Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '07

 
Kategori
Haber
 

Başbakan'ın yanakları

Geçtiğimiz hafta basında yer alan bir fotoğraf vardı. Bazı köşe yazarlarının teğet geçtikleri bu fotoğrafın benzerleri hepimizin belleklerinde vardır.

Mustafa Kemal’in okul çocuklarını ziyaretlerinde bu tür sahneler var, biliyoruz. Babacan bir edayla küçücük bir çocuğun yanağını okşayan sıcacık bir el.

Beni yanıltmıyorsa, Mustafa Kemal ile İnönü’nün de böyle bir fotoğrafının olduğu yönünde belleğimde bir kare var.

Sadece bunlar değil.

Örnekler, ülke dışından da verilebilir..

Örneğin, Papa’nın bir “günahkar”(!) ı okşaması.. Bir devlet büyüğünün başarılı bir sporcuyu taltif ederken ona gösterdiği yakınlık.. Babanın, başarılı çocuğuna iletmek istediği koruma ve övünç duygusu. Ya da, sevgiliye gösterilen sevginin ellerle aktarılma yöntemi olarak, onun yanaklarını iki avuç içine alarak hafifçe kendinize çekmeniz ve sonrası.

Örnekler çoğaltılabilir.

Mahallenin kabadayısının, kabahat işleyen bir yaramazı dövmeyip yanağını, aşağılama ve tehdit anlamında, koparırcasına okşaması. Toraman bir çocuğu, genelde teyzeler yapar, severken yanaklarının avuçlanması vs.

Fakat bütün bu örneklere bakıldığında bir ortak nokta görürsünüz. Bu nokta, okşayanla okşanan arasındaki farkın sıkıştırılmış halidir, ısıtılınca patlar.

Tüm okşamalarda, okşayan büyüktür, dominanttır. Verdiğimiz örneklerde ve ya, buraya alamadığımız ama sizlerin de pekiyi bildiğiniz diğer bir yığın örnekte olduğu gibi, okşayanın okşananı bazen küçümsediğinden, bazen onu güçsüz gördüğünden, bazen onu kendi eseri olarak kabullenip övünmesinden ve pek az da sevdiğinden okşar. Ne anlamda olursa olsun, okşayan ve okşananın olduğu durumlarda bir hakimiyet ve bir teslimiyet söz konusudur. Okşanmaya ihtiyaç duyulan insani durumlar da olabilir ama, bu gerçek değişmez.

Sayın Başbakan’ın söz konusu fotoğrafına bu gözle bir daha bakmayı öneriyorum.

Barlas’ı bu gösteriyi yapmaya iten neden neydi? Barlas, bu büyüklük edasını taslarken, kendisini ne olarak algıladı? Büyük mü, ağabey mi, öğretmen mi, ne!..

Barlas gibi yol yordam bilen, devlet erkan tanıyan birinin kontrolsüz bir anda böyle bir “gaf” yapacağını düşünmek saflık olur.

Çalışılmış bir pozisyon.

Öyle ki; başbakanın eli Barlas’ın omuz altından yukarı çıkmıyor. Hani o da Barlas’ın yanağını okşasa, fitne ve fesat kumkumaları(!) daha neler yazacak kim bilir.

Burada bizi ilgilendiren husus, başbakanın, Kasımpaşalılık raconuna aykırı düşen bir harekete maruz kalması değil. Zaten öyle olsa, bir “clark” çeker, “ne yapıyorsun Mehmet” derdi kuşkusuz. Öyle olmadığına göre karizma açısından telaşa mahal yoktur diyorum. Yine de, sayın Barlas, başbakanın fanatik taraftarlarından kendini sakınırsa yerinde olur diye düşünüyorum. Bir yanakla fit olmayabilirler..

Aklıma, basında yer alan bir olay geldi.

Sanırım Samsun veya Ordu ilimizde. Birkaç yıl önce kabadayının biri hemoroit şikayetiyle doktora gitmiş. Hemoroit muayenesi malum.. Doktor bu muayeneyi yapacakken, kestane derdine düşen bizimkisi çekmiş silahı, doktoru ayağından yaralamış.

Uysa da uymasa da…


Ben, ortalama bir okuyucuyum, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir olay olduğunu okumadım, duymadım. Ama burası Türkiye, oluyor. Neler olmadı ki şu memlekette. Bir gecede yaşı büyütülüp idam edilen çocuklar var. Mazbataları onaylanmış bir seçimi, anayasa değiştirerek iptal edip “kişiye özel” yapılan seçimler var. Taliban kamplarından ülkenin kaderini belirleyen kademelere uzanan dikensiz gül bahçeleri var. Var da var!

Bu yazıda sorgulamak istediğimiz yön başka.

Birincisi, medya neden bu fotoğrafı yok saydığı hususudur ki başka bir yazının konusu olacak.

İkincisi; Barlas’ın ne demek istediğidir.

“Aferin, gayet iyi yoldasın çocuk, devam et, arkandayım. Yan bakanı nallarım” mı demek istedi?. Ya da, mensubu olduğu medya grubunun bir takım işlerini hallettiği için şükranlarını mı sundu? Sen bizim medarı iftiharımızsın, Cumhurbaşkanımız da olacaksın mı dedi? Ben konuştum uzaklardaki tanrılarla, sana destekleri tamdır demiş olmasın sakın!

Ne yani, “ne güzel yanakların var” diyecek değil ya koca başbakana.

Amaaaan!

Ne dediyse dedi!

Veya hiçbir şey demedi. Gözler konuştu.

 
Toplam blog
: 36
: 668
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

54 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanıyla ilgileniyorum. Çünkü düşünen ve yaşayan bir adamım. Esm..