Başbakan, Nihat Doğan ve “ahmak”

Başbakanın adıyla ilişikli bir uygulama yahut başbakanın yakınında bir yer. Hatta ve hatta parti üyeliği (e, boru değil %50’lik bir yandaş grubu demek) ne bileyim kadın kollarına gençlik kollarına üyelik.  

Başbakanla yenen bir yemek, başbakanla yapılan bir seyahat… 

Bunlar ülkemizde istediğini söyleme ve bundan zarar görme riski karşısında insanı ayrıcalıklı bir yere oturtuyor sanırım. 

Ayrıcalıklı oldukları fikrine nasıl kapılıyorlar? İste can alıcı nokta burası: 

Kendilerini bir anda % 50 ile bütünleyip diğer yarıdan soyutlayıp nasıl da kazanç sağlamaya başlıyorlar. 

Başlarlar, çanak tutmayın kardeşim. Kim tutuyor çanak? Sen, ben yani biz. 

Kime çanak tutuyormuşuz? Bize hakaret edene, bizi küçümseyip kendini öve öve yere göğe sığdıramayana. Kul olduğunu unutan faniye. 

Ünlü ve başbakan tarafından davet alan bir zatı muhterem olarak Nihat Doğan’ın kendisini geldiği yere taşıyan insanlara sunduğu minnet duygusu dolu sözler karşısında yazmadan edemedim. 

Böylesine duygusal ve felsefe kokan sözleri halkımın bir kısmına mal ederek dile getirmesi karşısında, kendisi tarafından “Türk halkının ahmak ilan edilen %20’lik kısmının” %50’lik oranda mı? Yoksa diğer tarafta mı aranacağını sormadan geçemeyeceğim. 

Beyimiz buyurmuş “Oturdukları yerden bir şey yapmayıp da yapılanlara bir kılıf bulup çamur atan zihniyettir. Onlar da gitsin, şov yapmasınlar. Orada insanlar açlıktan ölüyor” demiş. 

Pardon, televizyonlarda ağlayan siz değil miydiniz? Daha birkaç zaman öncesine kadar birlikte olduğunuz bayanlardan başka malzemeniz olmadığı için magazin magazin gezen kim di?  

Aniden filozof ve dünya barış elçisi mi olduğunuz? 

Siz kimsiniz ki? Kim olarak halkımın %20’sine “AHMAK” deme cesaretini gösteriyorsunuz? 

Alooo, sizi oraya getiren kim? Sizi başbakan mı dinliyor? Ağlayıp kendinize halkı acındırıp onlar üzerinden prim yaptınız. Şimdi o halkı küçümseyip “Ahmak” diyerek kendi kuyunuzu kazıyorsunuz. 

Size şunu söylemeliyim; Bindiğiniz dalı kestiniz. (Bakınız Nasrettin Hoca) 

Öyle başbakanın davetlisi olmak yok yardıma muhtaca koşmak gibi bahaneler ardına saklanıp yaptığınız hakareti haklı çıkartabileceğiniz fikrine kapılmayın. 

“Sakin atın tekmesi sert olur” der büyükler. 

Geldiğiniz yere gönderirler sizi. Düşünür durursunuz bol bol… 

“Kaşar” sözcüğünü kullanmış olan beyefendi bu açıklamanızı okuduktan sonra pişman olmuştur sarf ettiği söz için. 

Başbakanda sanmam bir daha sizi çağırsın seyahatlerine. Birkaç seyahate daha gitseniz kendinizi başbakan sanabilirsiniz gibi geldi bana. 

Yada dünyayı kurtaran adam Rıdvan şeklinde “Ben olmasam Somali nice olur? Ben olmasam dünya olmaz..” replikleriyle devam edebilirsiniz. 

Annemin sözünü söylemeden edemeyeceğim “Yaptığın iyilik ürküttüğün kurbağaya deymedi” 

Öyle ucuz ve kolay değil halka “AHMAK” demek.  

Sağlıkla ve mutlu kalın. 24/08/2011