Bas geç ya

Biz  hep övülmeyi ve övünmeyi severiz.okumayız, merak etmeyiz, kendi tarihimizi, dilimizi, atalarımızı bilmeyiz ama bilgiçlikden hoşlanırız. Resmi söylem dışında gerçekler bizi rahatsız eder.yüz yıldır böyle devam eder gider.

Muhteşem Süleyman tartışmaları başladı her kafadan ses ve yorumlar gırla gidiyor. Her sultanımız değerdir, sevapları ve günahları vardır, tarihdeki kişi ve olaylar, yaşadığı zamanın gerçeklerine göre yorumlanır değerlendirilir. Ne olursa olsun Freud'un tespit ettiği gibi insan içindeki sevginin yanında yok etme duygusunu ortadan kaldıramazsınız.

1529 ‘da 1. Viyana bozgununda Muhteşem padişahımız, bunun nedenleri üstünde neden durmadı, ABDden gelen gümüşler enflasyona neden oldu, İspanya, Portekiz yelkenli gemileriyle okyanuslar aşarken, Osmanlı donanması neden kadırgada ısrar etti. Muhteşem Hürrem oyunlarıyla muhteşem evladı şehzade Mustafayı nasıl boğdurdu. Başarı ve başarısızlıklar neden oldu? İşte bam teli burada. Neden hataların dersi alınmadı neden sorgulanmadı.

Bunları yapmazsanız tabiî ki Atatiük neden tam demokrat değildi anlamında sorularla beyninizi gereksiz meşgul edersiniz.

Yüz yıldır aynı yönetim  sistemine hakimiz. Demokrasi ithal edilmiş. Siyasetçi, lider elinden tutarsa, veya parası gücü varsa siyaset yapar vekil, bakan olur. Onun için tek kutup lideridir. Halkın seçilmesinde  rolu olmadığı için, halkla seçmenle işi yoktur. Halkımızın ülke sorunları karşısında konuya ilgi duyan, benimde sorunum diyen okuyan sorgulayan kesimi benim tahminim zengini fakiri orta halısı hepsi üç milyonu geçmez. Koca ülkede bu sayıda çok cılız kalır.

Onun için Mısır’da tahrırde birmilyon kişinin neden nöbet tuttuğunu bizim anlamamız mümkün değildir.

Demokrasiler ekonomi, siyaset ve halkın sivil organize güçlerinin üstünde yükselir. Yoksa her gelen bildiğini okur ve böyle gider.Küresel rol değişinceye kadar.

Benim adamım değil, bizden değil, at gitsin, süründür, mali baskı uygula, yazmasın, iş verme, ihale verme, sorumlu yere tayin etme, bizden sizden onlardan bugüne özgü değil yüz yıldır yaşanan realite budur.

Bir tarihte emekliler üç ayda bir maaşlarını ziraat bankasından nakit alıyordu. GSM yok, bankart yok, ATM yok. Emekli maaşını İstanbuldan alan İstanbulda ikamet eden bir muhalif bir emeklinin maaşını Kars Ziraatden alması gerekmişti.

Bu açıdan vekil, bakan, yetkili, etkili, eğitim sisteminin nesli sonucu ne olur, ülke ne olur, bu zam sonrası emekli, memur, çalışan  insanımız geçinir mi, beslenır mi, enerji faturasını öder mi düşünmez. İlgisiyoktur,

Seçilenin tek derdi, seçim ve siyasi partiler yasası aynı kalsın, ben bir dahaki seçimde nasıl seçilirim. Liderim  aday yaparımı,seçilecek yerden sıram olur mu?

Değerli bir bakan, İmam hatiplerde gelinen nokta zaferdir demiş. Yani bir savaş yapılmış ve zafere ulaşılmış. Hayret ediyorsunuz, ülke hepimizin ortak vatanı değil mi? Eğitimde tek bir zafer olur oda şudur. Eğitimde kalitemiz nedir, yüz yıldır dünya bilim çalışmalarına ne kazandırdık. Ne icad ettik. Dünyada kaç markamız var?