Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakan’ın yanlışları üzerine hayalleri…

Başbakan’ın yanlışları üzerine hayalleri…
 

Ben, İbrahim Pekbay olarak AKP’nin bir haline hayranım doğrusu. Sonuna kadar her ne şart altında olursa olsun, yılmamak ve mücadeleyi bırakmayıp hedefine odaklanmak. Eğer AKP İktidarı olarak bugün “Başarılı” görünüyorlarsa nedeni budur.

Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in kurumları ile sorunları vardı. Atatürk ile sorunları vardı. Laiklik ile sorunları vardı. Eğitim ile ilgili sorunları vardı. Kendi kafalarında bir dünyaları vardı. Bize göre bunların hepsi hayalden öte bir şey değildi.

hayallerini zaman içine yayarak, sindirerek veya emrivaki ile kendi istedikleri yere getirmeyi başardılar.

Şapka çıkartıyorum…

Adını bile doğru dürüst koyamadıkları ve en sonunda “Barış süreci” dedikleri terör sorununu “Ne pahasına olursa olsun” çözmek istediklerini beyan ettiler. Yetmedi “Baldıran zehiri” içmeyi bil göze aldılar, o da yetmedi “Serlerini bile” vermeye razı oldular.

İktidarın böyle bir girişimine “Hayır” demek mümkün mü? Elbette değil, kendilerini zehirlemek veya kellelerini vermek istemeleri, kendilerini ilgilendiriyor. Ancak bu isteğin “Ne pahasına olursa olsun” bölümü bizleri rahatsız etti.

Terörü önleme, kan akmasını durdurma çabasına karşı çıkmak akıl işi mi? Değil… “İçeriğini” veya “Çözüm reçetesini” bilmeden bir şeyin arkasına düşmek akıl işi mi? Ona da elbette hayır…

Süreçte şimdi gelinen nokta “Akil adamlar” projesi. Görevlerini Sayın Başbakan’dan öğrenebildik.

 “Tabi bütün bu olanların yanında kamuoyunun algısını yöneltmek, soru işaretlerini gidermek suretiyle bu arkadaşlarımız sahada çeşitli etkinlikler yapacaklar.”

Anlayamadı, pardon… Bize bir şey anlatmayacaklar da “…algısını yöneltmek…” mi olacak görevleri? Bunun adı “Kardeş… Siz iktidara, daha doğru bir ifade ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a inanın, ona biat edin, gerisine de aklınızı takmayın” mı diyecekler?

Bu nasıl görev yahu!...

Topladıkları 63 adamı tarif ediyor Sayın Başbakan.

“Bakın bu 63 arkadaşımızı yüzlerce kişinin arasından seçtik. Bunları bir araya getirmek, bir çatının altında toplamak gerçekten zor bir işti. Farklı çevrelerden, farklı inanç gruplarından, farklı etnik gruplardan arkadaşlarımız var.”

Bunlar “…farklı çevrelerden…” değil, bizim gördüğümüz “farklı” pencereden, hepsinin de iktidar yanlısı kişiler olması. Dahası, bunları bir araya toplamak için hiç de uzun bir çabaya gerek yok. Daha önce de bir çık kesime yaptığınız gibi, özelikle “saray”a davet ediyorsunuz, koşarak geliyorlar.

Diyor ki Sayın Başbakan…

“O 63 ismin bir masa etrafında toplanması, aynı kare içinde fotoğraf vermesi bile başlı başına olumlu, aynı zamanda birleştirici bir hadisedir.”

Bakın bu da doğru değil…

Bu kişilerin birçoğunu zaten “Yandaş Medya” içinde gündelik görüyoruz. Diğer bir kısmını “Kürt Siyaseti”ne hizmet etmeleri nedeniyle yine medyada sık gördüğümüz için tanıyoruz. Hepsini bir araya getirmek için uğraşmaya gerek yok, bi düdük çalmanız yeterli…

Doğru olan şu…

Bizim için “Değer” olan cumhuriyet kazanımlarını, başbakan yerle bir etmek istiyor. Bugüne kadar yapmak istedikleri o idi, çoğunda da başarılı oldular. Azmettiler, sabrettiler ve kazandılar…

Neden kazandılar biliyor musunuz?

Milletin bir çoğu daha kış uykusunda, bir bölümü uyku semesi, çoğunun da zaten gözü kör, kulağı sağır.

Arada uyanıklar var, onların da ne kadar dayanacaklarını artık bilemiyorum.

Azizi milletim!...

Siz daha uyumaya, uyku semeliğine, körlüğe ve sağırlığa devam edin, “Dur bakalım n’olacak” havasında da gidin…

N’olacağını, olunca göreceksiniz de, geç kalmış olacaksınız.

Sizin için “Yanan” aslında bizim için “Kül” olmadan durulmayacağız biz… Eğer “Kül” olacaksa, o “Küller”den doğacak ve adı “Yeni” olacak ne varsa, hepsi bizim küllerimiz üzerinde olacak…

11 NİSAN 2013
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..