Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '17

 
Kategori
Güncel
 

Başımız öne eğik, bu vahşetler son bulmayacak mı?

Başımız öne eğik, bu vahşetler son bulmayacak mı?
 

Vahşet’in haberini gazetemiz Milliyet’ten okuyalım:

“Otopsi raporunda korkunç gerçek ortaya çıktı!

Sakarya'da tecavüz edildikten sonra 10 aylık bebeği ile birlikte öldürülen Suriyeli  Mefta Emani Arrahman'ın İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemleri tamamlandı. Ayrıca Suriyeli anne ve bebeğini öldüren caniler çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Zanlıların adliyeden çıkarılıp cezaevine gönderilmeleri sırasında arbede yaşandı. Adliye önünde toplanan öfkeli kalabalık, zanlıları taşıyan zırhlı araca saldırdı. Yumruklarla araca vuran kalabalığı polis güçlükle durdurdu.

Otopsiden kan dondurucu detaylar çıktı. Otopsi raporuna göre Arrahman'ın kafası taş ile ezilmiş durumdaydı. Ayrıca boğazında sıkmadan kaynaklanan bere ve çürüklerin olduğu ve iç organlarında da tahribatın olduğu belirlendi. 9 aylık hamile olan kadının karnında da sopa izleri tespit edildi. Kadının karnındaki çocuğun bu darbeler sırasında öldüğü değerlendiriliyor. Arrahman'ın 10 aylık bebeğinin ise ağzı ve burnu kapatılmak suretiyle boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Arrahman'ın ve bebeğinin cenazelerini babası teslim aldı. Cenazenin Sakarya'da kılınacak namazdan sonra İdlib'e götürüleceği ve orada defnedileceği öğrenildi.

2 CANİ TUTUKLANDI

Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde, Suriyeli anne ile  bebeğinin öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan iki şüpheli tutuklandı.  Alınan bilgiye göre, Birlik Mahallesi'ndeki ormanlık alanda Suriyeli  hamile kadın Emani Al-Rahmun (20) ile 10 aylık erkek bebeği Halaf Al-Rahmun'un  ölü bulunmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan  sonra, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin  emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler B.K. ve C.B, geniş güvenlik  önlemleri altında Kaynarca Adliyesi'ne getirildi. Şüpheliler, savcılık sorgularının ardından sevk edildikleri Sulh Ceza  Hakimliği'nce tutuklandı.

Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu basına bilgi verdi

Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde tecavüz edilen 9 aylık hamile Emani Al-Rahmun ile 11 aylık oğlu Halaf Al Rahmun'un öldürülmesi olayının ardından, Vali İrfan Balkanlıoğlu, basın toplantısı düzenledi. Olayın ardından faillerin yakalandığını ve devletin gereken cezayı vereceğini ifade eden Vali Balkanlıoğlu, olay sonrası yaşanan süreci şöyle aktardı:   “Çok tatsız, iğrenç bir hadise vuku buldu. Suriye’de Esad’ın zulmünden ve vahşetinden ülkemize sığınan muhacir durumunda olan insanlara, bizim, Ensar gibi muamele yapmamız beklenirken, 9 aylık hamile bir kadın, çocuğuyla birlikte hem karnındaki çocuk hem kendisi hem de 10 aylık bebeğini vahşice katlettiler. Aynı işyerinde çalışan bu insanlar, Kaynarca ilçemizde böyle bir hadise vuku buldu. Jandarmamız, güvenlik güçlerimizin titiz çalışması neticesinde failleri anında yakalandı. Suçlarını da itiraf ettiler. Bütün detaylar ortaya çıktı. İlgili o iki şahıs bunu gerçekleştiren şahıslar yakalanıp savcılığa götürüldü. Cezaları kanunda gösterilen şekliyle en ağır şekilde muhakkak verilecektir. Burada bir hadise milletçe bizi üzmüştür. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızda dahil, bizi, çok arayan oldu. Konuyla ilgili bilgi almak istediler. Olayın mahiyetini kavramaya çalışıyorlar. Son dönemlerde biliyorsunuz bize sığınan o insanlara, kardeşlerimize değişik provokasyonlar oluyor. Memleketimizin değişik yerlerinde. Muhtemeldir ki, bu El-Muhaberat gibi örgütlerin de katkısı olabilir. Bu provokasyonlar neticesinde hayali bir takım isnat ve iddialarla Suriyelilere yönelik çeşitli şiddet eylemleri, tecrit etme, evlerine barklarına çoluk çocuğuna zarar vermeye kadar varan toplumsal galeyan oluşturmaya çalışıyorlar. Halbuki onlar bize sığınmış Ensar durumunda olmamız gereken, muhacir durumundaki insanlar. Sakarya da biliyorsunuz geçmişte bulundukları ülkelerde yaşamaları çok zor olduğu için dillerine, dinlerine, topraklarına, kendilerine saldırılar olduğu için buraya göç edip gelen muhacirler kenti aslında.”

