BAŞBAKAN SUÇ İŞLER... HAKKIDIR ÇÜNKÜ!...

Yazımın başlığını "Başbakan suç işler... Hakkıdır çünkü!..." diye attım, gerçeği yansıttığı için.

 

Dünkü yazımda, Anayasadan örnek vererek "Anayasal suç işlediğine" vurgu yaptım. Bugün ise size Türk Ceza Kanunu karşısında da alenen suç işlediğini söyleyeceğim...

 

Türk Ceza Kanunun 216. Maddesi der ki:

 

"MADDE 216. - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

 

Tek bir delil bile "Suç" için yeterli...

 

"Onlar milyonlarca tweet atsınlar, bizim tek bir besmelemiz oyunlarını bozar."

 

Birincisi;"Onlar" dediği kim?

 

İkincisi; "Onlar" besmele çekmeyi bilmezler de, besmele, din, iman, kuran zatınıza münhasır bir şey mi?

 

Dahası...

 

Bir kısım yüzde elli, bir öteki kısmı var yüzde elli. Bu ayrımı yapmak bile yukarıdaki madde ile suçlanması için yeter de artar bile.

 

Başbakanın ağzını her açtığında toplumun kendisine "Muhalif" olanlara karşı kullandığı dildeki suçları buraya katmıyorum. Peki, bu millet, yüzde ellisi de olsa, bu söylemlerdeki hakaret içeren sözleri hak ediyor mu?

 

Başbakana bakaranız "Kusura bakmasınlar ama hak ediyorlar" diyecektir.

 

Millet olarak belirttiğimiz suçları hemen her gün açıkça işleyen başbakan hakkında bir işlem yapabiliyor muyuz?

 

El cevap, hayır...

 

Nedenini sormayın, cevabını siz de biliyorsunuz.

 

O  başbakan, ondan şikayet olmaz, işlevlerinden sual olunmaz.

 

Başbakanın eğer kendi yüzde ellisi içinde değilseniz, her gün size yapılan saldırı, ayrımcılık, hakaret gibi eylemlere karşı şikayet şansınız yoktur.

 

Ancak...

 

Eğer siz ona her hangi bir şekilde karşılık vermeye kalkarsanız n'olur bilir misiniz?

 

O zaman TCK'nın 125 nci maddesi devreye girer. O maddede özetle hakaret fiili "Kamu görevlilerine" karşı, yani başbakana karşı da bu tarifin içinde, üç aydan iki yıla kadar hapis, eğer suç üçten ziyade kişinin huzurunda, yani "alenen" işlenmesi halinde altıda bir oranında, basın yoluyla işlenmesi halinde ise üçte bir oranında artırılarak uygulanır...

 

Gördüğünüz gibi başbakanın her gün gerek anayasal suçu, gerekse TCK'da belirlenen suçu, üstelik "Alenen" işlemesinde bir sakınca yoktur.

 

Başbakan, aynı suçları basın ve görsel basın yoluyla da işler, onda da bir sakınca yoktur. Başbakan bu... Her bir şeye hakkı var, çünkü yüzde 50 denilen bir şey var/mış arkasında, öyle diyor...

 

Peki, böyle demokrasi olur mu?

 

Vallahi bilmem abi, bu makas...

 

25 HAZİRAN 2013

İBRAHİM PEKBAY