Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '15

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Başa sarmak...

Başa sarmak...
 

Yoga yaparken bir "asana"dan bir "asana"ya geçmeyi çok seviyorum. Bir "asana"da nefes al, diğerinde nefes ver. Ya da bir "asana"da beş nefes bekle sonra öteki "asana"ya geç ve beş nefes bekle. Dans eder gibi... Hareketli... Akışkan... Aralarda kopukluk olsun istemiyorum. Bir bütün... İnanır mısınız sadece "vinyasa" tarzı yogada değil aynı zamanda "yin" yogada bile bu devinimi sağlamak istiyorum ve oluyor da... "Yin yogada da mı asanalar arasında akış yapıyorsunuz. İnanamıyorum" dediğinizi duyar gibi oluyorum. Gerçekten de olabiliyor... Hal böyle olunca da, kendi yoga çalışmalarımın dışında derslerimde de aynı ritmik, akışkan, hareketli yoga tarzını korumaya çalışıyorum. Geçen haftaki dersimde beni bile şaşırtan bir şey oldu. "Akışı başa sardık." Ne yaptınız, ne yaptınız? Evet, yanlış okumadınız. Akışı başa sardık. Ama ben anlatmaya en baştan başlayayım en iyisi...

O gün özel derse gittiğimde öğrenci çok yorgun olduğunu ve bedenini esnetmek için yoga yapıp yapamayacağımı sordu. O gün, bedenini ve ruhunu esnetmek, dinlendirmek ve dinginleştirmek istiyordu. Zirve duruşlarına odaklandığımız her zamanki "vinyasa" derslerinin yerine gevşeme odaklı bir ders yapacaktık. İlk önce "asana"larda en az üç dakika beklediğimiz ve derin bağ dokularına kadar bedeni esnettiğimiz "yin yoga" yapmayı düşündüm. Derse "utthita balasana"da (uzanmış çocuk) başlayarak bedenin, özellikle zihnin, yorgunluğunu ve ağırlığını alından "yoga mat"ına (minderine) bırakmaya çalışarak başladık. Her nefes verişte yorgunluğu ve ağırlığı bedenden ve zihinden biraz daha attık. Amaç, uzanmış çocuk duruşundan kalktıktan sonra bizi engelleyecek hiçbir şeyin kalmamış olmasıydı. Beş dakika kadar "utthita balasana"da dinlenip meditasyon yaptıktan sonra, "virasana"ya (kahraman duruşu) geçtik ve derse başlamadan önce niyetimizi belirledik.

Kimi zaman derse başlarkenki niyetimiz ile ders bitişinde hissettiklerimiz aynı olmayabiliyordu. Akış bizi nereye götürürse, kabul ediyorduk. O gün derse başlarken, niyetimiz beden ve zihnimizi esnetmek, dinlendirmek ve dinginleştirmekti. Dersin bizi nerelere götüreceğini o anda bilemezdik...

"Virasana"da lateral esneme (sağa/sola bedeni esnetme) ile devam ettik. Sağa esneyip beş nefes kaldıktan sonra, nefes alırken ortaya gelip nefes verirken sola esnedik. "Asana"lar arasında durmayıp dans eder gibi akmasını istemiştim. Aynı seriyi ikinci kez yaparken, sağda beş nefes bekledikten sonra göğüs kafesini açmak için kolu geriye doğru götürüp sağ göğsü tavana doğru çevirdik. Birkaç nefes burada bekledikten sonra, sağ kolu yerdeki sol kolun içinden geçirerek burgu yapmıştık. Bu seriyi yin yoga eğitmenlik kursu sırasında öğrenmiştim ve çok hoşuma gitmişti. Bedeni sağa sola esnetiyor, arkaya eğiyor ve burguya sokuyordu. Yani ders öncesi omurgayı iyi esnetiyordu.

