Başbakan ağlar ama Trabzonsporlu Volkan asla!

Neden, niçin ‘ağlamak’ fiili içeriğine göre ‘çifte standart' olarak algılanmaktadır.

TDK Büyük Türkçe Sözlükte ‘ağlamak’; “Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık, aldanma vb’nin etkisiyle gözyaşı dökmektir” şeklinde tanımlanmıştır.

Atalarımız her ne kadar “erkek adam ağlamaz” demişler ise de; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’da Müslüman Kardeşler liderlerinden Muhammed El Biltaci’nin darbeci askerlerce öldürülen kızı Esmaya yazdığı mektubu dinlerken gözyaşlarını kontrol edememiştir

Başbakan Erdoğan neden ağladığını şöyle açıkladı:

“Biltaci, Esma’ya bu mektubu yazarken, adeta ben de çocuklarımı gördüm. Bir de tabi şu olgunluk, geleceğe bakıştaki ölüm ötesi dünyayı okuyuşu beni duygulandırdı.

Şah-adet çok farklı bir şey, Esma hayata doymadan Şah-adet makamına koştu.”                                                                                                                                                                               

Başbakan Erdoğan, timsah gözyaşlarında ne kadar samimidir?

Başbakan açıkladığı ‘ruhani’ nedenlerden dolayı Ülke TV canlı yayın ortamında tüm evrene ağlamıştır.

’Dini akideler’ ile donanımlı Başbakan Erdoğan’ın gözyaşlarına boğulması duygularının istem dışı yansımasıdır.

Daha 17 yaşının baharını tamamlayamayan Esma’nın hem de kardeş kurşunuyla öldürülmesine hangi insanın yüreği dayanır ki?

Bir ‘milli dava’ uğruna ‘demokratik hak arayışını’ Rabia Meydanı’nda kullanan Mısırlı Esma’nın ölümüne kolaylıkla gözyaşı akıtabilen Başbakan Erdoğan yine ‘demokratik hak arayışını’ kullanırken Taksim Gezi Parkı Eylemleri’nde ölen Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert ile Polis Memuru Mustafa Sarı için bir damla göz yaşı akıttı mı?

Siz Sayın Başbakan’ım nasıl ‘demokrasi şehidi’ olduğunu hala kavrayamadığım Arap Esma’da kendi çocuklarınızı görmenin ‘özdeş’ ve ‘kutsal’ olma halini terennüm ederken; sadece çevreyi korumak, yeşile sahip çıkmak adına Güvenlik Güçleri tarafından ülkede öldürülen kendi vatandaşlarınızı ‘çapulculukla’ aşağılıyordunuz.

İşte İslam Dini’nde bu davranışa ‘riya;’ toplumda ise bu karakter yapısında olanlara da ‘ikiyüzlü’ denir.

Diğer yanda, ailesine ve kendine yapılan ‘güneş yüzü görmemiş’ ağır küfürler yüzünden Çaykur Rizespor maçında sahayı hüngür hüngür ağlayarak terk eden Trabzonsporlu Volkan Şen soyunma odasına sığınmıştır.

23 yaşındaki genç futbolcuya ve ailesine yapılan küfürlerin çok uzun süreli ve tempolu olması Volkan Şen’in psikolojik yapısını alt-üst etmiştir.

‘Utanma duygusunu ağır hisseden Volkan Şen Trabzonspor seyircisinden kaçmıştır.

Kendini ‘çaresiz,’ ‘yalnız, ‘duygusal’ ve ‘onuru kırılmış hisseden Volkan Şen için takımın ‘ağabeyi’ teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay;

“Futbolcuya böyle davranmak cahilce. Ama bu hareketi tüm Trabzonspor taraftarlarına mal etmek de haksızlık. Bu futbolcular karakterli insanlar. Para kazandıkları için insanları böyle sıkıştırmak haksızlık. Bu insanlar bu paraları kazanıyor. Ama bedenlerinden ve sağlıklarından çok şeyler veriyorlar. Küfür çaresiz ve kaba bir adama yakışır. Münferit bir olaydır. Volkan şu anda iyi durumda. Soyunma odasında 15 dakika alkışladık Volkan’ı. Bu da umarım bir şeyleri anlatıyordur” dedi. 

Mustafa Reşit Akçay, Volkan Şen olayına ‘eyyamcı’ olmadan ‘gerçekçi,’ ‘objektif,’ ‘eğitimci’ ve ‘ağabey’ rolüyle hem öğrencisine sahip çıkmış, hem de Trabzonspor taraftarını ‘ötekileştirmeme’ başarısını göstermiştir.

Mustafa Reşit Akçay’ı Türk Futbolu’na örnek olması dileğimle candan kutluyorum.

Akçay Hoca bir ‘psikiyatrist’ yaklaşımı ile Volkan Şen’i ‘iyileştirme’ çabası gösterirken; Bordo-mavililerin Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun;

“Bana da biri küfür etse görevi mi bırakacağım! Volkan’ın yaptığını sokakta misket oynayan çocuklar yapar. Böyle biriyle aynı yolda yürümem” sözlerinin futbolcusunu kazanmak amaçlı olmayıp, harcamak amaçlı söylendiği anlaşılmaktadır.

Bir gün sonra futbolcu Volkan Şen nedenini algılamakta zorlandığım bir basın toplantısında özür dilemiştir. 

“Trabzonspor’da üçüncü sezonum. Ancak ne var ki son lig maçında duygusal bir an yaşadım. Bu olayın sonrasında da bana destek olan başta hocamız Mustafa Reşit Akçay’a, takım arkadaşlarıma ve taraftarlara teşekkür ediyorum. Bu teşekkürün ardından özür dilemem kişiler de var. Başkanımız ve hocamızdan, takım arkadaşlarımdan ve taraftarlardan özür diliyorum” dedi.

‘Futbol terörü,’ ‘Tribün şiddeti’ ile mücadele vermekte olan Erdoğan Hükümeti’nin anlayışında, küfür eden taraftarların sözcüsü futbolcu Volkan Şen’den özür dilemesi gerekirken;  ‘onuru incinen,’ ‘ağır küfür sağanağına’ tutulan Volkan ‘özür diliyor.'

“Neden?”

30.08.2013, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.