Başbakan, Başsavcı'yı Adalet Bakanı mı yapacak(!)?

''Star Haber'de verilen bilgilere göre, Yargıtay'a gönderilen 2 bin 600 e-mail mesajının 450'sinin tehdit, küfür, hakaret ve beddua içerdiği ve bunlarla ilgili teknik inceleme başlatıldığı bildirildi.'' diyor internet'ten aldığım haber.

Birileri, Yargıtay'ın AKP için açtığı kapatma dâvâsından tam memnun değil ki, işi tam hedefine ulaştırmak için, yeni planlar peşinde anlaşılan.

Ben AKP'li değilim. Ailemden de AKP'li olan yok. Daha doğrusu, kayıtlı olduğumuz hiçbir siyasi parti yok şu an. Onun için, AKP kapansa da kapanmasa da çok fazla dert değil.

Ancak, bu tür hareketlerin, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ''Demokratikleşme(!)'' tarihine ağır bir darbe vurmuş olacağından, şahsen üzülmemem mümkün değil. Yeri geldiğinde ''Demokrasi'yi ağızında sakız yapanlar'' in, bu kapatma dâvâsına karşı takınmış oldukları tavırlarla yine, iyi bir imtihan vermediklerini ibretle görmekteyiz.

Eğer sandık bu milletin önüne er veya geç konacaksa şâyet, millet herkese cezâsını-mükâfâtını orada verecek zâten. Bu millet her zaman, ''DEMOKRASİ'nin ÖNÜNDE SET OLANLARA CEVABI, önüne konan sandıklarda vermiştir. Şimdi de böyle olacağını herkes biliyor!..

Bunu anlamamakta diretenler, destek verdikleri bu tarz, her anti-demokratik hareketten sonra(adı ne olursa olsun), nasıl eridiklerinin bile farkına varamıyorlar. Bu çok enteresan gerçekten...Bu, sosyologların ve psikologların üzerinde ciddiyetle durması gereken, bir araştırma konusudur diye düşünüyorum.

Bunun üzerinde, daha, çook kafa yorulabilir, fikirler üretilebilir...

Dönelim esas konumuza.

Yargıtay'a tehdit mes'elesine;

Kanaatim odur ki

Şu an hiç bir AKP'li nin, böyle bir yola tevessülü mümkün değil.

Çünkü; partileri kapatılsa da kapatılmasa da, yapılacak olan en erken bir seçimde, onlar bu işten fazlasıyla gâlip çıkacağa benziyorlar.

Sokaktaki vatandaş şu an kan ağlıyor...

İşçi perişan,
Çiftçi perişan,
Köylü perişan,
Şehirli perişan,
Memur perişan...

Hülâsâ...

''Bir eli yağda, bir eli balda'' olanlar hâriç,

Herkes perişan...

Bunları düşünecek olursak, siyaseten muhalefet partileri bu durumdan kazançlı çıkması, oylarını yükseltmesi lâzım değil mi?

Evet öyle olmalı...

Bütün bunlara rağmen, bakıyorsunuz, ne yazık ki öyle değil işte.

Bütün bu sıkıntılar varken, sokaktaki vatandaş, inanın, ''DEMOKRASİ den YANA'' tavr'ını koyuyor.

''E-muhtıracılar'' , ''Yargı Darbecileri'' ve onların şak şakçıları, inanın farkında olmadan, AKP'nin veya onun yerini alacak olan herhangibir partinin ekmeğine yağ sürmüş vaziyyetteler...

İster kabul etsinler, ister etmesinler...

Vaziyet bu erenler!..

O bakımdan, AKP'nin ve AKP'lilerin; yargıyı tehdit etme veya ondan medet umma gibi bir lüksleri olmadığı gibi, böyle bir şey'e de hiç ihtiyaçları yok şu an.

Gerçi, kapatma dâvâsına çok kızgın ve üzgünler...Bu bir gerçek!

Bütün bu üzüntü ve kızgınlıklarına rağmen, hızlı bir şekilde, bütün bir toplumun yarısının teveccühüne mazhar olarak iktidar olmuş bir partinin mensupları, tutup ta; Başsavcı'yı tehditten medet umacaklarına hiç mi ''Hiç'', ihtimâl vermiyorum.

Böyle bir şey sosyolojik açıdan, pisikolojik açıdan, siyâsî ve istatistikî açıdan da mümkün değil.

Bunu yapsa yapsa, yıllardır, bu tür yollarla Türkiye'nin önünü kesme gayreti içinde olan, ''DEMOKRASİ KATİLLERİ'' ile ''TOTALİTER REREJİM HEVESLİLERİ'' ve onların şakşakçıları yapabilir diye düşünüyorum...

Başşsavcıya, küfürlü veya başka bir aşşağılık tarzda tehdit savuranlar; olsa olasa, Bu Ülke'nin gerilmesinden menfaati olan, ''DERÎÎN DERİNLER(!)..'' dir...

Bunu bilin ki,

Emin olun kii, sokaktaki vatandaş böyle konuşuyo!..

İster inanın, ister inanmayın...

Sokaktaki AKP'li de, Başsavcıya içten içe, tehdit değil dua ediyor!..

Oy oranını, yüzde 60'lara fırlattığı için!..

Benden söylemesi...

Bir şey daha;

Espri midir, gerçek midir bilmiyorum ama Bunu da söylemeden geçemiyeceğim. Belki duymamışsınızdır:

''Sayın Başbakan çok vefâlı bir insan. Sayın Başsavcı'yı; AKP'nin oy oranının bu kadar fırlamasına katkılarından dolayı, gelecek seçimlerde milletvekili yapıp, sonra da ADÂLET BAKANI yapacak(!)..'' diyorlar!..

Burası Türkiye!..

Olmaz diyemem doğrusu!

Sağlık ve Muhabbetle...

Bektaş Azizoğlu
16.04.2008, çarşamba
Üsküdar-İSTANBUL