Dört ayak üzerine gelip baldır kaslarını esnetmeyi amaçlamıştım. Öğrencim, haftanın iki günü dans kursuna gidiyordu ve bacak kasları gerginleşiyordu. Sağ bacağı geriye doğru açıp ayak parmak uçlarını mat'e takıp on nefes bekledik. Sonra öteki taraf. Bu duruşta beklerken, ayak tabanlarını yere yaklaştırmaya çalışıyorduk. Amaç, baldır kaslarını iyice esnetmekti.

O an "yin yoga"dan vazgeçtiğim andı. Nasıl oldu bilmiyorum, birden aklıma bambaşka bir akış denemek geldi. Elimde yazılı bir ders yoktu. O an sadece yaratıcılığıma ve içimden geldiği gibi kendimi akışa bırakmaya karar vermiştim. Akış, bize ne gösterecekti? Akış, bizi nerelere getirecekti? Eğlenceli olacağa benziyordu... İnşallah çuvallamam...

Sağ ve sol baldır kaslarını esnettikten sonra dört ayak üzerine gelip "marjaryasana-bitilasana" (kedi-inek esnetmesi) ile omurgayı hareketlendirdikten sonra "uttana shishosana" (uzanmış köpek yavrusu) ile göğüs kafesini esnettik. Tekrar dört ayak üzerine gelip, sağ bacağı iki elin arasına yerleştirip, "ashwa sanchalanasana" (yüksek hamle) duruşuna geçtik. Bu duruşta, arkadaki ayak parmak ucundaydı. Arkadaki ayağın dizini bükmeden, yani arka ayağı elimizden geldiğince düz tutarak, tüm kaslarını aktif tutarak, ayak tabanını yere yaklaştırmaya çalıştık. Evet, tahmin ettiğiniz gibi... Biraz daha baldır kaslarını esnetmek istemiştim. Nefes alırken kollar kulakların yanında yukarı doğru uzanıyor ve nefes verirken duruşta biraz daha yere yaklaşmaya çalışarak derinleşiyoruz. Evet, kalça fleksör kasları, kasık kasları... Nefes alırken parmak ucunda yüksel, nefes verirken topuğu biraz daha yere yaklaştır. Arka bacağı gergin tutarak, tüm kasları çalıştırarak... Ve "virabhadrasana I" (birinci savaşçı), "virabhadrasana II" (ikinci savaşçı)... Öndeki bacağı düzelt ve "trikonasana" (üçgen) ve tekrar "virabhadrasana I". Ayaklarını öyle bir mesafede tut ki, arkadaki topuk yere değsin. Şimdi nefes verirken "parsvottanasana" (bacaklar ayrı baş dize duruşu). Beş kez bu iki asana arasında nefeslerle akıyoruz. Nefes alırken arkadaki ayak parmak ucuna geliyor ve "ashwa sanchalanasana"... Nefes verirken dizi yere yaklaştır ama diz biraz havada kalsın, nefes alırken yüksek hamle duruşu... Beş kez bu akışı yaptıktan sonra, diz yere ve "anjaneyasana" (alçak hamle). Birkaç nefes ellerin üzerinde bekle ve dirsekleri yere getir, kalça fleksör kasların biraz daha esnesin. Nefes alırken, sol el yerde sağ kolunu yukarı doğru kaldır ve sağa doğru burgu yap. Nefes ver eller yere, nefes alırken kolların üzerinde yüksel. Nefes al öndeki bacağı düzelt, nefes ver bük... Beş kere... Ve şimdi "ashwa sanchalanasa"da kal. Nefes verirken arkadaki dizi bük ve yakalamaya çalış. Kalça fleksörleri iyice esnesin. Nefes alırken, sol kolunu kulağının yanından yukarı doğru uzatıp omurganı dik tutman mümkün mü? Eller yere ve dört ayak üzerine gel…

