Başı eğikler

Dünyada iki tür insan vardır. 1) Başı dik insan, 2) Başı eğik insan. Tabii olarak bir millette bu iki türden biri ezici çoğunlukta ise omillet, o sıfatla anılır. Başı dik veya başı eğik. Bu sıfatları belirlemede o ülkenin ekonomik ve sosyal durumu pek fazla etkili değil. Mesela Yunanlılar, başı eğik gurubuna güzel bir örnek. Geçen yüzyılın başından beri çıkarcı batı Yunanlıları hep maşa olarak kullanmıştır. Bu, günümüzde de devam etmektedir. Bakacak olursak istiklal savaşımızda bütün çıkar odakları adına karşımıza onlarçıktılar. Peki ders aldılar mı? Hayır. Kıbrıs olayları da onların başı altından çıktı. Kıbrıslı Rumlar Yunan desteği olmasa böyle bir harekete kalkışabilirler miydi? Bu seferde akıllandıkları söylenemez. Ancak, çıkarcı batı akıllandı. Savaşla Türk’leri yenmenin olanağı olmadığını gördüler. O zaman taktik değiştirmeliydi. Tabii ki piyon yine Yunanlılar olacaktı.

1974 yılında bir Ermeni meczubun iki diplomatımızı öldürmesi ile başlayan asala terörünün arkasında yine aktif olarak çıkarcı batının maşası Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi vardı. Ancak Türkiye’deki Ermeniler bizimle doğrudan çatışmaya girmek istemeyince, bizde Asala’nın anladığı dilden konuşmaya başlayınca, on yıl sonra terör durdu. O tarihten beri de özellikle dünyanın çeşitli yerlerinde lobi faaliyetleri ile bizi soykırım suçlusu olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu sayede yarın da toprak talebi ile karşımıza çıkacaklar. Oysa güvenilir arşivleri açsalar asıl soykırımcıların Ermeniler olduğu ortaya çıkacak. O yüzden de arşiv incelemek istemiyorlar. Peki, bunu çıkarcı batı bilmiyor mu? Tabii ki bilir de, bizi zor durumda bırakacak her türlü faaliyetin arkasında durma politikasını güttüklerinden Ermenileri savunurlar.

1984'te hiç ara vermeden PKK terörü başladı. Oyunu sahneye koyan yönetmenler de yardımcıları da aynı idi. Özellikle yardımcılar ortalıkta olduklarından daha iyi görünüyorlardı. Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi. Bu sefer birde Suriye eklendi. Üsler, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Bekaa Vadisindeydi. Yunanistan ve Avrupa’nın daha birkaç ülkesinde banka hesapları açıldı. İçine girmeye can attığımız AB içindeki “dostlarımız” bizi bölüp parçalamak adına bölücü teröre iştahla ve istekle destek verdiler. Hala da vermeye devam ediyorlar. Siyasilerimiz, en küçüğünden en büyüğüne, bu terör odaklarını bilmelerine rağmen, nedendir bilinmez hiçbir etkili savunma yoluna gitmediler. Bir tek Suriye’ye bir kesin uyarı verdik, bölücü başını ülkeden çıkarttılar. Bu da gösteriyor ki, istesek etkili olabiliriz. Ancak yinede neden bize teslim etmediler o caniyi, hala anlayabilmiş değilim. Sonuçta, bölücü başı bize bir Yunan konsolosluğundan teslim edildi ve üzerinde Kıbrıs Rum pasaportu taşıyordu.

Yukarıda çizdiğim resme karşıdan bakınca, bazen bizi de sayıları az da olsa, başı eğikler mi yönetiyor diye düşünmeden edemiyorum.