Başbakan

“Diyaloğa ve hoşgörüye açık, uzlaşmacı ve birleştirici bir dil kullanmayı kendine ilke edinen partimiz, ülkemizin siyaset ikliminde bu güne kadar yeterince güçlü bir biçimde kök salamamış olan “dinleme-anlama geleneği” ni hayata geçirecektir. Demokrasi adını verdiğimiz siyasal sistemin uzun ve sancılı doğuş sürecine, çağını aşan görüşleriyle değerli katkılarda bulunmuş bir düşünür olan Voltaire’in şu etkileyici deyişi, bu zorlu yolda ciddi kılavuzlarımızdan biri olmaya adaydır: “Sevgili dostum, sizin görüşlerinize katılmıyorum. Ancak bu görüşlerinizi rahatlıkla ifade edebilmeniz için canımı bile vermeye hazırım.”
Recep Tayyip ERDOĞAN, 14 Ağustos 2001 Ak Parti Kuruluş Toplantısı 

“Bir cumhurbaşkanının, ülkenin başbakanını, Genelkurmay başkanını çağırmak suretiyle bir araya getirmesi, bir değerlendirme yapması yanlış bir şey mi? Diğer kurumların başkanlarını çağırıp onlarla görüşmesi yanlış bir şey mi? Bunlar Anayasa ile cumhurbaşkanına verilmiş yetkiler, haklar. Bunu bile alıp garip garip köşelerinde yorumluyorlar. Ben de şimdi o gazetelerin patronlarına sesleniyorum, “Ne yapayım, köşe yazarı, hakim olamıyorum” diyemezsin. Niye, çünkü bu ülkeyi germeye, bu ülkede ekonomiyi germeye kimsenin hakkı yok. Buna biz de müsaade etmeyiz. Herkes fikrini söylemekte serbesttir. Gayet güzel de böyle belirlenmiş şeyler var. O insanlara o kalemleri teslim edenler de der ki: “ Kusura bakma kardeşim, bizim dükkanda sana yer yok.” Çünkü herkes vitrinine layık olanı koyar.”
Recep Tayyip ERDOĞAN, 26 Şubat 2010 Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

Sürekli CHP liderini tutarsız olmakla suçlayan başbakanın yeni bir gömlek değiştirme operasyonu olsa gerek. Fazla söze gerek yok.

Demokrasiye tren gözüyle bakan bir zihniyetin ileri demokrasiye geçiş yaparak hızlı trenlerden daha hızlı fikir değiştirmesi normal.

Özdil'in de dediği gibi dünya'da yuvarlak ama bir yere kadar. Bunu dile getiremeyen medya mı? O hep yuvarlak.