Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '07

 
Kategori
Savunma Sporları
 

Başarının üç temel şartı

Başarının üç temel şartı
 

Defalarca Tae-kwon-DO'nun tarifini yaptık ama bunu icra edenlerin birçoğunda bunun hiçbirini göremedik. Her nedense antrenör ve sporcular kendi bildikleri üzerinde ısrar ediyorlar. Başarı için ısrar etmek, hırs nekadar yeterli olur bilemiyorum. Günümüz Tae-kwon-DO'su müsabakalarında kaba kuvvet ön plana çıktığı bir yarışma sporu oluveriyor. Müsabakalarda zaten kilosuna göre yapılıyor sporcunun. Bu sporcu 45'e düşerse kesin dereceye girer. Kesin 45 yapmalısın peki bu başarımıdır. Bence değil. Gelip geçici başarılar bu şekilde sağlanabilir ama kalıcı başarılar yavaş yavaş bilinçli bir şekilde yapılan antremanlarla sağlanabilir.

Acelecilik Tae-kwon-DO'yu bu hale getirmiştir. Müsabakalarda göz estetiği hiç yok gibidir. Peki bu Tae-kwon-DO'mudur. Bazı antrenörler vardır. Belirli bir seviyeye gelmiş ve sporu bırakmış sporcuları sokaktan toplar ve müsabakaya çıkarır. Onlara göre iyi maçlarda çıkmıştır sonuçta. ... Hani derler ya kul hakkı diye bir nevi buda kul hakkıdır. Hırsızlıktır. Ozaman ne yapmalıyız. Oturup düşünelim. Öncelikle yeni başlayan 7-9 yaşlarındaki çocuklarımıza vücudun bölemlerini tanıtalım. Düşünme yeteneklerini artıralım. Hangi besinleri alırsak daha başarılı oluruz onu anlatalım. Bu arada yürüme, dans etme, zıplama, temel teknikler, pumseler, hayali maçlar yaptıralım. Bu arada dengeyi oturtalım. Çocuğu bıktırmadan, yıpratmadan ona zarar vermeden temelimizi oturtalım. Pumseler, temel teknikler Tae-kwon-DOnun temelini oluşturur bu konuda kesinlikle taviz vermeyelim ama etabında taktik çalışmalara geçelim. Müsabakalar bilindiği gibi 10 yaşında başlıyor. Sporcunun heyecanını yenmesi, deneyim kazanması içinde 9 yaşından itibaren salonlarımızda her hafta genelde ise en az ayda bir müsabakalar tertipleyelim. Sporcunun başarısı antrenörün başarısıdır. Antrenörün başarısı hem ilinin hemde ülkemizin başarısıdır. Tae-kwon-DO mükemmel bir spordur ve ben bir Tae-kwon-DO aşığı olarak herkezin bu sporu yapmasını, yapanların ise başarılı olmasını arzu ediyorum. Buda ancak bilgi ile çalışma ile inanç ile mümkün olabilir. Salonlarımızda ya saatlerce pumse çalışılıyor yada saatlerce elcek dövülüyor.

Taktik nerede kaldı diye soruyorum. Tae-kwon-DO bir ruh sporudur peki ruhumuz nerede? Ruh hırsmıdır? Sporcu ruhu denildiği zaman aklımıza ne geliyor? Tae-kwon-DO ruhu dendiği zaman aklımıza ne geliyor? Bunları oturup düşünmek lazım. Bir sporcu önce antrenörüne sonra kendisine inanmalıdır. İnanmak başarmanın yarısı densede bu Tae-kwon-DO'da ancak %20'sidir. Tae-kwon-DO'da önce temelini oturtup arkasından teknik ve takdik çalışmalarla antremanları aksatmadan ve sadece kendinle yarışarak, kendini aşarak bir yerlere gelebilirsin. Gelmek kolayda geldiğin yerde durabilmek çıtayı sürekli yükseltebilmek mesele. Bunun içinde beslenmeden tutun, yaşam tarzın, arkadaşların, antremanların hepsi bir bütün teşkil eder. İlk etapta çok zor gibi görünsede zamanla yürümek, konuşmak, yemek yemek kadar kolay bir hale gelir bir yaşam biçimi oluverir. Ama herkezin yürümesi, yemek yemesi, konuşması farklıdır. Bu farkı görebilecek antrenörler gerekmektedir. Bir antreman sonunda bir antrenörün görme engelli bir insanın inanarak neler yapabildiği konusunda bir yazı okuduğunu gördüm sporcularına ama bu antrenörü sadece iki sporcu velisi tebrik ve teşekkür etti. Aslında işte yapılması gerekenlerin en başında gelen bu idi. Bu antrenörün isminin Kürşat ÖZDEMİR olduğunu öğrendim. Orada aklıma şu geldi biz çocuklarımızı başımız dinlensin birazcık kendimize zaman ayırmak içinmi gönderiyoruz, yoksa onların geleceği ve iyi yetişmeleri içinmi? Herkez ikinci şık diyecek. Ozaman arkasını takip edelim çocuklarımızın ne yapıyorlar, neler öğreniyorlar, öğreticilerinde bilgi ve birikim varmı? Çocuklarımıza ayda 50- yenilirayı çok görürüz ama kendimizin huzuli harcamasına baktığımız zaman ayda 150- yenilirayı geçtiğini görürüz. Hani biz çocuklarımız için çalışıyorduk. Öncelikle veliler etabında yetkili kişiler, antrenörler, sporcular kendimize yalan söylemeyi bırakalım, biraz düşünelim ne yapıyoruz, ne yapmalıyız, bunu nasıl yaparız. Artık kendimize doğru söylemeye başlayalım. Tae-kwon-DO doğruluktur, çalışkanlıktır, ahlaklılıktır, Tae-kwon-DO herşeydir.

 
Toplam blog
: 11
: 7972
Kayıt tarihi
: 17.11.06
 
 

1968 Konya doğumluyum. Evli 2 çocuk babasıyım. Taekwondo ile uğraşmaktayım...