Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakana çağrımdır. Gel, vaz geç bu sevdadan! Haçlıların emrinde bir Türkiye olmayalım!

Başbakana çağrımdır. Gel, vaz geç bu sevdadan! Haçlıların emrinde bir Türkiye olmayalım!
 

Türkiye'nin Başbakanı ol lütfen.


Karayılan efendi ROJ TV de fetva veriyor. Hiç kimse merak etmesin Kürt gençlerinin kanı yerde kalmayacak. Kürdistan Özgürlük mücadelesi bu katliamın hesabını soracak.

Türkiye’den ve askerden düşman diye konuşup beyinleri yıkıyor. Allah cezanızı versin ya!

Ah! Ah Sayın başbakanın gücü sadece uyduruk Ergenekon davası ile askerlere ve kendisini eleştiren aydınlara yetiyor.

Bu bölücülere gelince sus pus oluyor, bu da insanın ağrına gidiyor.

İşçiye, memura, öğrenciye biber gazları, coplar ama bunlara gelince neredeyse çiçek atılacak.

BDP li Gültan Kışanak, Mecliste insanlıktan, merhametten, bahsederek ağzına geleni söylüyor sana ve bakanlarına. Uludere’de 35 kişinin ölümünden bahsederken celallenip cinayet, katliam gibi laflar ediyor.

Yine BDP li Hasip Kaplan "Toplu katliam, insanlığa karşı işlenen suçların en adisi, alçakçası ve en rezilidir. Uludere, budur" diyor. Önceki yazımda yazdığım gibi”  PKK tarafından kaçırılan AKP yöneticilerine ilişkin "Savaş süreçlerinde böyle şeyler olur " diyor.

Yani işlerine geldiği zaman savaş süreci, gelmediği zaman da katliam cinayet diyorlar.

Yine BDP li Muş milletvekili Sırrı Sakık Cumhuriyeti kuranları kalleşlikle suçluyor. Terbiyesiz vatan haini adam.. Elimde olsa onun bu lafları söyleyen ağzına en acı biberleri doldururum. Gerisini düşünün artık.

Bunlar Devletin bağımsızlığına, vatanın ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemlerin kışkırtıcılarıdır. Bunları sustur artık.

Bunlar hem bu vatanın ekmeğini yerler, bizim paralarımızla aylıklarını alırlar bir de ihanet ederler.

Kalleşe gelince;

Esas Kalleş kendileridir.20 milyon Kürt nüfusunun 30 binini temsil eden “oda tehdit ile silah zoru ile bu temsilciliği alan”  kalleşlerdir. Diğer Kürt kardeşlerimin ilgisi yoktur bunlarla.

Kalleş arkadan vurandır.

Kalleş,1993 te silahsız olarak birliğine silahsız olarak giden 33 erimizi Bingöl –Elazığ yolunda otobüslerden indirip kurşuna dizenlerdir. Unutmadık.

Kalleşler, öğretmenevinde öğretmenleri, halı sahada, polisleri, otobüste genç bir kızı, camide imamı, sokakta hamile kadını, karakollarda polisleri, pusu kurarak, bombalayarak sivil halkı çoluk, çocuk demeden öldürenlerdir.

Kalleşler, çocukları kullanarak ortalığı yakıp, yıkan devlet malına zarar verenlerdir.

Onların kalleşliklerini yazmaya kalksam sayfalar yetmez.

                                                               *****

Başbakanın bu terörü bitirmeye niyeti yok anladığım kadarıyla. Bitirmek istese bebek katili ile anlaşma yapmaya kalkmaz.(O kim? Sen kimsin be sayın başbakan? Sen bizleri temsil ediyorsun,unutma.)

Irak’ın Kürt kökenli Dışişleri Bakanı Zebari, terör örgütünün yuvalandığı Kandil’in kimsenin denetiminde olmadığını söylemişti. Eeee! Bunlar o zaman bu silahları nereden temin ediyorlar?

Dağlarda silah fabrikaları mı kurdular?

Elbette hayır.

Artık hepimiz biliyoruz ki, PKK, Türkiye’ye karşı silahlı eylemlerini gerçekleştirirken ülkemize komşu toprakları üs olarak kullanıyor.

Başbakan terörü bitirmek istese önce Irak’a restini sürer. Ama nerdeeee?

Barzani geliyor kırmızı halılar üzerinde yürütülüyor.

Sonra bir de NATO var ortada.

Biz NATO’nun uşağı mıyız ya? Kore’de,  Afganistan’da, her tarafta Türk askerini öne sürüyorlar. Bize düşmanlık olunca kılları kıpırdamıyor.

Biz NATO üyesi değil miyiz?

NATO Antlaşması’nda, bir müttefik ülkeye yapılmış saldırının, müttefiklerin tamamına yapılmış sayılmasını ve bu saldırıya karşı müşterek müdafaa yapılmasını öngören 5. Maddesi neden uygulanmıyor? Kabul edelim bir savaş var ama bu savaşın adı kalleşlik savaşıdır. Amerika’ya bastırsana…

Bugün hâlâ “uluslararası terörle mücadele” çerçevesinde sürdürülen Afganistan harekâtına NATO kumanda etmekte değil mi? Libya da öyle olmadı mı?

Türkiye yıllardır terörle mücadele ediyor kendi topraklarını, askerini, sivil halkını koruyamaz durumda iken bir de Suriye’ye kafa tutuyor.

Güleyim mi? Ağlayayım mı?

Sayın Erdoğan,  tecrübeli generallerimizi, subaylarımızı içeri tıktınız daha bir PKK ile baş edemezken adama sormazlar mı Suriye’ye hangi orduyu göndereceksiniz?

Acı ama gerçek bu. Analar Suriye ile savaş çıkarsa evlatlarını göndermeyecekler. Müslüman kardeşlerimizi vurmayız diyorlar. Ne olacak?

Varsa, yoksa BOP eş Başkanlığı ile öğünüyorsun Sayın Erdoğan. Bu eş başkanlık sonunda hepimizin başını yiyecek gibi.

Şimdi artık İstiklal Savaşımızdaki gibi süngü tak, Allah, Allah de ile olmuyor bu işler.

Elin Haçlısı birkaç roket, kimyasal silah ile işi bitiriyor.

Padişahlığı istiyorsun ama hangi ordunla ve hangi silahınla nereyi fethedeceksin?

Çakıl taşına kadar babalar gibi satıldı her şeyimiz. Bizlere ne faydası oldu ha?

Dış borçların parasını işçiden, emekliden, memurdan keserek ödemeyi düşünüyorsun. Oldu mu ya?

Sayın Erdoğan gel vaz geç bu sevdadan da Türkiye’nin başbakanı ol, hepimizi kucakla BOP muş filan bize hayrı olmaz. Üstelik 3,Dünya savaşını tetikler.

Tünay Süer 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..