Sağ bacak öne doğru gelsin, sağ diz sağ kola doğru ve ayak sol kola doğru... Evet doğru tahmin. "Eka pada raja kapotasana" (güvercin duruşu). Nefes verirken öne eğil. Birkaç nefes sonra, bedeni sola doğru yürüt ve burguya gir. Kalçayı dışa çeviren kasları (dış rotatör kasları) hissedeceksin. Nefes alırken öne gel ve kolların üzerinde yüksel, nefes verirken arkadaki dizi kalçaya yaklaştır ve sol kolla tut. Ters kol, ters bacak. Bel omurlarını gereksiz yere zorlamayalım. Nefes verirken arkadaki bacağı bırak ve sağ kalçayı yere düşür. Arkadaki bacak öne gelip sağ bacağın üzerine yerleşsin. Kare duruşu... Nefes al, omurgayı uzat, nefes ver öne eğil. Birkaç nefes sonra, bedeni sağa doğru yürüt ve burguya gir. Sol kalçanın dış kaslarını biraz daha yoğun hissedersin. Nefes al öne gel ve yukarı uza. Bacakları kadınların bacak bacak üzerine attığı gibi at. Sırada "gomukhasana" (inek başı duruşu) var. Nefes al omurgayı uzat, nefes verirken öne katlan. Sol kalçanın dışını hissetmeye devam ediyoruz. Nefes al yukarı kalk, nefes verirken sağa burgu. Nefes al ortaya gel, nefes verirken sola burgu... Nefes al ortaya gel, nefes verirken sağ bacağı solun üzerine at "gomukhasana", "gomukhasana"da burgu ve "kare duruşu" ve sol bacakta "eka pada raja kapotasana" (güvercin duruşu) yapmak için "mat"ın ön tarafına paralel olacak şekilde yerleştir, sağ bacağını arkaya doğru aç...

İşte o an, "geri sarmaya başladığımız an"dı. Yerden ayağa doğru kalkacaktık. Sağ bacakta yaptığımız tüm "asana"ları, sol bacakta yapacaktık ama ayağa kalkıp en baştan başlamak yerine, yerden "asana"ları birbirine bağlayarak yapacaktık bunu. Ama bir an zihnim donup kalmıştı. "Eka pada rajakopatasana"da öne eğilme, burgu, arkadaki bacağın kalça fleksör kaslarını esnetme... Sonra? Sonra ne geliyordu? Ya da önce mi demeliydim? Derin nefes aldım ve sağ bacakta yaptığımız akışı hatırlamaya çalıştım. Ve geri sardım zihnimi...

"Eka pada raja kapotasana"dan dört ayak üzerine, dört ayak üzerinden sol bacak önde "ashwa sanchalanasana"... Bu duruşta arkadaki dizi büküp yakalamaya çalışıp kalça fleksör kaslarını esnetme. Nefes alırken, sağ kolu kulağın yanından yukarı doğru uzatıp omurgayı dik tutmaya çalıma... Sağ diz yere ve "anjaneyasana". Bu duruşta, dirseklerin üzerine inmeye çalışma... Nefes alırken, sağ el yerde sol kolunu yukarı doğru kaldır ve sola doğru burgu yap. Nefes ver eller yere, nefes alırken kolların üzerinde yüksel. Nefes al öndeki bacağı düzelt, nefes ver bük... Beş kere.. Nefes alırken arkadaki ayak parmak ucuna geliyor ve "ashwa sanchalanasana"... Nefes verirken dizi yere yaklaştır ama diz biraz havada kalsın, nefes alırken yüksek hamle duruşu... Arkadaki topuğu yere düşür ve "virabhadrasana I". Ayaklarını öyle bir mesafede tut ki, arkadaki topuk yere değsin. Şimdi nefes verirken "parsvottanasana". Beş kez bu iki asana arasında nefeslerle akıyoruz. "Trikonasana", "virabhadrasana II" ve "virabhadrasana I"... En son "ashwa sanchalanasana" (yüksek hamle) duruşuna geçtik. Bu duruşta, arkadaki ayak parmak ucundaydı. Arkadaki ayağın dizini bükmeden, yani arka ayağı elimizden geldiğince düz tutarak, tüm kaslarını aktif tutarak, ayak tabanını yere yaklaştırmaya çalıştık. Nefes alırken kollar kulakların yanında yukarı doğru uzanıyor ve nefes verirken duruşta biraz daha yere yaklaşmaya çalışarak derinleşiyoruz. Nefes alırken parmak ucunda yüksel, nefes verirken topuğu biraz daha yere yaklaştır. Arka bacağı gergin tutarak, tüm kasları çalıştırarak...

