Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '06

 
Kategori
Haber
 

Başbakanımız ne yapmalı? (1)

Ülkemizin, gelecek 7 yılını önemli bir biçimde etkileyecek olan bu seçim için, Başbakanımızın kararı inanın çok kritik gözüküyor. Başbakanımız, Anayasamızın 104. maddesine göre, Devletin başı mı olmaya karar vermeli, yoksa, yürütmenin başı olmaya devam mı etmelidir?"

Tabii, bu konuyu değerlendirebilmemiz için, öncelikle, Başbakanımızın yürütmenin başı olarak geçmişte kalan 4 yıllık performansına ve de "niçin Cumhurbaşkanı olmak ister?" sorusuna yanıt aramamız gerekir.

Evet, Başbakanımız ve partisi AKP'yi, 10 milyon civarında seçmenin kullanmadığı ya da geçersiz kullandığı oyları saymazsak, Halkımız, sanırım hiçbir siyasi partiye vermediği büyük bir oyla, hem yerel yönetimlerde ve hem de TBMM'de önemli bir çoğunlukla İktidara getirmişdir.

Ancak buna karşın, burada hemen şunu ifade etmeliyim ki, sahip oldukları bu çoğunluğun avantajı arkalarında olmasına rağmen, Ülkeye hizmette tartışılır bir performansları vardır.

Tartışılır diyorum, çünkü, yapılanlar vardır, ama yapılması gerekirken yapılmayanlar da. Özellikle, Halkın düzeltilmesi konusunda büyük bir beklenti içerisinde olduğu, yolsuzlukla mücadele ve Milletvekili dokunulmazlğı konularında gerekli ve yeterli performansı gösterememişlerdir.

Bu nedenle, yaptıkları yeterlimidir sorusuna verilecek yanıt, bence "hayır". Çünkü, yukarıda ve önceki yazılarımda belirtmiş olduğum konulardaki Halkın yaşamına olumlu katkı sağlayacak bir çok konuya el atmamış ya da atamamıştır.

Bunun yanında, İktidar olduklarında 200 milyar dolar olan borcun, 400 milyar dolarlara yükseltilmesi, belki de İktidar oldukları dönemin en kötü sonucuydu.

Çünkü bu borçlanmanın, Ülkemizin bağımsızlığını her yönden tehdit eden bir unsur olarak görenlerdenim.

AKP, keşke, bu denli borçlanma ile duble yollar, toki kanalı ile konutlar, okullara binlerce bilgisayar, fakir fukaraya, 4.5 katrilyonluk gıda ve sağlık yardımı yapacaklarına, Ülkemizi bu denli borç içerisine sokmasalardı.

AKP, keşke, bu işleri, biraz gecikmeyle, ancak, hortumculardan ve vergi yüzsüzlerinden olan Devlet alacaklarını tahsil ederek ve kendi öz kaynaklarımızı kullanarak yapabilseydi.

AKP, keşke, İktidar olduklarında, mevcut 200 milyar dolar olan borcu, 100 milyar dolara, 50 milyar dolara, hatta 0'a indirebilseydi, memuruna, emeklisine, çiftçisine, layık olduğu değeri verebilseydi, ücretler arasındaki uçurumu kapatabilseydi de, sonrasında, Halkın refahı için duble yolları, konutları v.s'leri yapabilseydi.

Başbakanımız, Halkımıza, verdikleri %2-'lik 3'lük zamlarla "Sizi enflasyonun altında ezdirmedik, eskiden şu kadar ekmek alırdınız, şimdi bu kadar ekmek alıyorsunuz" dememeli.

Çünkü ekmek tüketiminde patlama sanırım bu dönemde gerçekleşmiştir.Şu anda, basında yer alan bir habere göre, Dünya da en fazla ekmek tüketen Ülkelerin başında geliyoruz ve şu unutulmamalı ki, Ulusun ekmeğin dışında da, et, muz, tropikal meyveleri de yemeye hakkı vardır. Yine bu Ülke insanının gezmeye ve tozmaya da hakkı vardır.

AKP, keşke Halkımızın geçim standardını yükseltebilseydi de, Köylümüz, topraklarını yabancılara satmasaydı. Bunun yanında, gerekli yasal düzenlemeleri yapsaydı, ya da varolanı güncelleştirseydi de, Ülke toprakları satılamasaydı.

Bir TV kanalının haberlerinde, hemen hemen tüm Avrupa Ülkelerinde, toprak satışının bulunmadığı, onun yerine, kullanma hakkının verilmekte olduğu ifade edilmektedir.

Didim'de 800 civarındaki emlakçıların 750 tanesinin yabancı kişilerden ya da şirketlerden oluştuğu ifade edilmektedir.

Akdenizimizin, en güzel noktaları, İngilizler, Almanlar, Ruslar tarafından, Güneydoğu bölgemizin ise, İsrail'lilerce, Araplarca satın alındığı ifade edilmektedir.

İnsanlarımız sahip oldukları Ata'dan, dededen kalma bu topraklarını niye satmaktadır?

Bunların temelinde, geçim sıkıntısı, toprağını işleyememe, işlenen topraklardan geçim sağlayamama gibi nedenlerin olduğu son derece açıktır.

Borcumuz 400 milyar dolara yükselirken, bunun karşılığında Bütçede vergi tahsilatları ile TMSF'ye devredilen Devlet alacaklarının tahsili konusunda yeterli çalışma yapılmazken, dışa ekonomik yönden olan bağımlılığın bedelini, Devletimiz, faiz ödeyerek, memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, fındık üreticimiz ise, Bütçemizde para yok denilerek ödemektedir.

Hatırladığım kadarı ile Sayın Başbakanımız ya da yetkili bir partili, Bizden ilk 3 sene için bir şey beklemeyin demişti.4.yılın sonunda, 5. yılın içerisinde ise, şu duruma bakın. AKP, çalışmak zorunda bırakılan emeklilerin maaşlarından, %35'ini kesmeye hazırlanıyor.

Evet bu meyanda tekrar hatırlatmak gereğini hissediyorum.TÜRK HALKI ARTIK VERİLEN SÖZLERİN TAKİPÇİSİ OLACAKTIR.

Yine, medyadaki haberlere göre, sonu ne olacağı belli olmayan AB'ne girme pahasına, Kıbrıs'la ilgili Ülkemizin diğer ileri gelen kurum, kuruluş ve şahsiyetleriyle konuşma gereği bile duymadan sadece "Biz bu kararı aldık, bilginiz olsun" tarzındaki yaklaşımla hareket etmesi, bence de, yadırganacak bir davranıştır.

Evet, Sevgili blog okurları, Başbakanımızın Cumhurbaşkanı olması ya da olmaması konusundaki yazıma, AKP İktidarının son 4 yıllık performansını özetledikten sonra, önümüzdeki süreçte ne olması gerekir sorusuyla ilgili düşüncelerime, yazımın uzaması nedeniyle, bir sonraki yazımda yer vereceğim...

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..