Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '17

 
Kategori
Kitap
 

Başarılı insanların yüreğinde, "Meleklerin Öpücük İzlerine" rastlamak mümkün.

Başarılı insanların yüreğinde, "Meleklerin Öpücük İzlerine" rastlamak mümkün.
 

Sabiha Rana


Biz onu, “Blogcu” arkadaşlarımız arasından tanırız yıllardır. Mütevazi, bilgili ve hoşgörülü ve de ağzından hiç eksik etmediği  “Melekler yüreğinizden öpsün” sözleri ile tanırız. Hemen hatırladınız: “ Sabiha Rana”

Zaten doğduğunda onun ilk ağlaması ve ilk gülmesi sırasında olanlar olmuş bir kere. İşte mukaddes ruhlarla tanıştığı an, o andır işte. Her nefeste varlıklarını hissettirdiği o melekler her seferinde öpe öpe, hem dudaklarda, hem öpülen yerde hayır kalmasa bile, o, yani Sabiha Rana insan sevgisinin ağır basmasıyla, nerede ise tam da meleklere karışacağı anda, tutmuş kendini, sadece onların gülümsemeleri yetmiş ona.

İlkten rüya görüyorum sanmış. Gözlerini bir açınca ne görsün! Dizi dizi melekler. Ellerinde çiçekler, yüzlerinde gülücükler, gelip gelip Sabihacığımızın öpmüşler yüreğinden 

Otomatik alternatif metin yok. .

İşte o gün, bu gün Sabiha’nın melekleri, birbirlerinden ayrılmıyor. Baksanıza, kitabına da isim olmuş: “ Melekler Yüreğinizden  Öpsün.”

Neler  var bu kitapta neler. Küçükken edindiği inanç var. Yatmadan önceki içtenlikli duaları var. Tıpkı yazılarındaki içtenliklerde olduğu gibi.

İşte o rüya yok mu o rüya. Alt üst olmuş Rana’cık. Bir kısım melekler, dizi dizi gelmişler önüne. Hep birlikte gülümsemişler, hep birlikte sırayla Rana’nın yüreğinden öpmüşler birer birer.

Görüntünün olası içeriği: bulut, gökyüzü, okyanus, açık hava ve doğa

İşte hayat, Rana için bu tarihten itibaren başlıyor. İnancın kutsal koridorları, ona açık olmuş her daim. Sıkıldıkça gelip gelip o melekler, vazifelerini yapmışlar. Öpüle öpüle yürekte yer kalmasa da. Sıkıldığında, sıkıntılı günlerde aranırken melekleri, karşısında bulmuş hep.

Onca hayat dağdağası, hengamesi arasında, bir de tavsiyesi var: “Ölürken, tok ölün!” diyor. Ve ekliyor: “ Yaşamı ciddiye almayın.. Yaşam gerçek değildir. Tek ve son duraklarımız bellidir hep. Onun için hep sevin. Kahkahalar atın Yaşama deyin ki “tok olarak” ölürüm. Te işte bu ka!

Nasıl? Fena fikir değil. Hayattan zaten hep alacaklı değil miyiz? Hayatın yakasından kavrayıp kavrayıp silkelediğimiz olmadı mı? Kolumuz yorulduğunda aynı yakaya öbür elimizle yapışmadık mı?

Rana’nın insanları sevmesinin kökenleri derin. O, kalbi açları da seviyor, karnı  tokları da. Devrimizde böyle insan kaldı mı? O ne güzel meleklermiş öyle. Bizlere de gözükse ya ! Herkes birbirinin kuyruğunu takip etmiyor mu? Yalancı dünya, maniki dünya derken, eşek eşeği bile ödünç kaşıdığı bir dünyadayız bre!

Sevgi. İnsan sevgisi çok mühim hayatta. Sevgiyi, ruhun gıdası olarak biliriz. Sevgi her şeyi kapsar. Su gibidir. İçine konan kabın şeklini alır. Sevgi bir ruhtur.

“Ruh” dedim de, hocamız aklıma geldi. Dr. Bedri Ruhselman. “Ruhun gözleri her şeyi apaçık görür. Bedenden bedene geçişlerinde, melekler yardım eder. Bazen, durduk yerde irkilir ya insan.  İşte an, o andır. Ruhun bedene girdiği veya beden çıktığı andır.” Derdi.

Sevgi ve sevmek. Şefkatle birleşince, ballı olur. Bunlar sonradan öğrenilmez. Küçükken kunduracıya verilen çırak değildir o. Sevgi, sadece insana mahsus bir duygudur. Neçislerinde  iyi huylu meleklerin dokunuşları vardır.

Rana’nın kitaptaki satırları “sevmek” üzerine. Hangi birini anlatayım. Çeşit çeşit  sevgiler var sevdalar var. İçlerinde acele sevgi kodu taşıyanlar da var. ELT’si var, yıldırım  aşklar var, iadeli taahhütlü olanı var.  Çiseltili olanı var, bardaktan boşanırcası var, çıtkırıldım damlaları var. Var oğlu var. Hatta hatta müstamel olanı, değişmelik olanları bile var.

Rana’mızı kutlarız. Arada bir yüreklerimizi melekler yine öpsün diyoruz. Kitabını okumaya doyamıyoruz. Rana’yı şimdi daha çok anlıyoruz..

Sevmek üzerine şair ne demiş ? “Gün 24 saat hep seni düşünürüm” Biz, bıktıracak saatli, maatli, metreli, ölçekli sevgiler aramıyoruz. Seversek, 48 saat  sevgiliyi düşünüyoruz.

Hayat bir derya ise, üzerinde sevda köprüleri olan, köprü başlarını kalpten kalbe bağlayan sihirli kudretse, işte Rana’nın kitabının özeti budur diyebiliriz.

Aşk uğruna, sevda uğruna duygularımız hep yüce kalsın. Yeter ki güller ağlamasın. Umutlar hep “yeşil kalsın.”

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..