Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Başbakan'ın Davos'taki tavrı

Başbakan'ın Davos'taki tavrı
 

Siz olsaydınız ne yapardınız?


ABD BAŞKANI BUSH'A AYAKKABILARINI FIRLATAN IRAK'LI GAZETECEİNİN EYLEMİNİ, HASAN TAHSİN'E BENZETENLER, TÜRKİYE BAŞBAKANI TAYYİP ERDOĞAN'IN DAVOS'TAKİ TAVRINI KİME BENZETİYORLAR ACABA?

Türkiye Başbakan'ı Tayyip Erdoğan'nın, Davos'ta takındığı tavrı destekleyenler olduğu gibi beğenmeyenler de oldu. Medya'ya baktığımızda, beğenenlerin yani "yapılması gerekeni yaptı" diyenlerin çoğunlukta olduğu açıkça belli oluyor.

Başbakan'ın tavrını eleştirenlerin bazıları, Başbakan'ın tepkisini doğru bulmakla birlikte tepkinin üslubu üzerinde durarak, "Başbakan, haklı olan bu tepkisini daha diplomatik bir üslupla dile getirebilirdi" diyorlar. Bu da saygı duyulması gereken bir yaklaşımdır bence.

Başbakan'ın tepkisi, bir kızgınlık anında aniden ortaya çıkan bir davranıştı. Kendisini tanıdığımız kadarıyla, bu durumda ondan diplomatik kurallar içinde daha yumuşak bir tepki beklenemezdi. İnsanın yaradılışından gelen bazı kişilik özellikleri vardır ki; ne kadar dikkatli olunursa olunsun bu olumlu ya da olumsuz özellikler bir anda ortaya çıkabilir. Başbakan'ınki de böyle olmuştur.

Başbakan'a yöneltilen bizden eleştiriler...:

Medyadan topladıklarım :

İlker Türkmen : "Bu öfkeli tutumun çok yansımaları olacak, vahim bir durum"

Özden Sanberk : "Erdoğan tam bir dış politika gafı yapmıştır"

Onur Öymen(CHP) : "Davos ve medeni dünya Erdoğan için bitmiştir"

Katılmadığım bu eleştirilerin dışında, "Alaycı bir tavırla ve hiç sıkılmadan lafı 'Erdoğan, Peres'ten özür dilesin' noktasına götürmek"(*) isteyenlerin de olmasıydı. Bu eleştiriyi yapanlar, tam aksi olan bir şekilde Peres'in, Erdoğan'dan özür dilemesini nasıl karşıladılar acaba?

Mustafa Özyürek(CHP) : Başbakan'ın tepkisini doğal ama biraz abartılı olduğunu söyleyen Özyürek, devamla "Başbakan'ın bu tepkiyi iç politika malzemesi olarak kullanmak istediği anlaşılıyor"

Özyürek'in bu eleştirisinin birinci kısmına katılmamak mümkün değildir. Ancak, Erdoğan'ın bu tepkisinin planlı, yani "iç politik çıkarları hesaplamak gibi" baştan düşünüldüğünü hiç sanmıyorum. Tanıdığımız kadarı ile, Erdoğan'ın bu tavrını, kızgınlık anında ya da "damarına basıldı zaman" aniden ortaya çıkan bir tepki olarak düşünmemiz gerekir.

Bu bloğun yazarı olarak benim düşüncem, bu konuda blog yazan arkadaşlara yaptığım yorumlarda da belirttiğim gibi, Başbakan'ın bu çıkışının, onu "uzlaştırıcı ve arabulucu" konumundan çıkarıp "taraf" olma durumuna getirebileceği endişesidir.

Siz olsaydınız ne yapardınız...?

Bir yanda, İsrail Cumhurbaşkanı, Başbakan Erdoğan'a dönmüş ve parmağını da yüzüne doğru yöneltmiş bağırır gibi, azarlar gibi gibi yüksek sesle konuşuyor; diğer yandan oturumu yöneten kişi, konuşmakta olan Başbakan'ın sözünü kesmeye çalışıyor ve bu da yetmiyor eliyle ve koluyla müdahalede bulunuyor.

Başbakan'ın bu tavrını eleştirenlere sormak lazım, "siz olsaydınız bu durum karşısında ne yapardınız ve tepkiniz ne olurdu?"

Geçmişe bir bakalım...:

Sanırım 1996 yılıydı. Başbakan Necmettin Erbakan, Libya'ya bir ziyaret yapmıştı. Başbakan Erbakan'ın, Libya Lideri Kaddafi'nin çadırında uğradığı ağır sözler karşısındaki tavrına yapılan eleştirilerin birleştiği nokta, Başbakan Erbakan'ın, Türkiye'nin saygınlığına gölge düşürdüğü şeklindeydi.

Başbakan Erdoğan'ın ne yapmalıydı ki? Erbakan gibi mi hareket etseydi? Uğradığı bu saygısızlık karşısında sus-pus oturup kalsa mıydı?

Başbakan'ın bu tavrını eleştirenlere şunu söylemek istiyorum: Başbakan, ABD Başkanı Bush'un suratına ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci kadar da mı "aferin"i hak etmiyor? Iraklı gazeteciyi "Hasan Tahsin"e benzetenler, Başbakan Erdoğan'ı neden birilerine benzetmiyorlar? Siz benzetmezseniz, Erdoğan'ın peşindeki kitle, onu hiç de hoşlanmadığımız bir kişiye benzetebilirler. Hatta, benzetmeye de başladılar bile...

Bir önceki bloğumda vurguladığım sözlerimi, bu olayda da tekrarlamak isterim, "Parti çıkarları uğruna ülke çıkarlarını bir kenara koymayalım". Yalnızca parti çıkarlarını düşünerek, ülke için yapılan doğrulara da yanlış demiyelim.

Lütfen...

cdenizkent
_______________ :

(*) Haşmet Babaoğlu, Sabah Gazetesi, 31 Ocak 2009, s. 4

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..