Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Başbakanın şairi: Necip Fazıl!!!

Başbakanın şairi: Necip Fazıl!!!
 

'Sanatçı'ları iktidarlara diz çöken, para dilenen bir toplumu bir cenahı anlamak...


Şiir okuyan bir başbakanı var Türkiye’nin. Ama ne her şairin şiirini okuyor ne de her şairi seviyor. Olabilir. Her şairi ve her şiiri sevmek zorunda değil. Onun sevdiği, sık sık şiirlerine gönderme yaptığı şair herhangi biri değil: Necip Fazıl Kısakürek.

Başbakanın, göndermeler yaptığı, “kininin sahibi” bir gençlik isteyen. Kin, öc, dindarlık öneren bir şair. Elbette yalnızca bu kadar değil. Hakkında, söylem ve yazıları gibi, abartılı anlatılar oluşturulan, bir “dava” adamı olduğu zikredilip “Üstad” olarak takdim edilen biri. Elbette herkes kendi kişiliğine, karakterine yakışan birilerini “Üstad” da seçebilir, kılavuz da…

Siyasal ve ideolojik tercihleri bir yana, iktidar karşısındaki el etek öpen, yalvaran, yakaran biri olarak, “Nasıl sanatçı olunmaz?”ın da örneklerinden biri Necip Fazıl. Düşünün bir kez, Amerikan dolarlarıyla kurdurulan ve her alanda mevcut devşirmeleri aracılığıyla yeni devşirmeler derleyen, Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin medarı iftiharı. Hitabet yeteneğiyle, yeni devşirmeler avlamak için ağlar kurulmasına hizmet eden, bir ökse kuşu gibi şakıyan, kalemini bu uğurda kullanan bir işgüder.

İşte bu işgüder, Başbakanın sevgili şairi, “Nasıl sanatçı olunmaz?”ın timsali “Üstad” Necip Fazıl, iktidar karşısında, üç kuruş için yalvar yakar oluyor. Zamanın başbakanı Adnan Menderes’e “Muhterem efendim!” diye diye para dileniyor. Her şeyi onun uğrunda riske ettiğini söylüyor. Ve aynen şunları yazıyor: Ben parayı alır da mecmuayı mı çıkarmam veya çıkarırım da uygunsuz bir istikamet mi tutarım? Ben ki her şeyi uğrunuza riske etmiş, her defa mükemmel eseri vermiş ve bu kadar tecrübe ve çileden geçmiş bir adamım. Şahsım, kalbim ve kalemim her türlü teminatın üzerindedir.

Yukarıda aktarılanlar küçük bir örnek. Anlamı mı? Yoruma gerek yok ama, “Hizmetinizdeyim efendim! Lütfen benden kuşku duymayın! Kalemimle, kalbim ve şahsımla hizmetinizdeyim! Lütfen üç kuruş daha verin bu sevgili kulunuza!”

Yakışır elbette. Çünkü Amerikan emperyalizminin ve onun amaçları doğrultusundaki siyasal-ideolojik devşirmeler yetiştirme sürecinin, Türkiye toplumuna sirayet edip yaygınlaşması ve içselleşmesine, Türk-İslam sosuyla yoğrulmuş söylemleriyle büyük hizmeti geçmiş biridir Necip Fazıl. Ve bu süreç, Amerikan emperyalizminin hem mali desteği hem adım adım kontrollü sevk ve idaresi altında başarıyla gerçekleştirilmiş bir toplum mühendisliğidir. Günümüzde o günlerden geriye kalan ve devşirilenleriyle birlikte, bu başarılı uygulamada hakkıyla hizmetkârlığı olanlar elbette unutulmayacaktır. Ve unutulmamaktadır da…

Necip Fazıl’ın unutulmaması ve unutturulmamasının yalnızca onun şairliğinden kaynaklandığını mı sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz efendim! Yanılıyorsunuz. Madalyonun görünen ve gösterilen yüzünü kazıdığınızda, daha iyi kavrayacaksınız bunu…

 
Toplam blog
: 3
: 522
Kayıt tarihi
: 21.12.12
 
 

İzmirliyim ve görevim gereği Ankara'da yaşıyorum. Psikoloji ve felsefe eğitimi aldım. Psikoloji v..