Başbakan “Bu kez” haklı!…

Okurlarımın bir bölümü şaşıracak belki. Bana “RTE kategorisine hoş geldin” diyeler bile var. Başlık, o nedenle şaşırtıcı gelebilir.

Aynen öyle söylüyorum, <ı>“Başbakan, bu kez haklı…” diyorum…

Başbakan yorulmuş, elbette demirden kömürden değil, o da etten kemikten, can taşıyor ve her insen da bir <ı>“Yorulma” sınırı olmalı.

Başbakan dinlenmek için vatan topraklarımızın en güzel yerlerinden biri olan ve AMİK OVASI’nda bulunan Hatay ilimizi seçmiş.

Hafta sonlarını genellikle İstanbul’da, tatilini Antalya veya Balıkesir’de geçirmesine alışık olduğumuz başbakanın bu kez niye Hatay’ı seçtiği sorusu akıllara takıldı durdu.

Tam bu noktada <ı>“Kimi medya” işin üzerine atladı ve araştırmaya başladı. Sonunda bula bula ne buldular biliyor musunuz?

Hangi partinin hangi ilde belediye başkanlığını kazandığını gösteren <ı>“Renkli Türkiye haritası”nı önlerine koydular ve <ı>“Neden Hatay” sorusunun cevabını kendilerine göre <ı>“ŞIP” diye buldular…

Onlara göre, Türkiye’de sahil şeridi bulunan illerden sadece Hatay ili AKP’li belediye başkanı seçmiş…

Hani insanın <ı>“Ooooo… ha… hah.. haaaa…” filan diye gülesi geliyor bu tertip(!) karşısında.

Hadi diyelim <ı>”Sahil şeridi” ölçü olsun, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Samsun, Trabzon ve Rize de de <ı>“Sahil” yok mu?

Elbette var… Bu ölçü değil…

Ama farkı var…

Fark şöyle…

O illerde tatilini geçireceği termal kaplıcaya sahip <ı>“Ottoman Oteli” yok…

İşte bütün fark burada…

Antalya’ya kızmış olabilir. O nedenle gitmemiş de olabilir. Başbakanımızın kızma, azarlama, küsme gibi huylarının olduğunu bildiğimiz için çok da acayibimize gitmiyor.

Öyle tercih kullanmış, Hatay’ın <ı>“Ottoman oteli”ni seçmiş, kimse bir şey diyemez.

Başbakan hakkındaki <ı>“Neden Hayat’ı tercih ettiği haritada saklı” gibi düşünceye kızsa, başbakan bu kez yerden göğe kadar haklı…

Bu aynı zamanda başbakanı <ı>“Ayrımcılıkla” suçlamak olur diye düşünüyorum. Gerçi başbakanımızın zaman zaman da <ı>“Sizden-bizden” gibi takıntısı olsa da, bu kez <ı>“Hatay’dan yana” tavır koymasını yadırgamıyorum.

Sadece bir takıntım var…

Yazının içeriğine eklemeye çalıştığım fakat ekleyemediğim fotoğraftan anladığım kadarıyla çok lüks olan oteldeki tatil masrafını kim karşılıyor? Kaldığı daire(!)nin günlük ücreti çok yüksek miş.

Kendi mi, armatör oğlu mu yoksa devlet mi?

Yoksa "Ottoman oteli"nin sahibi, masraflar için para mı almıyor, ya da "Ödeyebileceği" miktara mı indiriyor?

Kendi karşılıyorsa... Allah Allah...

Armatör oğlu veya gelini ile damadı karşılıyorsa, eyvallah...

Yok, eğer otel sahibi para almıyor veya "Ödeyebileceği" seviyeye indiriyorsa, etik değil, eğer <ı>“Devlet” karşılıyorsa hakkım helal değil…

Bu iktidarın önünde devletin imkânları "Sebil" zaten...

Gerisine de karışmam doğrusu…

<ı>09 NİSAN 2009<ı>