Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Eğitim
 

Başarısız öğrenciler

Başarısız öğrenciler
 

flickr photos from cherkers


2007–2008 öğretim yılının sonundayız artık…

Okullarda geçme-kalma sisteminin yarattığı birçok problem ilgilileri boğmaya devam ediyor.

Veliler bu haftalarda okulları daha fazla ziyaret ediyor ve ders öğretmenleri ile görüşüyorlar.

Geçen yıldan, sınıf tekrarı yapmak zorunda kalan öğrencilerin velileri çok daha dikkatli bir şekilde öğrencisini takip etmek zorundadır. Çünkü sınıf tekrarı yapmak zorunda kalan öğrenciler, bu yılda kalırsa, okuma hakkı bitmiş olacaktır. Veli nasıl üzülmesin ki?

Diğer taraftan sınıfta kalan öğrenciye de ‘Sen bütün bir yıl boyunca ders çalışmadın, Ağustos Böceği gibi gezdin. Bu yüzden sınıfta kalmayı hak ettin. Sen aynı zamanda başarısız, işe yaramaz, geri zekâlı, aptal birisin’ denmektedir. Öğrenci nasıl üzülmesin ki?

Ülkemiz açısından da sınıfta kalan bir öğrenci maddi olarak büyük kayıplara yol açmaktadır.

İlköğretim çocuklarının giydiği siyah önlüğü maviye çeviren, el çantasıyla kilolarca kitap ve defteri, bu kez sırt çantasıyla taşımasını sağlayan ve nihayet, en sonunda, teneffüs saatlerinde çalan zilin vermiş olduğu gerginliğin, çocuklar ve hatta büyükler üzerinde yarattığı psikolojik etkiyi kabul etme bilimselliğini yıllardan sonra gösterenler ve uygulayanlar, belki bu kez de Orta ve Temel öğretimde geçme-kalma sistemi üzerinden giren ve çıkan değerleri hesaplamaya ve psikolojik ve fizyolojik kayıpları, hem veli, hem öğrenci hem öğretmen, hem idareci hem de ülkemiz açısından ortaya sermekle birlikte gerekli tedbirleri alıp uygularmı acaba…

Öğrencilere ilk ve orta öğretimde yani temel eğitimde sınıf tekrarı yaptırmak çok saçma geliyor bana.

Öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda öğrendikleri ve öğrenebildiklerini bildiğimiz halde hepsini aynı elekten geçmeye zorluyoruz.

Aynı sınıf, aynı ders değişik iki öğretmen tarafından verilse bile öğrencilerin başarıları birbirinden çok farklı çıkabilmektedir. Bu öğretmenler arası rekabetin olmayışından kaynaklanan özel ve de yerel bir ülkemiz sorunudur.

Hem öğrenci, hem öğretmen, hem de ülkemizi maddi ve manevi yönden zorlayan geçme-kalma sisteminin hiç kimseye bir yararı yok ki. Kim bilir beklide ben yanılıyorumdur. Kime yararı varsa, lütfen yorum olarak yazabilirimi?

Geçme-kalma sisteminin değişimindeki yarardan, ilk aklıma gelenler aşağıdadır.

1. Öğretmen, öğrencilere aba altından sopa gösteremeyecektir. Onlara ‘Çalışmazsan ‘0’ alırsın’ diyemeyecektir. ‘Yılsonu geliyor seninle görüşürüz’ diyemeyecektir.

2. Öğretmenler, öğrencilerin dersi dinlemelerini sağlamak için, daha değişik mesleki yolları bulacaklardır. Çünkü derse ilgiyi çekme becerisini gösteren öğretmenler derslerini kolaylıkla anlatabileceklerdir.

3. Ders programları ve program konuları yüzünden derslerin ilgi çekip çekemeyeceği daha bir açığa çıkacak ve süratle düzeltilecektir.

4. Öğretmen ve veli çocuğun aileden alması gereken sorumluluğu üstlenmeyeceklerdir. Geçme-kalma sistemi öğretmen ve velinin, öğrencinin sorumluluğunu üstlenmesine neden olduğunu görmelidirler.

5. Veli yıl sonlarında okula sık sık gelmek zorunda kalmayacaktır. Öğretmenlerde yıl sonunda bazen vicdani bazende vicdani olmayan kararlar vermesinin önü kesilmiş olacaktır.

6. Öğrenciler başarılı veya başarısız şekilde ayıklanmayacaktır. Çünkü ayıklama hayatın işidir. MEB in işi değildir. Küçük yaşlarda öğrenciye başarısızlık aşılama dönemi en azından geçme kalma sistemine bağlı olmayacaktır.

Ülkemizde malesef yerel ve dini kalıpların sıkça kullanıldığı bir eğitim sistemimiz var. Geçme kalma kısmı sistemin aksayan önemli bir bölümüdür. Her bölümü düzeltmek gerekir. Yani eğitim sistemimizde bir ‘reform’ mutlaka yapılmalıdır.

Önemli olan eğitim sistemimizi tam bir bilimselliğe oturtmaktan geçmektedir. Bu da ancak evrensel ölçülerin kabul görmesiyle gerçekleşir.

Unutulmamalıdır evrensellikten uzaklaşıldıkça yerel ve dini kalıpları eğitimin içerisine sokmak isteyenler her zaman olacaktır.

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..