Başbakan Burak'ı da aradı

Devletiyle, milletiyle, halkıyla, insanlarıyla garip bir ülkeyiz. Nasıl bu hale geldiğimizi veya niye bu halde olduğumuzu iyi tahlil etmek ve nedenini öğrenmek zorundayız ki tedavisini yapabilelim.

İşte size tipik bir Türk karakteri görüntüsü. Posta gazetesinden… “Ne Yaptın Ümit”

16 yaşındaki berber kalfası “motosiklet kullanımında kaskın önemi” konusunda düzenlenen bir konferansa katıldı. Daha sonra işine dönmek için motosikletine binen Ümit, konferansta söylenenlerin aksine, kaskını takmadan yola çıktı. Kamyona çarpan motosikletten fırlayan Ümit, beyin kanamasından öldü.

Yorumsuz okunacak acıklı bir haber…

*****

Türkiye, devleti, hükümeti ve halkıyla bir bütün olmakta zorlanan bir ülke. Bugüne kadar devletin halktan kopuk olduğu söylenir, halkla hükümet birbirine daha yakın kabul edilirdi.

Şimdilerde ise hükümetin halktan uzak ve hatta halka rağmen bazı şeyleri yaptığı iddia ediliyor. Oysa son elli yılın en yüksek oyunu alarak iktidara gelmiş bir partinin kurduğu hükümet var başımızda…

Bunun sebebi elbetteki Ak parti’ye yakıştırılan ideolojik yaklaşımı benimsemeyen veya karşı olanların, daha çok bürokrasi, medya gibi ön planda yer alan kişiler olmaları…

Başbakanın bir ödül töreninde, başı kapalı diye sahneye alınmayan bir öğrenciye telefon etmesi, bazılarının tepkisini çekti. Arkadan benzeri bir olayda Alevi bir öğrenciye bir öğretmen tarafından dayak atıldığı iddia edildi.

Bu öğrenciye de başbakanın telefon etmesini isteyenler, “bir başbakan olarak her görüşteki vatandaşa eşit davran” mesajı vermekten öteye, “sen başı örtülü olmayanlarla ilgilenmezsin” demek ister gibiydiler.

Benim tanıdığım Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşları arasında ayırım yapacak bir insan değil. Hele bu olayda mağdur olan öğrenciye arka çıkmaması için hiçbir sebebi yok. Hiç kimse inancından dolayı bir başkası tarafından aşağılanamaz, hor görülemez.

Yıllardır bunun mücadelesini yapmış, bu yanlışlığı haykırmış bir insanın, başbakan oldu diye aynı zulmün başkalarına yapılmasına göz yumacağını düşünmek, gerçeklerle hiç mi hiç bağdaşmıyor.

Star gazetesinin “Başına Gelenler Beni Üzdü Burak” haberine göre, Başbakan Erdoğan, Alevi olduğu için öğretmenin hakaretine uğrayan Liseli Burak’ı arayıp destek verdi. Öğrencinin, “nasılsınız başbakanım?” sorusuna başına gelenlere üzüldüm, cevabını verdi.

Yalnız işin garip tarafı bu haber diğer gazetelerde yer almadı. Dolayısıyla gazetelerden bu olayı takip eden kamuoyu, olaydan habersiz kaldığı gibi, hâlâ başbakanın taraflı davrandığını düşünmeye devam ediyor.

*****

Bu arada Hatay havaalanının açılışına katılan Başbakan Erdoğan “Boş Sözler İçin Vakit Yok” dedi. Türkiye gazetesinin haberine göre başbakan, Türkiye’ye çağ atlatmak için 5 yıldır gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi.

*****

Yapılan her işi, önce “tenkit edilecek neresi var” diye bakma alışkanlığımız var. Hiçbir zaman ilk duyduğumuzda yapılan bir işin iyi niyetle yapıldığını düşünemiyoruz ve kabullenemiyoruz.

Yıllardan beri bir teşkilat kanunundan mahrum olan Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasası üzerinde çalışmalar devam ediyor. Bu konuda yapılan bir düzenlemede başkanlık personeline, çevresinde imanlı kişi olarak bilinme mecburiyeti getirilmeye çalışılıyormuş. Hürriyet gazetesi “Milli İman Teşkilatı” başlığıyla bunu haber yapmış.

Her şeyden önce proje henüz sonuçlanmamış. Nihai metin ortada yok. İkincisi bu soyut bir kavram… Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının, mensup olduğu teşkilata uygun ahlaki konuma sahip insanlar olmasını istemez miyiz?

