Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '10

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Başarı

Başarı
 

Basari insani mutlu eder. Her insanin en büyük arzusu kendi alaninda bir is basarmak, kendi yeteneklerini ortaya koymaktir. Bir eser ortaya koymak, bir isi basarmak, bir ise yaramak basli basina zevkli bir eylemdir. Hiçbir ise yaramamak, varligini ispatlayamamak demektir. Kendine güvenen, onurlu ve gururlu bir insan, böyle bir beceriksizlige katlanamaz.
Her insanin bir amaci vardir. Her insanin mutlaka güzel bir amaci olmalidir.
Basari, amacini bilmek ve o amaca ulasmak için bütün yeteneklerini kullanarak çalismakla elde edilir.
Basari, hedefe yürümektir.
Yürünen hedef, kisinin hem kendine, hem ailesine, hem de diger insanlara faydali olmalidir. Aksi takdirde insan, bir hedefe ulasir, fakat mutlu olamaz.
Bizi felâkete götürecek bir hedef ve amaç seçmemeliyiz.
Önemli olan insanin hem kendisine hem de baskalarina faydali olmasidir.
Peygamberimiz(sav), “Insanlarin hayirlisi, insanlara faydali olandir.” buyurur.
Baskasina zarar vermek, birini öldürmek, bir is yerini soymak, bir yeri bombalamak da hedef olarak seçilebilir.
Birisini öldürmeyi hedef seçmemeliyiz.
Dünya bankasini soymak da iyi bir insan için amaç olamaz. Vicdani saglam, akli basinda, mutlu olmak isteyen insan, kötü bir amaç pesinde kosamaz.
Sag duyu sahibi ve akilli bir insan, böyle bir seyi yapmanin insana mutluluk getirmeyecegini bilir. Onun için bizi mutluluga götürecek hedefler seçmeliyiz.
BASARI NEDIR?
“Basari nedir?” sorusunun cevabi elbette kisiden kisiye degisir.
Bana göre basari, insanin yapmak ve basarmak istedigi güzel bir seyi yapabilmesi, ulasmak istedige güzel bir hedefe varabilmesidir. Istedigi hedefe ulasabilen insan, elde ettigi netice sonunda huzur ve mutluluk duyabiliyorsa basariya ulasmis sayilir.
Hem dünya hem de ahiretimizi cennete çevirmek, en önemli amacimiz olmalidir. Bu amaca ulasmak için de bizi hem dünyada hem de ahirette mutlu edecek bir çalisma yöntemi seçmeliyiz.
Allah’in ve insanlarin sevdigi biri olmak, en büyük mutluluk kaynagidir.
Kimi insanlar basariyi, büyük bir makama yükselmek, çok para kazanmak, unvan ve söhret elde etmek zannederler.
Para, mal, söhret ve makamlar gelip geçicidir. Bunlara ulasmayi en büyük hedef kabul edenler, hedeflerine ulastiklari zaman mutlu olmadiklarini görecekler ve hayal kirikligina ugrayacaklardir. Önemli isler basarmak için elbette bunlara ihtiyacimiz var.
Ama bunlar amaç degil, araçtir.
“Para iyi bir usak, kötü bir efendidir.”demis bir düsünür.
Dünyanin gelmis geçmis en zengin insani olarak bilinen Süleyman Peygamber, söyle demis:
“Parayi sevenin hiçbir zaman yeteri kadar parasi olmaz. Zenginligi seven bir kimse de hiçbir zaman gelirleriyle tatmin olmaz.”
Amerikali ünlü zengin John Rockefeller’e sormuslar:
-Ne kadar paran olursa tatmin olursun?
-Biraz daha olsun, yeter.
Halbuki Rockefeller, dünyanin en zengin kisisi idi. Sahip oldugu parayi yeterli görmüyordu.
ZENGINLER KULÜBÜ
1923 senesinde Sikago’daki bir otelde toplanip görüs alis verisinde bulunmuslar. Gücün simgesi durumundaki bu insanlara, o zaman herkes imreniyordu. Amerika bütçesinden daha fazla paraya sahip olan bu insanlar, baskalarinin gözünde hedefine ulasmis kisilerdi.
Zaman, dogru bir çizgi üzerinde gitmez. Iyi günlerden sonra kötü günler de gelebilir. Yazdan sonra kisin gelmesi gibi.
Lüks bir otelde toplanan bu zenginlerin sonu feci bir sekilde bitmis. Zenginler kulübünün üyelerinin baslarina gelenler ilginç.
Basari Yolculugu isimli kitabin yazari John Maxvel, zenginler kulübü üyelerinin sonunu söyle anlatir:
“En büyük bagimsiz çelik sirketinin sahibi Charles Schwab, meteliksiz öldü.
En büyük bugday spekülatörü olan Arthur Cutten, iflas etti ve yurt disinda öldü.
New York borsasinin genel müdürü olan Richard Witney, hapse düstü, serbest birakildiktan hemen sonra öldü.
Amerikali bakan Albert Fall, hapse düstü, hastalandi, sonunda evinde ölsün diye affedildi.
Borsa ayisi olarak bilinen Jes Livermore, intihar etti.”
Netice olarak sunu söyleyebiliriz:
Para, mal, mülk, mevki, makam ve söhret gibi seyler gelip geçicidir. Ebedî yasamak isteyen ve cennete gitmek isteyen bir insan için son hedef olamaz.
Yunus Emre ne güzel söyler:
“Mal sahibi, mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan , mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan!”
O hem kendimize hem de diger insanlara faydali olacak güzel hedefler seçmeliyiz.
En son ve en güzel hedefin Allah’in rizasini kazanmak oldugunu unutmamaliyiz.
Mutlulugu; mal, mülk, para ve parada aramamaliyiz. O iyilik yapan, iyi insanlarin içindedir. Onu disarida arayan çölde serap görür.
Basarmak ve mutlu olmak için para, mal, makam gibi araçlara ihtiyacimiz oldugunu bilmeli ve hedefe ulasmak için bu araçlar kullanmaliyiz.
Herkes bu araçlari elde etmek ister.
Iste basari yarisi bu noktada baslar. Çok çalisan, basari tekniklerini iyi bilen kazanir. Hayatin amacini bilen mutlu olur veya en azindan imtihani kazanma ve ebedî mutluluga hazirlanma ümidiyle yasar.
“Ey dipdiri meyyit(ölü), iki el bir bas içindir;
Davransana eller de senin, bas da senindir.”der Mehmet Akif.
Basarili insanlarin da iki eli, iki ayagi, bir basi var; sizin de.
Siz neden basarmayasiniz? Kendinize güveniniz ve meydana atiliniz.

 
Toplam blog
: 9
: 2334
Kayıt tarihi
: 08.06.10
 
 

Üniversite eğitimi görüyorum yaşım 20. Kitaplar, müzik ve filmler ilgimiz çekmekte. Güncel olan herş..