Başbakan'ım, 'Andımızın içindeki beyanlar hangi kesimi rahatsız ediyor, yoksa sizi mi?

Başbakan’ım, ‘Andımızın içindeki beyanlar hangi kesimi rahatsız ediyor, yoksa sizi mi?’

Demokratikleşme Paketi’nden toplumun etnik kökenlerine mavi boncuk dağıtan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bazı kesimleri mutlu edememiştir.

Talimat ve ‘emirlerinden’ habersiz bir adım atamayan, maiyetindeki ‘devlet memuru’ Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel ve TSK’nin Başbakan’a olan ‘sadakati’ şüphe götürmüyor artık…  

Ülkemiz üniversitelerinin rektörleri kesinlikle Başbakan’dan ‘olur’ almadan ‘üç maymun’ konumu dışına çıkamıyorlar.

‘Yargı Organları’ ise Başbakan Erdoğan tarafından ‘gözaltına’ alınmış durumdalar.

Medya’nın %99.9’u ‘Sahibi’nin Sesi’ni söylüyor.

Ülkenin tüm dinamik güçleri, ‘Yargı’ ve ‘Ordu,’ ‘Üniversiteler’ kuşatılmış; sıra Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün izlerini ortadan kaldırma aşamasına gelinmiştir.

Bu izlerden İlköğretim öğrencileri için yaşamlarının ilk aşamasında ‘Türklük bilincini’ algılama, T.C. Vatandaşı’nı öğrenmenin ilk basamaklarını yok ediyorlar.

Şimdi Sayın Başbakan Erdoğan’a soruyorum:

“Millet kavramını ırki olarak alırsak, bilimsel olarak da yanlışa düşeriz” ifadesinden sonra, “Andımız noktasında ise, And’ın içinde birçok kesimi rahatsız eden beyanlar var” söylemi ‘sosyal’ ve ‘siyasal’ çelişki değil midir?

Öğrenci Andı ‘iyi bir insan’ ‘iyi bir T.C. Vatandaşı’ olabilmenin ilk öğretisidir.

‘Türk halkını’ ‘Türk Milleti’ yapan tarihi rehberdir.

İster misiniz ‘Andımızı’ birlikte irdeleyelim?

Bakalım, görelim Başbakan Erdoğan’ın ‘Dindar Gençlik Andı’ metni yazdırmaya gereksinim olacak mı?

Andımızda öğrenciler, ‘Doğruyum’ hasleti ile “Kesinlikle yalan söylemeyen, dürüst, sevgi dolu, yardım ve hizmetten sakınmayan, her zaman, her yerde adil davranan iyi insan örneğidir.

Özgüveni yüksek,’ inanç sahibi,’ insanlara gerçekleri çekinmeden söyleyebilen Türk Çocukları ve Gençliği’dir.

‘Doğruluk’ kavramı Türk öğrencilerinin taşıdığı, bu satırlara sığmayacak kadar çok ‘anlamı’ barındırmaktadır.

Mustafa Kemal ATATÜRK Türk çocuğuna ve gençliğine ‘çalışmak’ üzerine şu öğütlerde bulunmuştur:

“Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkan insanların hakkıdır. Çalışmak vakti gelmiş, artık çalışmak gerek. Özellikle gençler çalışmalıdır.”

Daha sonra, “Kendiniz için değil Ulus için elbirliğiyle çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur. Ulusumuz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir.” ifadesinde ‘durmak’ zamanı değil; ‘ilerlemek’ zamanı olduğunu şu sözleri ile açıklamıştır:

“Yaşamak demek, çalışmak demektir. Bir toplumun bir bölümü çalışırken diğer bölümü oturursa, o toplum felce uğrar”

Mustafa Kemal ATATÜRK bir toplum için ‘çalışmanın’ önemini çocuklara ve gençlere aktarırken; 

Denebilir ki; hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak,” 90 yıl sonra da ‘Çalışkan Gençlik’ yetiştirmek daha ‘rasyonel’ bir yaklaşımdır.

Andımız’ Ulusal bilincin oluşturulmasında ve yaşatılmasında ‘Ne Mutlu Tütk’üm Diyen’ her T.C. Vatandaşını birleştirici unsur olmuştur.   

Günümüzde ‘ileri demokrasi’ ülkelerinde ‘Andımız’ veya başka bir isimle Bakanlığa bağlı okullarında söylenmektedir.

Şimdi Sayın Başbakan’ıma soruyorum;

‘Türk olmanın’ bilincini küçük yavrulara öğreten ve yaşatan, asla ‘ırkçı’ olmayan ‘Andımız’ hangi kesimleri rahatsız ediyor;  yoksa Sizi mi?

06.09.2013, İzmir Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.