Bu duruştan sonra eller yere sol bacak arkaya "phalakasana" (sopa), "ashtangasana" (diz-göğüs-çene yere), "bhujangasana" (kobra) ve "adho mukha svanasana" (aşağı bakan köpek)... Nefes alırken öne gel nefes ver "uttanasana" (ayakta öne eğilme). Ve nefes alırken "tadasana" (dağ duruşu).

"Tadasana"da lateral esneme (bedeni sağa sola esnetme) ve sonra bacakları yana doğru açıp "prasarita padottanasana" (bacaklar ayrı öne eğilme). Ellerle ayak başparmaklarını yakalayıp nefes verirken bedeni öne katla. Nefes al yarı yola kadar açık, sağ dizi bük kalçayı geriye doğru götürerek sağ bacağına yaklaş, sol bacağın içindeki kaslar esnesin. Şimdi ters tarafa... Her nefes alış verişte bacak değiştir. Bu akışı biraz hareketli yapıyoruz. Öndeki bacağın dizini bük, bedeni "mat"ın önüne çevir ve "ashwa sanchalanasana" (yüksek hamle). Arkadaki diz yere "anjaneyasana" ve öndeki bacak arkadaki bacağın yanına getir ve dizlerin üzerine otur. Sağ bacağı yana doğru aç. İç bacak kaslarını çalışmaya devam ediyoruz. Topuk yerde ayak parmak uçları havaya bakıyor. Nefes alırken "balerin bacak" (ayak bileği ekstansiyonu) ve nefes verirken "ayak parmaklarını kendine doğru çek" (ayak bileği fleksiyonu). Beş kez tekrarladıktan sonra, bacak değiştirip aynı seriyi orada tekrarlıyoruz. Tekrar dizlerin üzerine otur. Şimdi bacakları yana doğru açıp "mandukasana" (kurbağa duruşu) ile kasık kaslarını biraz daha esnetmek istiyoruz. Ayaklar tam arkaya da bakabilir. Eğer bu şekilde kasık kaslarımı çok hissetmiyorum diyorsan, ayaklarını "kurbağa" gibi yanlara çevirebilirsin. Nefes al verirken kalçayı topuklara doğru uzat. Öne yığılmıyoruz. Mümkün olduğu kadar kalçayı topuklara doğru gönderip bacakların içindeki hissi derinleştiriyoruz. Nefes al kolların üzerinde yüksel nefes ver "virasana" (kahraman duruşu). Kalçayı yere oturttur ve bacakları öne uzat. "Dandasana" (asa duruşu) on nefes. Nefes al yukarı doğru uza, nefes verirken bacakları yarım kelebek duruşuna getir (janu sirsasana-baş dize duruşu). Nefes al verirken öne katlan. Beş nefes sonra, nefes alırken yukarı uza nefes verirken bacakları bu şekilde tutarak biraz geniş aç. Nefes al omurgayı uzat, nefes verirken bacakların içine eğil. Kasık kaslarını esnetmeye devam... Nefes al yukarı uza, nefes verirken, kolunu uzun bacağına doğru götür, omuzları yan yana tutmaya ve göğüs kafesini açmaya devam ederek bedeni burguya sok. Nefes al, yukarı uza nefes verirken bacak değiştir ve aynı seri öteki tarafta...

