Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Başbuğu Ne Dedi? Ne Demedi?

Başbuğu Ne Dedi? Ne Demedi?
 

Özellikle Türkiye vatandaşlığı diyenler sevinmesin, çünkü söylemi Türkiye Cumhuriyetini oluşturan halka Türk denir derken, üst kimliğin ortak anlaşma dili olan Türkçenin çevresinde oluşturulmuş olan Türk Kültürü kotlarının altında oluşturulmuş olan Kültürel anlamda Türk olmayı üst kimlik olarak görüyor. Zaten Atatürk’ün kendi yazdığı Yurttaşlık Bilgisi kitabında kullandığı ’ Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ sözünü kullanarak Türkiye ‘yi kuranlara Türkiye halkı yerine Türk halkı denir sözünün kullanılmasının etnik milliyetçilik anlamına geleceğini söylemektedir.

Yani bu ülkede alt kimlik olarak Türk , Kürt, Zaza, Abaza, Çerkez, Çeçen, Laz, Boşnak, Arnavut, Arap vs. olabilirsiniz Ancak ortak kültürel kimlik olan Türk kültürel kimliği üst kimliktir diyor.

Yine Zazaları , Kürtlerden (Kırmançi’lerden) ayrı olduğunu göz önünde tutan yaklaşımla (ayrı etniksiye olarak görmemekte) dillendirdi.

Üniter yapıdan taviz vermeden bir takım kültürel iyileştirmelerin, bireysel özgürlüklerin azınlık hakkı biçiminde sunulmasına ve yeni azınlıklar oluşturmamak şartıyla , üst kimlik olan Türk kimliğinin önüne geçmemek kaydıyla alt kimliklerde yapılabileceğini söylemektedir. Fakat bu hakkın anayasal ve yasal düzeyde tanınması , yeni azınlıklar oluşturacağı ve de üniter yapıyı bozacağı için müsaade edilmemelidir.

Türk Milletinin tarihden bu yana , Türkiye Cumhuriyeti dahil, hiç bir zaman asimilasyon politikası izlemediğini, bundan sonra da izlemesinin söz konusu olmayacağını belirtmektedir.


Teröristin insan olduğunu PKK ‘ ya çocuklarını kaptıran ailelerle de duygudaşlık kurarak, dağa gidenlerin ortalama 10 yıl içinde ya öldüğünü ya da örgütten kaçtığın dillendirerek PKK ya katılmanın sonucunun genelde ölüm olduğunu söylemektedir.

Mücadelenin sadece askeri olarak değil, devletin diğer mekanizmalarını harekete geçirilmesi suretiyle de yapılması gerektiğini söylemektedir.

Dağ kadrosunun örgütten ayrılması için gerekli etkin yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğinin altı çizilmiştir.

Terörüstünde insan olduğu düşündüklerini kesinlikle yapamayacaklarının anlamaları sonucu teröre başvurmaktan vazgeçmelerinin sağlanabileceğini düşünmektedir.

Kütlere ve Zazalara terör nedeniyle yapılan bazı kötü uygulamaların asker ve devlet tarafından sistematik olarak değil, devlet görevlilerinden bazılarının bireysel nitelikteki yanlış ve kötü uygulamaları olduğunu söyleyerek, bu konudaki iddiaların kısmen doğru olduğunu kabul etmiştir.

Yine PKK’ya karşı ABD , Irak ve Türkiye’nin daha geniş çapta ortak adımlar atacağının sinyallerini vererek, PKK’nın tasfiyesiyle ilgili , daha etkin sonuçlar alınabileceğini söylemektedir.

Laikliğin Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli olduğunu, ordunun görevlerinden birisinin de bu düzeni korumak olduğunuı belirtmiştir.

Türk ordusunu dini siyasete alet edenlere karşı olduğunu, hiçbir dönemde din karşıtı olmadığını vurguladıktan sonra, Ordu!yu din karşıtı gibi gösteren dini odaklara karşı sessiz ve tepkisiz kalmayacaklarını, Türk ordusunun mütedeyyin insanlarla sorunun olmadığını, bundan sonrada olmayacağını söylemektedir. Türk Milletinin, Türk ordusunu ‘ Peygamber Ocağı ‘ olarak gördüğünü söyleyerek, Türk Ordusunu da bunu benimsediğini söylemektedir.

Yine, dini cemaat ve Tarikatların ilişkilerinin itaat ilişkisine dayandığı için, demokratik olamayacakları gibi sivil toplum örgütleri de olamayacaklarını vurgularken, demokrasinin geleceğini tehlikeye düşürebileceklerini belirtmektedir.

Kısacası, ordu son zamanlardaki gelişmelerle ilgili sessizliğini bozarak, güncel tartışmalara yönelik görüşlerini yeni bir üslupla sunarak, Türkiye'deki anayasal denklemdeki yerini hatırlatmaktadır.

 
Toplam blog
: 68
: 2793
Kayıt tarihi
: 31.01.09
 
 

Emekli uzman öğretmenim. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü ve A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi..