Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakanı dinleyemiyorum!

Başbakanı dinleyemiyorum!
 

Kaynak:İnternet


Eee dinleme diyeceksiniz, biliyorum, lakin demeçlerini okuyamıyorum da aynı zamanda…

“Okuma!” deme hakkınız da saklı, buyurun deyiniz…

“Cıks… Olmaz ki ama…” deme hakkımı kullanmak durumundayım ben de şimdi…

Yok, vallaha, kafayı yemiş değilim, bakmayın ne olur öyle nedir bu kadının hali böyle diye, yalnızca kendi gerçeğimi paylaşmak istedim sizlerle.

Hoş, tv izleyen biri değilim hattı zatında, hani ama önemli konular gündemdeyse şöyle bir kumandayı eline alıp da bakalım ne deniliyor merakı oluşuyor insanda, malum, gencecik bir kız değilim aklım görünüşümde, sevgilimde ve de eğitimimde sınırlı kalsın, haliyle merak ediyor insan yaşadığı ülkenin başbakanı bu konuda ne diyor.

Ediyordum yani…

Yaşadığım ülkenin başbakanını dinleyemediğimi epey bir zamandır fark ettim!

Normal şartlar altında merak eder aslında insan, pür dikkat dinler, yani öyle olmasıdır gereken, haa doğru bulunur ya da bulunmaz görüşleri, o başka…

İtiraf ediyorum, anormal bir insanım sanırım, başbakanın konuşmalarını dinleyemiyorum!

Hattı zatında epeydir merak da etmiyorum!

Demeçleri okumadan yarım bırakmamda bu meraksızlık da rol oynuyordur mutlaka, ama başrol değil yani, figüran babında…

Farkındasınızdır sanırım, epey bir kafa yordum yani nedenler hakkında!

Başbakanı dinlerken ya da okurken, bir parti başkanı konuşmasını istemiyor insan, bunu gayet iyi çözümledim!

Yani başbakan sonuç itibariyle o ülkenin başbakanıdır ve parti başkanlığını normal şartlar altında bir kenara koymalıdır diye bekliyor insan.

Her konuşmada parti reklamı yapan bir başbakana da doğal olarak güvenemiyor insan, hele ki o partiye oy vermedinizse…

Bu güvensizliğiniz yerle yeksan olsa, başbakanın icraatları karşısında eller çırpılsa ve dahi oy vermediğiniz partiye sempati oluşsa diye bir sürece de giriyor insan, sonuçta belki de ben yanıldım diyebilecek kadar aklımız ve mantığımız var, lakin gelin görün ki o da yok!

Eee, hüsranı ekliyoruz bir de!

Bu durumların yanında bir de üslup durumu var ki, “Bi dakka yavv” diyoruz, kim neye efeleniyor böyle!

Sonra bir şiirin mısraları giriyor devreye, ardından mutlaka birilerine gönderme, artık o an kime, neye denk gelirse, medya mı olur, üniversiteli gençler mi, muhalefet zaten banko konu!

Bu arada reklam, reklam, reklam… Off, sıkılıyor vallaha insan!

Demagojisi bol, saldırı dozu yüksek, hak, hukuk, demokrasi, milletim, ülkem, vatandaşım kelimeleri sık tekrarlanan bir konuşmada doğru düzgün bir yanıt bulamayınca insan, dinleyemiyor işte ve biteviye tekrarlanıyorsa bu durum merak etmiyor ne dedi diye!

Bir de tabii ki o partinin destekleyicisi değilseniz, iyice geriliyorsunuz, biz bu ülkenin neresinde yer alıyoruz ve kim tarafından korunacağız diye düşünüyorsunuz, haklı olarak!

Normal şartlarda, yaşanılan, vatandaşı olunan ülkenin başbakanı pür dikkat dinlenir, ilk elden bilgi almak ister insan, yukarıda da dediğim gibi, ama katılır ama katılmaz görüşlerine…

Peki ama dinleyememek, okuyamamak, hadi siz söyleyin, ben mi pek anormalim?

Gülgün Karaoğlu

Kasım,23/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..