Başbakanın üslubu

Başbakanın yaptığı konuşmalar, başkaları tarafından, yani bir metin yazarı grubu tarafından yazılmış, çoğunlukla içi boş edebiyattan ve duruma göre, yazının yazıldığı günkü koşullarda, ne işlerine geliyorsa onun yazıldığı metinleri okumaya dayanır. Bu metinlerde başbakanın okumaktan çekinmediği, belki da şevkle okuduğu çoğu satırda açıkça CHP'ye hakaret vardır. Bazen açık, bazen satır aralarında, bazen süslü, bazen aleni, bazen kendisi tertemizmiş gibi üste çıkarak.

CHP'ye hakaret, onun gelmişine geçmişine kadar geniş bir yelpazeye dayanıyor. Bu küfürler edillirken, üzerinde konuşulan konunun doğru bilgiye, gerçeğe, dürüstlüğe sığıp sığmadığı hiç önemli değil. Her fırsata, CHP'ye onun tabanına küfür. Tabana o kadar kolay küfür edemezler, çünkü kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler. Metin tek kişinin duyarlılığı olmadığı ve bir teknik yapıya sahip hale getirildiği için, taban ile kurumsal yapıyı birbirinden ayrı tuttuklarını da bazen söylemek zorunda kalırlar.

Bu metinlerde, CHP'den ya da MHP'den biri bir şey söyleyince, mutlaka cevabını veriyorlar ve bunu yaparken de, kendilerinin ne kadar ak ve pak olduklarını, seviyeyi düşürmediklerini de söylemeyi, ihmal etmiyorlar. Sanıyorlar ki, milleti kandıracaklar.

Oysa, biz biliyoruz ki başbakan için yazılan metinler ve başbakanın okumayı içine sindirdiği ve zevk ve şevkle okuduğu metinler siyasal hasımları ve özellikle CHP ve CHP'liler için hakaretler içeren, küfür içeren, üslubu bozuk metinlerdir.

Onurlu bir CHP'linin bu adamlarla, yaptıkları işin gerektirdiği en az bağlantının dışında bağlantı kurmaması haklarıdır ve ahlaken doğru olandır.

CHP'nin köşkteki cumhuriyet resepsiyonuna katılmamasını; Türkiye'yi, kadınlarının türban giydiği ve insanlarının dini kurallara göre yaşadığı bir topluma dönüştürmek isteyen bir partiyi muhatap almamaya bağlamak gerekir. Onun yanında da, kendilerine karşı hakaret dolu bir üslubu yıllarca kullanmaktan çekinmeyen bir partiyle birarada bulunmanın ahlaken ayıp oluşuna da bağlamak gerekir.