Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakanın mecburiyeti

Başbakanın mecburiyeti
 

İsterim resimler kadar güzelleşsin ülkem:))))


“Her başbakanın mecburiyeti, bizim başbakanın da mecburiyetidir.”

...

90 yıl demokrasi gelişimi için az bir süre değil...

Ama... Şu an demokrasinin bebeklik dönemini yaşıyoruz hala...

Demokrasinin olmazsa olmazı muhalefettir!

Muhalefetin temel görevi de iktidarın yanlış yapmasını önlemektir.

Bakıyorum, iktidar partisi muhalefeti asla kabullenememiş durumda...

Başbakan muhalefet bir eleştiri getirince hakaret yaparak karşılık veriyor.

Muhalefeti ihanet odağı olarak ilan ediyor.

Muhalefetin hiçbir önerisini dinlemek bile istemiyor.

Oysa fikirlerin çatışmasından gelişme doğar.

Bu bilimsel yöntemin temel ilkesidir.

Demokrasilerde iktidarlar “zıtların birliği ve çatışmasını” doğru yöneterek ilerlemeyi sağlar.

Sorarım size bizim Başbakan bunu yapıyor mu?

Ne yapıyor Başbakan, burnunun doğrultusuna gidiyor, o kadar!

Son zamanlarda yaşadığımız iç ve dış sıkıntının baş sebebi sadece bu!

Kardeşim bu yanlış diyenlere ağzına gelen her sözü söylüyor.

Bir kere Başbakan bu yaklaşımından vazgeçmeli...

İnsani gelişmişlik göstergesi olan;

“Doğru sözlülük, verdiği sözde durma, müşfiklik, etkin dinleyicilik” ilkelerine dönmeli yüzünü...

Ve de... Bugünkü Türkiye’nin en iyi gücü olan;

“Bilen, yapabilen, olabilen, sahip olablen ve yakın olma ilişkisi taşıyan” insanlardan yaralanmalı...

En faydalı şey “sıcak sütün ağız yaktığını” denemeden bilmektir.

Bunu da daha önce başarmış insanlardan öğrenecektir Başbakan...

Daha önce belirgin bir başarısı olmayan insanlarla büyük başarılar zor elde edilir.

Edebilmenin yoluysa başarmış insanlardan gurur yapmadan faydalanmaktır.

Bunu yapmıyor bizim Başbakan işte, yapmayınca da Türkiye böyle;

 “Bkl böceğin bku taşırken bir altında bir üstünde kalması” gibi yapıyor.

Esas sıkıntı bu...

Tarihi Türk devletine yakışan bu değil!

Başbakan tarihi Türk devletinin Başbakanı olmanın bilincini mutlaka taşımalı.

Başbakan bu ülkenin Başbakanı olmaktan samimi olarak kıvanç duyuyorsa ve kendini gerçekten bu ulusun bireyi sayıyorsa:

Bu ülkeyi en çağdaş ülkeler düzeyinde hatta onlardan daha ilerde, onlara da örnek olacak şekilde yönetme noktasına gelmelidir. Bu olanak var elinde, yeter ki o bunu istesin!

Öykündüğü İslam anlayışı ondan sadece bunu ister!

Sayıp, sevip, adil ve adaletli olup, hevese kapılmadan çağdaş değerleri insan yaşamına geçirip, daima hayra ve barışa yürümektir onun görevi...

Bugün ben Başbakanı bu yolda ve düşüncede görmüyorum...

Ve üzülüyorum...

Başbakan eline gelen bu fırsatı “har vurup harman savuruyor” diye...

Bilmem yanılıyor muyum; ben Başbakanın tarihe kalıcı şekilde geçmek istediğini görüyorum...

Fakat onu bu yola götürecek yolda olmadığını da görüyor ve hayretler içinde kalıyorum! 

...

Başbakanın bu ülkeyi taşları yerinden fazlaca oynatmadan Türk’ün temel değerleri üzerinde güzel günlere götürmesini istiyor ve bekliyorum...

Başbakan önce iç barışı sağlayıp ülkeyi her alanda güzel hale getirmelidir.

...

En çağdaş ve en kalkınmış ve de en insalcıl ülke benim ülkem olacak, başka yolu yok!

Bu PKK bitirilecek,şu Suriye, Kuzey ırak ve İran ile ilişkiler dürüst devlet ölçülerine oturtulacak!

Ben bunu Başbakandan istiyorum!

...

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..