Başbakanın hayali ve Türk ekonomisinin hal-i pür melali…

Bilindiği üzere başbakanımız TÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmada Otomobil babalarına seslenmiş, onlardan bize ait bir marka üretmelerini istemişti. O günden beri çeşitli demeçler, görüşler havada uçuşuyor. Bu demeçler ile ortaya çıkan en ilginç durum, Türk ekonomisinin birilerinin pompalaya pompalaya şişirmeye uğraştığı ve kan ter içinde kaldığı gibi değil. 

Sayın Ufuk Kesici başbakanın bu isteği ile ilgili bir gerçeği bloğunda anlatmıştı. (*) Tabii ki, Emperyalist sermayenin güdümünde olan bir sanayiden çok uluslu şirketlere rakip olmak beklenemez. Başbakanın bu tavrı, eski yıllarda kendisine hiç de hoş gözle bakmayan TÜSİAD’ın kalesine bir gol atıp tabir yerinde ise intikam almaktı. 

Başbakan samimi olsa bu teklifi kendi yandaş koltuklarında oturan devlet eli ile kalkındırılan besleme zenginlere yapardı. Kim mi onlar? Hani şu doların yeşili ile islamın yeşilini mükemmel harmanlayıp (Bu tabir de Sayın Şevket Çorbacıoğlu’na ait) AKP mancınığı ile gökyüzüne fırlatılan, oralardan gecelerimizi aydınlatan yıldızlar kervanına katılan zenginler. Gerçi onlar ülke kalkınmasına destek olacak, ileride ülke adına kar ve refah getirecek işler yerine ileriye dönük hiçbir değeri olamayan inşaat işleri veya ticaret gibi konularla ilgilenip, mümkün olduğunca özellikle müteyeddin vatandaşların birikimlerini sömürmeyi yeğlerler ama sanırım başbakanı kırmaz ve istediği fabrikayı kuruverirler. Artık ürettikleri arabaya da RTE markası verirler. (Tabii telif hakkını cömertçe vererek) 

Neden gülümsediniz? Olmaz mı dersiniz? 

Konunun muhataplarından kimi, bu projenin çok pahalı olacağından, dolayısı ile devlet desteğinin gerekliliğinden, kimi rekabetten korktuğu için devletin fonlaması gerektiğinden, kimi emperyalistlerin artık kar etmeyen bazı markalarını almaktan falan bahsetmişler. 

Bu kuruluşlar ülkenin kaymağını yiyen, bir eli yağda diğeri balda yaşayan, ama vergi dedin mi devletin topladığı toplam verginin %1 ini veren sanayicilerdir. Birde hiç sıkılmadan kalkmışlar pahalılıktan destekten bahsediyor, ağlaşıyorlar. 

Tekrar ediyoruz. Yapamazlar. Ama pahalı olduğu için değil. Sırtlarını dayadıkları emperyalistlerin izin vermeyeceği için. Bu tür yazıların altına olumlu yorumlar yapan fazla iyi niyetli vatandaşların hüsrana uğrayacağı kesindir. 

Bu tespit sadece sanayiciler için değildir. Dikkat edilirse AKP hükümeti iktidar olduğu günden beri ülkenin gelecekte kazanç sağlayacağı hangi tesisin, hangi yatırımın sahibi veya destekçisi oldu? Hiç hafızanızı zorlamayın bulamazsınız. Araştırdığınızda hiçbir katma değeri olmayan duble yollar ve oy avcılığına dönük TOKİ uygulamaları. Tam tersi katma değer üreten mevcut kurumlar alelacele satılmıştır. Sebebi ise, AKP iktidarının varlık sebebi olanların öyle istemesidir. 

Laf başı geldiğinde Türkiye ekonomisinin dünyanın sayılı büyük ekonomilerinden olduğu ile övünülür. Başbakanın birkaç milyar dolardan fazla maliyeti olmayan bu isteğini yapamayan ekonomi mi dünyanın yirminci ekonomisi? 

İşsizliğe, yoksulluğa, açlığa baktığımızda birçok şeyimiz gibi ekonomimizin de yalan, dolan, talan üzerine kurulu iskambil kâğıdından bir kule olduğunu görüyoruz. 

Sayın başbakan TÜSİADın kalesine bir gol atmasına atmıştır ama bir yandan da kralın çıplak olduğu ortaya çıkmıştır. 

(*)=http://blog.milliyet.com.tr/_TUSIAD__dan__RTE_otomobili______/Blog/?BlogNo=285917 

İzmir. 2011-01-24