Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

Başıboş çöp ardında; çöplük!

Başıboş çöp ardında; çöplük!
 

http://data 3.blog.de/media/960/22929


Yavaş yavaş; buzullar misali yok olup gitse de gelenek göreneklerimiz arasında tartışılmaz bir yeri vardır!

Misafir odalarımızın!

Karadenizli konuk köşeleriyle henüz tanışamadım!

İç Anadolu: Tanrı bana, onu görmeyi kısa da olsa kucaklaşmayı nasip etti!

Marmara: Onu ziyaret etmeyeli çok oluyor; şimdi tayyare ile transit geçerken el sallıyorum eski İstanbul’a; cumbalı evin yerinde yeller esiyor; selamlarım boşa gidiyor!

Doğu; Doğu Anadolu “Ay! Ne işin varmış senin oralarda” Kota koydu niyetlere! Sakız gibi beyaz, işlemeli yastıklara sırtımı yaslamak; yüksekçe duvarların koruma altına aldığı avluları içerden görmek nasip olmadı henüz!

Dağların yarlarında: Hem av hem avcı! Birisi vatanını korur; bir diğeri kördür, hem de cahil, vatanını koruduğunu sanır! Doğuya giden yolları ve kendi kardeşini..

Dizilerde hasret giderilir; aşiret düğünleri seyredilir!

Ne güzel dövmelerdir onlar! Ne anlatırlar kim bilir!

Ne sahip olabildik, ne de destur alabildik! Sahiplenmek duygusu tomurcukken kurudu. Dalında kırıldı!

Ne ev sahibi ne de misafir; ne dost ne düşman; ne anlatabildik susadığımızı; ne de içebildik sunulan ayranımızı!

Kendi obasına hasret çekenler! Çileyi, hangi günahtan ötürü çektiğini merak edenler! Bir nesil bir kuşak; savaşlara kurban edildi! Bayramsız ve zamansız!

Özlem kalmış içimde görmediklerim!

Hakkım var sanırdım; bir türlü ülkemin bütünüyle kucaklaşamadım!

Göz görmeyince; katlanılıyor mu?

Hatırımda öyle kalmış o özel bölüme her gün girilmezmiş! Çocukluğumda özelim hiç olmadı! Arkadaşlar konuk odalarını anlatırdı! Hasretini çekerdim!

Erişkin yaşlarda, odasız olmak gözyaşı döktürmüyor ama misafirsiz; ak kırlentler bile çekilmiyor! İnanması neden zor olsun? Şimdilerde de ziyaretçi bölümü yok! Kim nereyi boş bulursa oraya otursun!

Salon salamanje? “Yok hemşire! Bacı kardeş! Anam babam! Evladım! Yoktan anlamayanım!” Yok işte..

Çat kapı gelmek, pat diye yüzüne kapanırmış!

Bazı sokaklar caddeler: İster sorulsun ister sorulmasın sakinlerini anlatır! Yoldan geçenin; misafir odalarına girmesine gerek kalmadan!

Çöp kutuları tenekeleri dedikodu yapmayı çok severler; kapakları hiç kapanmaz, çöpler kendi aralarında geçinemezler! “Geri dönmeliyim, çünkü değerliyim!

Ne işim var benim yarım kutu ilacın; kalem pillerin yanında” “Zehirli şey! Ne işin var senin sebze meyve kabuklarının yanında” “ Ben doğal bir gübreyim; bırakın yapraklarımı toprağıma döneyim”

Menekşe sokak dertli: Akasyasını kaybetmiş! Kocaman bakkalın çöplerini savuran rüzgârla her gün dalaşta! Eski klasik kavgalarını ararmış! Recep Bakkalını da!

“ Hadi kızım bahçeyi sula; avluyu süpür! Kardeşin taze ekmek alsın! Ben de çay demleyeyim! Püfür püfür esen yelle kendimize gelelim! Sakın oyalanma!”

Evinin önünü süpürenler tarih olmuşlar! Şimdi komşununki kör gözlere batar!

Aklım misafirlikte kalmış olmalı; apartmanın kapısından çıktığımı unuttum; üst kattaki kızgın! “Ayol kardeşim şurada rahatça kilimleri silkeleyemez olduk, biraz dikkatli olsana; kenardan gitsene”

“ Saçlarımı biraz evvel yıkadım; kilimden saçılanlar kafamla buluştuğunda inan zarar gelmez; mikrop bulaşmaz çöplerine”

Başıboş çöpler! Onlara imreniyorum! Özgür çöplüğün temellerini çoktan atmışlar!

Ben hâlâ misafir odasını özlüyor; içeri girmeye çalışıyorum!

1 Aralık 2008 İzmir

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..