Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Başarının sırrı

Başarının sırrı
 

Taklitçi kişiler özgünlüklerinin farkında olmayan, onları açığa çıkarmanın önemini kavramayan birimlerdir. ..........................


Başarı, sadece bir bireyde, bir toplumda değil, ülkeler bazında da aranan bir özelliktir.

Özgünlüğü (gerçeğe uygunluk-orijinalite) öne çıkarabilmek ile başarı gerçekleşir.

Başarıya aç toplumlar vardır, onlar genelde bunalımla ömür  tüketmek zorunda kalırlar. Nedeni, özgünlüklerini kullanamayıp, kimi zaman gerçekten çok yetersiz oluşları, bazen de her türlü icraatlarının önünün bir şekilde bu yüzden tıkanmasıdır. Dolayısıyla, başarısızlık; özgünlüğünü ortaya koyamayanların çatışma, karışıklık, kargaşa gibi görünen, noksan sıfatlı hareketlerlerin yaşanması diyebiliriz.

Aslında, başarısızlık dediğimiz kavram, aklımızın düştüğü, düşük frekanslı bir yaşamı gösterir. Bu da şöyle bir farkı doğurur; aşağılanan, ezilen, analiz etmekten yoksun bireylerle, önder, yol gösterici, tavsiye edici davranışlardan maalesef, yoksun kalanlar...

Toplumumuzda gerçeği saptayıp, gerekli tedbirleri alan, uyum zorluklarını asgari düzeyde tutmayı becerenlere başarılı gözü ile bakılmakta. İşte bu bireylerin “başarıları” gibi görünen konumlarına bakmayın. Onlar aldatıcıdır, tesadüfîdir. Bunun temeli, eğitmek-öğretmek, özetle, topluma faydalı olmakla değil, itibar kazanmakla alakalıdır.

Ancak bunları neden yaptıklarını anlatmak ve meşrulaştırmak durumunda kalırlar.

Doğal bir algılama biçimi olarak bunu söyledim.

Aksi halde kendilerini ispat edemezler.

Dikkat edin onlar; mükemmelin peşinde koşuyor görünüp, bütün değişimlerin-yeniliklerin önünde set olmayı tercih ederler. Dolayısıyla, bu kişiler bulundukları yerden adım adım gerileyerek kayıplara girerler. Bugünleri dün olan kimselerdir.

Ayrıca, o kaybın yeri, hiçbir kazançla dolacak gibi görünmez. Bu düşünce ile hayata bakanların kurduğu düzen işlemez olur.

Gerçi ilk etaplarda bu taklitçi kişilerin eylemleri ayırt edilemez, ama fark edildiğinde işler iyice karışır ve başarısızlık iyot gibi ortaya çıkar.

Taklitçi kişiler özgünlüklerinin farkında olmayan, onları açığa çıkarmanın önemini kavramayan birimlerdir.

Özgün olanı yakalar ve onun arkasından gider, kendince özgün olanı biraz farklılaştırıp, satar. Ancak değerlendirmesi belirli bir seviyenin üzerinde olanlar bu taklitçi ortaya koyuşları çok rahat değerlendirir, kendi özgünlüğünü açığa çıkarma gayretinde olurlar.

Bu noktada özellikle pozitif bilim takip etmek insana çok şey kazandırır. Özgünlüğünü ve dolayısıyla başarıya imkan verir. Yoksa insan rutin işlere dalar gider.

“Herkes başarılı olmak zorunda mıdır?” şeklindeki sorunun cevabı “evet”tir.

Çünkü insanının buna mecburiyeti vardır.

Bu anlatım başarının ve yenilenmenin tarifidir.

Ayrıca, başarının dili ve pratiği, bireyin“kendini toplumun üstünde görmemesi, ezilme, mağduriyet” gibi koşullarda diklenmemesi sınıf ve kin gütmemesidir.

Aksi takdirde, değişik manevralara ve komplolara girer ve bu hareketleri daha da baskın şekilde artar.

“Benim yaşadığımı başkası yaşamasın diyenin, ben elimden geleni her şeyi yaparım”diyenin, “bu toplumun başarısı için her türlü çabayı göstereceğini söyleyenin” sözlerine kulak asmamak gerekir.

Onlar bu taktikleriyle bir yere varamadıkları gibi, başarılı da olamazlar.

Sadece hayal ederler.

 

AHMED F. YÜKSEL

(https://twitter.com/sufafy)

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..