Başbakan'dan Antalyalılara aba altından sopa

Başbakan seçim gecesi yaptığı konuşmada en çok da Antalya’ya üzüldüğünü ifade etti.
Konuşmasında ne söylediği ve hangi cümleleri kullandığı önemli değil ama esas söylemek istediği şey alenen şuydu.
“Sizi gidi nankörler”.
Aslında Başbakan aynen bunu demek istemişti ve Antalyalıları “nankör” olarak tanımlamıştı.

Başbakan Antalya’ya 28 defa gelmiş.
Ne yapalım 28 defa gelmişse?
Halay mı çekelim?

Aslında Başbakan Antalya’ya 28 defa gelişinden kastı, bir takım açılışlar yaptığıydı ve kendince Antalya’ya çok önemli yatırımlar yapmışlardı.
Tabi zihniyet ve öngörü bu olunca, yaptıklarını yatırım olarak niteleyebiliyor Sayın Başbakan.
Oysa defalarca tekrarladık.
“Her kazmayı vurmanın arkasından övünç duymanın bir esprisi yok” diye.
Ama AKP’li Belediye Başkanları ve Antalya’nın eski AKP’li Belediye Başkanı Menderes Türel hesapsız ve kitapsız bir şekilde vurduğu kazmaları yatırım olarak niteledi.
“Nasıl olsa iş yapıyor gözükerek, Türk halkından rahatlıkla oy alabiliriz” yollu zihniyet hakimiyeti Antalya’da ters tepti.
Ve son yıllarda ülkemizde şöyle bir engin düşünce oluşmaya başlamıştı.
“Yiyorlar ama iş de yapıyorlar”.

Antalyalılar Menderes Türel ve AKP zihniyetine resmen dur dedi ve yaptıklarının yatırım değil, tümü ile saçmalıklar silsilesi olduğunu anlatmaya çalıştı.
Ama AKP yıllardan beri Türkiye’nin geniş bir bölgesinde yerel iktidara hakim olmasına rağmen, bir dönemin boşluğunu yakalamıştı.
Yoksa AKP’li belediyelerin ciddi bir yatırım politikası olmadığı alenen ortadaydı.
Kent tahrip oluyormuş, kentin tarihi dokusu alt üst oluyormuş, umurlarında olmadı.
İlle de rant alanları yaratmak, illede her yanı o iğreti alt geçitlerle doldurmak hizmetin temel şekli oluyordu.
Şimdi bir insan çıksın ve sokakta sıradan bir vatandaşa sorsun bakalım.
“Alt geçitler hakkında ne düşünüyorsun?” diye.
Alacağı yanıt son derece yalın bir şekilde “Rezalet” olacaktır.
Bu gün Antalya’da yapılan stadı ele alalım.
Siyasetle uğraşmayan, kendi halinde sıradan bir vatandaşa sorun bakalım “Antalya’ya yapılan stad inşaatı hakkında ne düşünüyorsun?” diye.
Emin olun alacağınız yanıt “Bu stadı buraya yapan kafada her halde bir noksanlık var” yönünde olacaktır.
Bir başka yatırım olarak övündükler raylı sistemle ilgilide çıkın Antalya sokaklarına ve sorun vatandaşa “Tramvay hakkında ne düşünüyorsun?” diye.
Emin olun vereceği yanıt şu olacaktır.
“Çok rezil bir şey. Antalya’yı yok edecek bir yatırım” olduğunu söylemesi hiç de garip bir cevap değildir.
Antkart rezilliğinden de bahsetmeye gerek yok.

AKP Antalya’da yapmış oldukları icraatleri Antalya halkına sormadan yaptığı gibi, yaptıkları icraatelerin Antalya’da ne tür tepkilere neden olduğunu da göremedi.
Bu icraatlerin oya tahvil olacağını sandı.
Bu durum AKP’nin Antalya’da nüfus coğrafyası üzerinde ciddi bir araştırma yapmadığının da göstergesiydi.

Bu gün Antalya’nın nüfus coğrafyasını ele aldığımızda Yüksek öğrenime sahip en fazla insanın yaşadığı kenttir Antalya.
Buna karşın aile başına düşen araç sayısı Türkiye’de an fazla olan kenttir.
Aile başına düşen konut sayısının en fazla olduğu kent yine Antalya’dır.
Antalya bu gün Türkiye genelinde üniversitelere en fazla öğrenci veren kenttir.
Gelir dağılımı adaletsizliğinin en az sırıttığı kentlerdendir Antalya.
Ülkenin diğer kentlerinden en önemli farkı turizm kenti olmasıdır.
Yılın on iki ayı boyunca milyonlarca turist Antalya’ya akın ediyor.
Böyle bir durum da Antalya’da yaşayan insanları bir Orta Anadolu kentinde yaşayan insanlarla nasıl bir tutabilirsiniz ki?
Bu durum kent insanının her alanda gelişmesine neden olmaktadır.
Antalya’da yaşayan insanların sosyal yaşamlarının zenginliği diğer kentlerle kıyaslanmayacak ölçüdedir.
Dolayısı ile Antalya’yı bir Nevşehir’le, bir Kırşehir’le veya bir Erzurum’la bir tutarak hareket etmek bir siyasal partinin düşeceği en vahim hatalardan birisidir.
Örneğin; Çantacı Abdürrahim ilkokul tahsiline sahiptir ve kendi penceresinden çantacı Abdürrahim, yapılan yatırımları olumlu karşılarken, hemen yanı başındaki bir diğer esnaf olan baharatçı Zeki Ziraat Mühendisidir ve yapılan yatırımlara lanet okumaktadır.
Her ikisi de yan yana esnaftır ama eğitim seviyesi yatırımlara hangi gözle bakmanız gerektiğine dair türlü ip uçları vermektedir.

Sayın Başbakan’ın da yatırımlara ve yaptıklarına bakış açısı Çantacı Abdürrahim’den farklı değildir.
Sonuçta yatırım yapılmıştır ama yapılan bu yatırımların kamu yararı boyutu zerre olsun düşünülmemiştir.
Bu demeci ile de Başbakan bir kez daha kendi ufkunu alenen ortaya sermiştir.
Yapılan yatırımların bir kenti nasıl da tarumar ettiğini görememiştir.
Sonra da çıkıp kentine sahip çıkan vatandaşlara “Nankörler” deme cüretini göstermiştir.

Bu laf sonrasında bakalım bir daha AKP Antalya’dan tek bir tane oy alabilecek mi?