Başı açık genç kız insanı günaha sokar mı?

Milliyet gazetesinde şöyle bir haber: Genç kız Başı açık diye otobüse alınmadı…

Sadece başı açık diye mi?

Otobüste bulunanların günaha girmemesi için!

Neyse; biz gelelim olaya:

Olayın özeti şu: İstanbul Fatih’te eşofmanlarıyla belediye otobüsüne binmek isteyen 21 yaşındaki Yağmur Yılmaz, bir grup çarşaflı kadın ve sarıklı-cübbeli erkek tarafından “Bizi günaha sokuyorsun” denilerek otobüsün içine alınmamış.

Milliyet gazetesi de haberin kaynağı olarak Evrensel gazetesini gösteriyor.

Biliyorsunuz geçen yılda böyle bir olay olmuş, o zamanlar ‘İleri demokrasi’ye yeni geçtiğimizden fazla üzerinde durulmamıştı. O zamanda 19 yaşındaki Nurcan İbrahimoğlu şortla bindiği otobüste “çıplak bacaklarınla bu otobüste oturamazsın” diyen bir kişinin saldırısına uğramıştı.

Olayın birazcık detayına gelecek olursak: Yağmur Yılmaz, otobüs merdivenlerine yönelmek üzereyken, aralarından sarıklı-cübbeli erkeklerin ve çarşaflı kadınların bulunduğu 15 kişilik bir grup tarafından otobüse bindirilmemiş. Gerekçe olarak da “Eğer sen bu otobüse binersen biz günaha gireriz, bizi günaha sokuyorsun!” denilerek, ayrıca “Başı açık, yazık yazık şuna bak!” gibi kelimeler kullanılarak aşağılanıp, hor görülmüştür.

Mübarekler, sanki kapalı bir alanda birbirlerinden başka kimseyi görmeden yaşıyorlar. Otobüsler babalarının malı sanki!

Şunu anlamak mümkün değil. Gözün her gördüğü, insanı nasıl günaha sokar? Eğer senin içinde bir hainlik yoksa ve karşındaki insana insan olarak bakabiliyorsan, senin günaha girmen için ne gibi bir neden olabilir?

Senin kalbin bozuksa, sütün bozuksa, yolda yürüyen veya otobüse binen insanlar ne yapsın?

Kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören bu zihniyet, dini kendisine kalkan edip, önüne gelene saldırabileceklerini sanıyorlar.

Ülke olarak her ne kadar ‘Dindar ve Kindar’ gençlik yetiştirilmeye çalışılsa da, daha bu ülkenin insanı ölmedi. Bir avuç azınlığın insanları taciz etmesine ülke insanı olarak izin vermeyiz.

Ha bu olayların olabileceği önceden biliniyor muydu?

Evet…

AKP’nin ustalık döneminde yaptıklarına bakınca, bu ve benzeri olayların her an olabileceğini herkes biliyor. O nedenle insanların tedbirli olmaları ve bu tür olaylara hazırlıklı olmaları lazım.

Şimdi akıllara takılan şu soruya hep birlikte bir cevap arayalım. Muhalif her sese balıklama dalan özel etkili ve yetkili merciler, insan haklarına saldırı niteliğindeki bu olay karşısında ne yapabilirler?

Deniz Feneri davası gibi bunu da sürüncemede bırakırlar mı?

Bence bunu soruşturmaya bile değer bulmazlar!

Çünkü onlar içinde muhalif veya asker olmayan konular hakkında soruşturma yapmıyorlar.

Ayrıca bu olayın terörle(!) bir ilgisi yok! Bu sözlü saldırı olsa olsa ‘İbda-C örgütü veya Hizbullahçılar’ tarafından yapılmıştır. Biliyorsunuz onların bu dönemde dokunulmazlıkları var. Örneğin yargılandıkları mahkemece, 185 kişiyi öldürdükleri sabit görülmesine rağmen, hepsi birer birer salıverildi ve ülkeyi terk etti.

Oysa Aziz Yıldırım’ın gözle görülen bir suçu olmamasına, hakkında hiçbir subut delil bulunmamasına rağmen hala içeride!

Neyse; otobüsten girip, Metris’ten çıktık.

Bu ülkedeki muhalif seslerin, demokratların, aydınların bir gün gidecekleri yer orası olduğu için olsa gerek!

Metris bu günlerde herkesi dilinde! Cezaevi olmasa bile, cezaevinde yatan birisinin yaktığı Metris Türküsü ile…