Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '11

 
Kategori
Futbol
 

Başbakanlık Stadyumu

Başbakanlık Stadyumu
 

Ülkede şampiyonluğa oynayan sadece iki kulüp var iyi ki. 

Yoksa Başbakanlık, Kulüpler Birliği binasına dönecekmiş. 

Her iki kulüp başkanını ve bu kulüplerin teknik heyetini hep birlikte ağırlamak bütçemizi sarsmazdı. Ayrıca ülkenin hiç olmazsa sportif alanda tansiyonunu
düşürmek mümkün olabilirdi. Ama nerdeee! 

Biri Başbakan, diğer ikisi en gözde kulüplerimizin başkanları ama takınılan tavır ve verilen demeçler adeta kahve ortamına döndü. 

Artık taraftar bu durumu gördükten sonra ne yapsa yadırgayıp, yapmayın diyecek kim kaldı merak ediyorum. Birbirinize rakip misiniz yoksa düşman mı ben anlayamadım. Altından kalkmaları gereken ilk sorumluklukları dostluk olması gerekirken, birbirlerini boğazlamalarına ramak kaldı. 

Bütün kulüplerimizin gerilimi düşürme adına atmak zorunda oldukları bir takım
adımlar vardır. Birbirlerini ve ülkeyi verecekleri demeçlerle nasıl etkileyebileceklerini hesap edebilen kulüplerimiz, bu adımları benden çok daha iyi bilirler.

İkisi de iyi değildi

Tam olarak kestiremediğim ve iyiden iyiye kafamı kurcalayan bir soru var. 

Barcelona'nın yüksek tempoyla oynamasına çok fazla alıştığım için mi, dün gece oynadığı oyun beni memnun etmemişti? Birçok eksikle çıktığı deplasman maçında, Real Madrid gibi bir takıma karşı, % 79'luk topa sahip olma oranıyla oynayarak 2-0 kazanmış olmaları bile artık beni "tatmin" etmiyor. 

Çünkü Barcelona'nın rakibi kim olursa olsun "döve döve" kazanmasını bekliyorum. Şampiyonlar Ligi veya başka bir kulvar hiç önemli değil. Sahada Barcelona varsa, futbol adına her şeyi görmeyi bekliyorum. Bu beklentileri "konuşarak" değil oyanayarak oluşturan Barcelona, adını finale yazdırdı gibi. 

Mourinho'yu beğeniriz veya beğenmeyiz ama inanılmaz bir teknik direktör. Bir ay içinde, Üç Barcelona maçı, bir Valenciya maçı ve bir Tottenham maçı yapan takımı, sahadan üç galibiyet bir beraberlik ve bir mağlubiyet alarak çıktı. Bahsettiğim olağanüstü takımdan(Barcelona) bir de kupa alarak tamamladığı bu süreçte bir kere olsun mantalitesini değiştirmedi. Konuştu, İtiraz etti, takımı sahada 10 kişi kaldı, dışarı gönderildi büyük ihtimalle elenecekler ama buna rağmen bütün dünyaya meydan okudu. Ancak takımı bu yoğun tempoyu kaldıramadı. 

Dün gece sahada, bahsettiğim süreç boyunca izlediğim en kötü Real Madrid vardı . Messi de bu kötülüğü cezasız bırakmayarak, İspanya'nın ve dünyanın futbol prensi olduğunu bir daha gösterdi.

Not: Real Madrid'in oyunu taklitten ibaret ama Barcelona'nın oynadığı futbol hazmedilmiş ve öğrenilmiş. 

 
Toplam blog
: 37
: 427
Kayıt tarihi
: 03.04.11
 
 

Güncel konularda yazacağım blogları sizinle paylaşmak için burdayım. Severek yaptığım bir uğraştı..