Yeri geldiğinde bu ne biçim imam, bu ne biçim müftü diye tenkit etmiyor muyuz? O zaman teşkilatın iç bünyesinde kendi mensupları için ahlaki bir sınır çizmesinden daha doğal bir şey olamaz diye düşünüyorum.

*****

Diğer gazete manşetleri de şöyle:

Milliyet: “O Lokanta Çiçekçi Olacak” Sivas Valisi katliamın yaşandığı Madımak Oteli’nin altındaki lokanta çiçekçiye dönüştürülecek, içinde orada yanarak can verenlerin bir anı köşesi olacak, dedi.

Sabah: “Ortaasya’dan Göç, Efsane” Antropolog Timuçin Binder gen araştırmaları Türkiye’de yaşayanların 40 bin yıldır burada olduğunu gösteriyor.

Akşam: “İslamî Borsayı Kapma Yarışı” İMKB’nin yeni Başkanı Hüseyin Erkan’ın gündeme getirdiği İslami Endeks kurma projesine uluslararası yatırım bankalarından destek.. 30 milyar dolarlık fon için İstanbul-Dubai çekişiyor.

Radikal: “Kazanımlardan Ödün Verilmesin” Anayasa Çalıştayı Cumhuriyet’in temel nitelikleri ve mevcut anayasadaki evrensel insan hakları kazanımlarından geri adım atılmasının tartışılmasına bile karşı çıktı.

Zaman: “Aydınlardan Eve Dönüşe Destek: Dağa Çıkışın Yolu da Kapanmalı” Ali Bulaç bu adımı hükümetin son yıllarda aldığı en önemli karar olarak görüyorum derken Sedat Laçiner, 400 kişi iner, yenileri çıkar. Onun için siyasi, ekonomik ve sosyal tedbirler lazım dedi.

Takvim: “Nükleer Listesi” Türkiye’de aylardır tartışılan nükleer santrallerin nerelere yapılacağının listesini ve büyük gizlilik içinde hazırlanan nükleer raporu Akşam ele geçirdi.

Yeni Şafak: “Beni İzleme Dedi, İhaleyi Kaybetti” Türkiye’nin terörle mücadelede büyük önem verdiği 200 milyon yuroluk casus uydu Göktürk projesine katılan İsrail bizi izlemeyin deyince ihaleden elendi.

Bugün: “DTP’li Tuncel Kürt Değil” Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu “ben Kürdüm” diyen Sabahat Tuncel’in aslında Türk olduğunu iddia etti.

Vatan: “O mu Aptal, Biz mi?” İstanbul’un ünlü alışveriş merkezi Metrocity’nin ortağı Onur Ağım cezadan kurtulmak için kendisi hakkında hukuki işlem yapmaya doğuştan yetersiz diye mahkemeden karar çıkarttı.

Cumhuriyet: “Yargıya Sivil Destek” Ankara’da yargıyı siyasallaştırma girişimi, İzmir’de terör politikaları protesto edildi.

Güneş: “Polisin Cevabı” İstanbul’da PKK yandaşları DTP adına olay çıkardı. Çevik Kuvvet bölücüleri dağıtıp “Vatan Sana Canım Feda” sloganıyla yürüdü.

Taraf “Öyleyse Siz Eve Dönün” Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet bakanı Mehmet Ali Şahin Eve Dönüş’te, İçişleri Bakanı Beşir Atalay Malatya soruşturmasında tekliyor.

*****

Spor haberlerine gelince:

Yeni Şafak’ta “Adayı Salladı” başlıklı haberle Tuncay’ın Arsenal’e attığı gol anlatılıyor.

Takvim gazetesi Fenerbahçe içen “Hedef CSKA” Galatasaray için de “Aslan Karıştı” başlığıyla haber yapmış.

Fanatik gazetesinde Fenerbahçe’nin Kadıköy’de Galatasaray’a yenildiği en son maçın 22 Aralık 1999 olduğunu ogünden bugüne köprünün altından çok sular aktığını “Eskidendi O” başlığıyla vermiş.

Fotomaç gazetesinde “5 Yıl Daha Zico’yla” başlıklı haberin yanında yine transfer dedikoduları var.

Fotospor gazetesi ise “Aslan Avcısı Tavan Yaptı” başlıklı haberinde Semih’in Galatasaray’a attığı golden sonra fiyatının yükseldiğini anlatıyor.

Bugünlük de bu kadar. Yarın yeniden beraber olabilmek umuduyla…