Artık sıra biraz "yin"leşmeye gelmişti. İleri ve geri sarmalar bitmişti. "Bolster"ımızı kullanıp son iki duruşta rahatlayacaktık. Ama o da ne? Birden gözüme "büyük pilates topu" çarptı. "Pilates topu"nun üzerinde "urdhva dhanurasana" (köprü) deneyecektik. Öğrencimin bir süredir omuz, boyun ve el bileği sorunları olduğu için ne zamandır "urdhva dhanurasana" yapmamıştık. Pilates topunun üzerinde bileklerine yük bindirmezdi ve bu "asana"yı güvenli bir şekilde yapabilirdik. Hemen denedik ve tabii ki oldu. El bileklerine yüklenmeden, sadece göğüs kafesini esneterek...

Sanırım artık dinlenebilirdik. "Bolster"ı kalçaya değecek şekilde yerleştirdikten sonra, bacakları "kelebek" yapıp "bolster"ın üzerine yattık (supta baddha konasana- yerde kelebek). Kolları geriye doğru açıp, omuz kuşağının ve göğüs kafesinin de biraz daha esnemesine izin verdik. Üç dakika burada dinlendikten sonra, "bolster"ı duvara yasladık. Bugün "viparita karani"de (bacaklar duvara duruşu) dinlenecektik. Kalçanın bir yanını duvara iyice yasladıktan sonra bacakları yukarı kaldırdık ve bel "bolster"ın üzerine gelecek şekilde yerleştik. Önce bacakları "V" şeklinde tutarak bacak içindeki kasların pasif bir şekilde esneyip dinlenmesine izin verdik. En son bacakları birbirine yaklaştırıp, 90 derece havada ama duvara yaslı bir şekilde "savasana" (derin gevşeme ve dinlenme pozisyonu) yaptık.

Beş dakika dinlendikten sonra, ayak tabanlarını duvara yaslayıp bedeni sağa doğru düşürdük ve yerden destek alarak oturma pozisyonuna geldik. Omurga dik, omuzlar geriye doğru yuvarlanmış, göğüs kafesi açık. Eller kalbin önünde "namaste" (dua pozisyonunda), çene göğse yakın. Gözler kapalı...

Niyetimiz neydi? Bedeni ve zihni esnetmek, dinlendirmek ve dinginleştirmek. Amacımıza ulaşmış mıydık? Evet, sanırım ulaşmıştık. Bedenin her bir noktası esnetilmişti. Zihin de bedeni ve yönergeleri izlediği için "an"da kalmış ve dinginleşmişti... Tam bir şey söyleyecekken, öğrencim konuşmaya başladı. "Dersi nasıl bitireceğinizi düşünüyorsunuz değil mi? Nasıl oldu da böyle bir akış çıktı. Sol tarafı yaparken geriye sardık. Asanaları birbirine bağladık. Nasıl mı oldu? Ben söyleyeyim. Siz yazı da yazdığınız için hep giriş, gelişme ve sonuç olarak düşünüyorsunuz. Bir şeyi yaptırırken, zihniniz bir sonraki hamleyi düşünüyor. Dersleriniz de yazılarınız gibi bir sonraki hamleye odaklı. Bir kompozisyon yazıyor gibisiniz derslerde. O yüzden birbirine bağlayabiliyorsunuz ya da o yüzden bu şekilde bağlamayı ve bağlantılı ders yapmayı seviyorsunuz. Zihniniz bu şekilde çalışıyor: Giriş, gelişme ve sonuç... O yüzden kurgu sizin için önemli. Dersler de o yüzden hep bir kurgu, akış ve devinim içinde..." O güne kadar hiç düşünmemiştim. Böyle bir şey hiç aklıma gelmemişti. En iyisi size de sorayım: Gerçekten öyle mi?

 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..