Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

Başa gelen çekilir!

Başa gelen çekilir!
 

İnşallah beni yanıltacak bir performans gösterir, beni senden özür dilemek zorunda bırakırsın paşam.


3 Kasım 2002'de Türkiye'yi bir daha geri dönülemez, değiştirilemez, dönüştürülemez, yıkım ve tahribatı telafi edilemez derecede bozmaya ve bozgunculuğa gelenler, dile kolay, tam 30 yıl sabırla o günü beklediler. 

11 Ekim 1972'de rahmetli Necmettin Erbakan'ın öncülüğünde kurulan Milli Selamet Partisi zihniyeti, 3 kasım 2002'de AKP eliyle, bir daha gitmemek üzere, iktidar oldu Türkiye'de... Ne çare?!! 

Onların yerinde başkaları olsa; pes eder, sabırsızlıktan ortadan ikiye çatlar, beklemekten vazgeçip teslim bayrağını çekerdi. 

Ama onlar, öylesine bir sabır ve inançla beklemiş ve öylesine bir adanmışlıkla çalışmışlardı ki, o şanlı zafer günlerini görmek için, hiçbir güç bu azim karşısında önlerinde duramazdı! Duramadı da zaten... 

ABD + AB + Arap & Yeşil İslam Sermayesi + Şeriat yanlıları+ Neo Osmanlıcılar + Hilafet Yanlıları + Apo'cular ( Ayrılıkçı, isyancı kürtler) = Bu günkü siyasi manzara! 

Karşılarındaysa; 

Yargının çok küçük bir bölümü+ Elini taşın altına sokabilme cesareti gösterebilen bir avuç Cumhuriyetçi, Atatürkçü ve Laiklik yanlısı + İdealist Türk Ordusu... 

Yenilgi tabi ki kaçınılmazdı. Ancak unutulmasın ki, 100 yıl önce Türkiye'nin kurtuluş ateşini - kelleyi koltuğa almış bir avuç idealist, vatansever, genç Türk Subayı yaktı. Çünkü onlar, savaştıkları cephelerde gidilen yolun yanlışlığını, hızla yaklaşan trajik ve karanlık sonu herkesten önce yaşamış ve görmüştü. 

29 Temmuz 2011 Cuma tam da bu yüzden önemli işte! Çünkü; 

- Yaklaşan karanlığın koyuluğunu,  

- Ülkenin hızla bölünmeye gittiğini ve ülkeyi yönetenlerin buna çanak tuttuğunu,  

- Türkiye'nin her gün biraz daha şeriat bataklığına gömüldüğünü,  

- Kendilerine yapılan emirvakiyi, oldu bittiyi, dayatmayı reddeden Türk ordusunun şerefli komutanları, istifa yolunu seçtiler. 

- Millet tam ve doğru olarak okuyup, algılayamasa da, yaptıklarını; onlar giderken de son dirençlerini, son uyarılarını gösterip de gittiler memlekete ve hep gözü sonradan açılan Türk milletine. 

- 29 Temmuz 2011 Cuma, Türk ordusu'nun gördüğü, yaşadığı en büyük ihaneti de göğsünde kanlı bir hançer gibi taşıyarak akacak sonsuzluğa... O ihanetin ne olduğunu sormayacaksınız heralde bana!... 

Hala " kim? " diye soran bana... Yeni Genelkurmay başkanına baksana! 

- Türkiye Cumhuriyeti Ordusu'nun en kara 1. günü 4 Temmuz 2003 ise ( Kuzey Irak'ta Türk Askeri'nin başına çuval geçirildi.) 

- 2. Kara günüyse bu büyük ve şanlı ordunun; şüphesiz ki, 29 Temmuz 2011 olmuştur. Çünkü 2003'te Kuzey Irak'ta başına çuval geçirilen Türk Askeri, dünden itibaren, Türkiye'de de başına geçirilecek kara çuvala hazırlanmaya başladı ne yazık ki! Adım adım... Yavaş yavaş... 

Benim babam, 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'na, kendi birliğinden ayrı olarak, gönüllü olup, katılan emekli jandarma levazım astsubayı... O savaş için, ülkesi için neredeyse akıl sağlığından oluyordu. Ömür boyu da o savaşın ızdırabını çekti çekmeye de devam ediyor. 

- Babası böyle bir adam olan bana, eski Genelkurmay Başkanı, AKP ile - şiir gibi anlaşan - Hilmi Özkök ve affedilemez, kabul edilemez anlayışı nasıl acı ve ızdırap verdiyse... 

Görünen köy kılavuz istemez! Anlaşılan o ki, acar Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel daha büyük acılar çektirecek. Daha büyük ızdıraplar yaşatacak. 

Napalım? Başa gelen çekilir! Kaderimse eğer, kötü günse de gelen, bu da gelecek ve inşallah böyle bir gün de bir daha geri gelmemek üzere geçecek. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..