Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakan'a açık mektup

Başbakan'a açık mektup
 

Sayın Başbakan,

Daha dokuz ay önce %47 oy almış bir iktidarın başı olarak, hakkınızda açılmış kapatma davası için, herhangi bir"önlem" almayacağınızı beyan ediyorsunuz.
Böyle bir çalışma içine girmenin ülkede "gerginlik" yaratacağını ve sizin de böyle bir gergin ortam istemediğinizi söylüyorsunuz.
Partinizin kapatılmayacağını da ilave ediyorsunuz.
Oysa, eğer söylediklerinizi gerçekten inanarak söylüyorsanız, partinizin kapatılmayacağına olan inancınızı paylaşan yok bu ülkede.
Bir yerlerden karar verilmiş belli ki.

Siyasi duruşunuzu destekleyen, hizmetlerinizi takdir eden biri olarak söylemek isterim ki, bu "dava" süreciyle ilgili "gerginliğe mahal bırakmayan" tutumunuz, karşı taraf bakımından hiç bir şey ifade etmiyor.
Dava sürecini bekleyerek, kapatmaya muhatap olmuş bir lider olmak yerine, daha bu dava açılır açılmaz "istifa" etmeliydiniz bence.
Böylece, altı yıl öncesinin siyasi, sosyal ve ekonomik kargaşasını unutup da, bugün hariçten gazel okuma rahatlığına yaslanan "Muhalefet Partilerine" iktidar olma şansı verecektiniz.
Sizin oyunuz %47 ise, CHP ve MHP'nin oy toplamı da %40 civarında..
Onlara iktidar olma şansını(!) vererek bir çeşit siyasi ve sosyal "hacamat" yapacaktınız.
Bakalım AB için gürleyenler, Amerika için mangalda kül bırakmayanlar, ekonomi adına ahkam kesenler, yıllardır Taksimi 1 Mayıs'a kapattıkları halde, bugün özgürlükçü kesilenler, neler yapacaklardı!
Altı yıl bu ülke insanının hafızası için, fazla bir süredir.
Siz bu "hacamat" ı yapacaktınız ki, birikmiş kan boşalsın.
Toplum-en azından bir kesimi- siyasi anlamda hiç bir şeyin değişmediğini ancak ekonomik anlamda çok şeylerin nasıl değiştiğini görebilsindi?
Bu radikal kararı almanız CHP başta olmak üzere, bugün "vur abalıya" zihniyeti ile gözü kapalı adam dövenler için yeterli bir ceza olacaktı.
Size, Selanik'ten devşirilerek kapısına dayanan Hareket Ordusuna karşı, Hassa ordusunu, kardeş kanı dökmemek adına, harekete geçirmeyen Sultan Abdülhamit'in sonunu hatırlatmak isterim.
Belki Sultan Abdülhamit kardeş kanı dökmemişti ama, sonrasında çok Müslüman-Türk kanı dökülmüştü.
Sultan, yapması gereken "hacamatı" yapmadığı için, bünye alabildiğine kan kaybetmişti.
Diyebilirsiniz ki, "O zaman da, şapkasını aldı kaçtı, derler."
Evet, derler..Ama bugün yeri gelince utanmadan "Menderes" i hatırlatanlar, varsın size, "Demirel gibi şapkasını aldı kaçtı." desinler.
Menderes gibi, boynunu ipe verdi demelerinden iyidir bu!
"Akacak kan damarda durmaz" atasözümüzü, "Akacak kan damarda durmamalıdır." diye anlamamamız için de bir neden yok.
Bir tedavi yöntemi olarak "hacamat" da bunun için yapılıyor zaten!
Daha fazla gecikmeden şu siyasal ve toplumsal "hacamat" ı yapın derim.
Saygılarımla!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..