Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '14

 
Kategori
Güncel
 

Başbakan çıplak!

Ülkenin birinde giyimine düşkün, kendini beğenmiş bir kral varmış. Kendini çok akıllı sanan kral, giyim kuşamdan başka bir şey düşünmezmiş.

  Günlerden bir gün komşu ülkenşn kralı kendisini ziyeret etmek istediğini  bildirmiş. Elbette ki,bizim kralın ilk aklın agelen yine ne giyeceği olmuş. Hemen adamlarını çağırtmış

-"Tüm dünyaya haber gönderin" demiş. "Öyle bir elbise istiyorum ki, dünyada bir eşi dah aolmasın. Bana böyle bir elbise dikecek terziyi zengin edeceğim. Misafirlerimi karşılarken bu elbiseyi giyeceğim."

  Kısa bir süre sonra,haber her yana yayılmış. En iyi terziler, ellerindeki kumaşlarla, saraya gelmişler. Hepsi yapacaklarını krala anlatıyormuş. Ama kral anlatılanlardan hiç birini beğenmiyor;

-"Çok daha güzel olmalı!" diye bağırıp duruyormuş.

  Sonunda çok genç bir terzi çıkmış kralın karşısına.

-"Sen ne getirdin bakalım" diye sormuş kral. Trezinin genç ve tecrübesiz duruşu kralın umudunu iyice kırmış.

-"Benim getirdiğim çok özel sevgiliş kralım" demiş genç terzi. "Size öyle bir kumaş dokuyup, öyle bir elbise dikeceğim ki, sizden önce kimse böyle bir elbiseyi giymemiş olacak."

  Kral bu sözlere çok şaşırmış.

-"Ancak bir şartım var" demiş genç terzi. "Giysiyi bitirene kadar işimize hiç kimse karışmayacak."

  Kral aradaığını bulmanın sevinciyle kabul etmiş bu şartı. Hemen iki kese altın verip;

-"Çabuk olun o zaman!" diye emretmiş.

  Genç terzi hemen başlamış çalışmaya. Ertesi gün iki kese altın daha istemiş kraldan. Kral hiç itiraz etmeden vermiş altınlarını. Aradan günler geçtikce, kral gençterzinin  dokuduğunu söylediği kumaşı merak etmiş. Sonunda dayanamayıp,çalıştığı odaya girmiş. Genç terzi tezgahınbaşında harıl harıl çalışıyormuş. Kral sessizce bir süre izlemiş, bir şey göremeyince;

-"Demek bunca zamandır boş oturdun ha!" diye kükremiş. "Kese kese altınları ben boşun amı verdim sana!"

  Terzi sakin ve kendinden emin;

-"Saygıdeğer kralım" demiş. Bu kumaşı sadece akıllı insanlar görebilir. Bakın ne kadar da güzel oldu. Öyle değilmi?"

  Kral ne diyeceğini şaşırmış. Aptal durumuna düşmemek için;

-"Evet evet çok güzel" demek zorunda kalmış ve hızla çıkmış odadan.

Kralın elbisesi şehirde kualktan kulağa dolaşır olmuş. "Sadece akıllılar görebilir!" İnsanların merakı bunu duydukça dah açok artıyormuş. Sonunda tören günü gelmiş. Halk toplanmış, hazırlıklar bitmiş. Terzi kralı soymuş ve gerçekten varmış gibi üzerine bir elbise giydirmiş. Sonrada karşısına geçip;

-"Çok şık oldunuz efendim"demiş.
-"Muhteşemsiniz."

  Kral genç terzinin bu iltifatları karşısında, aynada gördüğü çıplak bedene hiç aldırmadan;

-"Eline sağlık, çok güzel olmuş"demiş.

  Kral yeni elbiseleri ile çıkmış saraydan. Dışarda toplanan halk kralı çıplak görünce çok şaşırmışlar. Ama kimse cesaret edip krala gerçeği söyleyememiş. Birden küçük bir çocuk haykırmış;

-"Kral çıplak!"

  Ardından cesaretlenen halk, gülmeye başlamış. Kral geç de olsa gerçeği böyle acı bir şekilde anlamış.

Türkiye' de de benzer bir durum yaşanmakta.
 
Ülkenin Başbakanı seçimde aldığı oy oranı sonrası kendine o kadar güveniyordu ki, ülkenin tüm kurumlarını  sindirip gerçekleri söyleyenlere baskı yapmaya başladı.
 
Ancak bir haziran günü ne tesadüftür ki yeşili korumak için bu kudretli Başbakanın karşısına yine çocuk denecek yaştaki gençler çıktı ve  zekalarıyla kudretli iktidarı derinden sarstılar.
 
Başbakan' ın çıplak olduğunu gençler haykırarak sokaklarda dile getirdiler. Böylece büyü bozuldu ve gerçekler bir bir ortaya çıkmaya başladı.
 
Kaderin garip cilvesidir ki aynı Başbakan' ın uygunsuz kasetlerinin çıkacağı da bu sıralar gündemde. Gençler "Başbakan Çıplak" derken bunu kastetmemişlerdi ama galiba Başbakan' ı gerçek anlamda da "ÇIPLAK" göreceğiz.
 
Atatürk' ün cumhuriyeti neden gençlere emanet ettiğini anlıyor musunuz şimdi?
 
Gençler ne olursa olsun  taze zihinleri ile her zaman bir adım önde oluyorlar ve nice aydın, iktidar korkusuna yenik düşerken gençler korkusuz oluyorlar. Belki de gençlerin kaybedecek evleri, arsaları,  geçindirecek aileleri olmadığındandır.
 
Thomas Fuller' in dediği gibi;  "Çocuklar fakirlerin servetidir."
 
Türkiye' nin de serveti gençlerdir. Bu 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı çok coşkulu olacak, şimdiden hissediyorum.
 
Birileri için güneş batarken birileri için doğacak. Gençliğe selam olsun.

 
Toplam blog
: 41
: 431
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

1968 doğumluyum. Üniversite mezunuyum.  ..