını, Aya yorgi tepesine çıkan yolun iki yanındaki çalılara dilek tutmak için iplikler bağlandığını ve bu etkinliklere müslümanların da katıldığını bilmiyor olamaz.
Böyle bir durumda Patrik Bartolomeos'un serzenişlerinin haklı bir yanı olamaz. En azından biz adalıları inandıramaz. Sn. Patrik, dini konuları siyasi ortama taşıyarak, dünya egemen güçlerini de arkasına alma gayratleriyle Türkiye'nin mütekabiliyet insiyatifini kırmaya çalışmakta, Padişah II. Mahmut döneminde Patrik Gregorius'un Rus Çarına yazdığı ihanet mektubunu unutmuş görünmektedir. Bu ihanet sonucunda patrikhanenin, idama mekan olan kapısı halen kapalı tutulmakta, ne zaman burada bir Müslüman din otoritesi asılırsa o zaman açılacağı tezi de sonlandırılmamaktadır. Aksi olsaydı, kapı açılırdı.