Başbakanımıza ve de Sayın Yalçın Küçük'e....

Sevgili Blog okurları;

Öncelikle, önemli olduğunu düşündüğüm rahatsızlığından dolayı Başbakanımız Sayın ERDOĞAN'a geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Umarım sağlığına kısa bir süre içerisinde kavuşur.

Hastalıkta, sağlıkta hepimiz için geçerlidir. Hiç kimsenin yarına ya da 3-5 dakika sonrasına garantisi yoktur.

Onun için insani duygularımızı yitirmeden, olayları değerlendirmeliyiz.

Ben AKP'yi, yeri geldi Başbakanımızı ve yeri geldi diğerlerini İktidar olmaları nedeniyle, usulü dairesinde, görebildiğim ve dilimin döndüğü kadarıyla eleştirdim.

Niçin eleştirdim, çünkü ben bu Ülkenin bir vatandaşıyım ve de Onlarda Ülkemizi yöneten insanlar.

Gördüğüm ve düzeltilmesi gerekliliğine inandığım konuları kimseye hakaret etmeden yazmam ve yazdığım konuları da, düzelinceye kadar takip etmem benim en doğal hakkım.

Ama bu eleştirilerimin hedefi durumunda olan insanların sağlık sorunları yaşamaları durumunda ise, O insanlara bir geçmiş olsun demek gerekliliğinin insani bir duygu olduğuna inanırım.

Ancak, bu akşam TV kanallarının birinde tesadüfen izlediğim ve yanılmıyorsam da komplo teorileri yazarı olarak ifade edilen Sayın Yalçın KÜÇÜK'ün konuşmaları dikkatimi çekti.

Sayın KÜÇÜK'ün konuşmasında, Ülkemiz Başbakanına bir geçmiş olsun dememesi, niye hacettepe ve yanlış anımsamıyorsam da gazi ya da numune hastanelerine değil de Güven hastanesine götürüldüğünü sorgulaması, Başbakanımızın nedenini açıklamadı ama kendisi aleyhine dava açtığını, bu davayı kaybettiğini, Başbakanımızın hastalığının doktorların açıkladığı gibi basit bir rahatsızlık olmadığı ve hastalığının ne olduğunun Doktor arkadaşlarınca anlatımına göre tespit dahi edildiği v.s,v.s tarzındaki konuşması, inanın beni çok etkiledi.

Bilemiyorum konuşmasında belki Geçmiş olsun dileklerini de iletmiş, ancak, kanal tarafından yayına alınmamış da olabilir. Sanmıyorum ama, belki, benim dikkatimden de kaçmış olabilir.

Eğer böyleyse sorun yok.

Ama, bir hastalık durumunda dahi, geçmişe dayalı olarak insanların birbirlerine karşı düşündüğüm gibi büyük bir hırsla davranmalarını doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum.Dünya o kadar büyük ki, burada herkese yetecek kadar yer var.

Sn. KÜÇÜK, geçmişte yaşadıklarına dayalı olarak, hasta olan Başbakanımıza bir geçmiş olsun diyemiyecek kadar kırgınsa, o şekildeki bir konuşma yerine, hiç konuşmasaydı daha iyi ederdi diye düşünüyorum. Çünkü hastalıkta, sağlıkta yukarıda değindiğim üzere hepimiz için geçerlidir ve 1-2 dakika sonramızın ne olacağı hiç belli değildir.

Kendi açımdan da, keşke, o söyleşiyi görmeseydim ve de bu yazıyı da yazmasaydım, diyeceğim ama, bir noktada iyi oldu da gördüm ve yazdım diyorum.

Çünkü, insanların birileriyle zamanında yaşamış oldukları olumsuzlukları, ya sonrasında bir şekilde telafi etmeleri, bu mümkün olamıyorsa da, hele hele hastalık ya da ölüm gibi durumlarda sessiz kalmalarının, doğru olacağı hususunun okunmasının ve de değerlendirilmesinin yararlı olacağı kanaatini taşıyorum.

Saygılarımla,