“Halkımız müsterih olsun”

Vali İrfan Balkanlıoğlu, halkı müsterih olmaya davet etti. Suriyeli birçok kişinin Çanakkale Savaşı’nda şehit düştüğünü hatırlatan Vali Balkanlıoğlu, şöyle devam etti: “Bakıldığı zaman yerli insan, buranın eskiden kalan insanlar belki yarı yarıya, çoğu dışarıdan gelen. Batı Trakya’daki, Doğu Trakya’daki Balkan savaşlarından, katliamlarından kaçan insanlar buraya gelmiş. Suriye’de bulunan çok kısa süre önce bizim kendi öz vatanımızdı. Suriyeli birçok kardeşimiz Çanakkale savaşında şehit oldular. Ben bizzat kendi gözlerimle gördüm.  Ben Afyonkarahisar Valisiydim. Afyon’da şehitliklerde yan yana yatıyorlar. Suriye’den gelip bizim için çarpışıp şehit olmuş insanlar. Bizim kendi öz topraklarımızdı. Bu insanlara sıkıntılı süreçlerinde yardımcı olmak, onlara yardımcı olmak her konuda bizim boynumuzun borcu. Buradaki vahşet ayrı bir olay. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın. Vatandaşlarımız, olay duyulunca tabi haklı olarak galeyana geldiler. Ancak devletimize ve adalet makamlarına güvensinler. İlgili şahıslara layık oldukları en ağır ceza verilecektir. Başka acılar yaşanmasına, başka sıkıntıların yaşanmasına gerek yok. Devletin güvenlik güçleri, devletin adalet mekanizmaları layık oldukları cezaları bu tür suç işleyenlere verecektir. Güvenlik güçlerimize, jandarma teşkilatımıza, galeyana gelen vatandaşımızı teskin eden emniyet teşkilatımıza çok teşekkür ediyorum. Jandarma anında failleri yakaladı. Bu anlamda halkımız müsterih olsun. Benim yine tekrar istirhamım Suriye’den gelen insanların tamamını, zararlı, dilenci şu bu gibi görmesinler. Onlar savaştan, zulümden ve ölümden kaçan insanlar. Ceketini alıp gelmişler. Bir kısmı bulundukları yerlerde iş adamı, öğretmen, mühendis, mimar. Allah muhafaza bizim başımıza gelse nereye sığınırız. O nedenle bundan da ibret alıp, birlik beraberliğimizi muhafaza edip sahip olduğumuz bu güzel vatanımızı hangi dünya görüşünden olursak olalım sıkı sıkı birbirimize sarılarak korumak.”

Adalet bunları yakaladı. En ağır cezayı verecekler”

Vali İrfan Balkanlıoğlu, güzel giden iletişimin engellenmesi adına çeşitli bazı provokatif eylemlerin olduğunun altını çizdi. Balkanlıoğlu, “Bu olay karşısında galeyana gelip güvenlik güçlerimizle karşı karşıya kalma durumunda olmamak lazım. Adalet bunları yakaladı. En ağır cezayı verecekler. Başka acıların yaşanmasına fırsat vermemek lazım. Bir de Suriye’den ve dışarıdan ülkemize sığınan insanlara, onların yerine kendimizi koyarak kardeşlerimiz diye sarılmamız lazım. Birçok yerde ülkemizin bazı şehirlerinde özellikle Suriye’ye yakın olan şehirlerimizde Gaziantep, Şanlıurfa gibi bazen Ankara ve İstanbul’a kadar sarkabiliyor. Suriyelilerin yoğun yaşadıkları, tabi o insanlar da yabancı dilini bilmediği, örf ve âdetini bilmediği insanlarla yaşamak durumundalar. Birçoğu yakınlarını kaybetmenin travmasını yaşıyor. Bu insanlar birbirlerinden destek alıyorlar. Hiç bilmediğiniz bir yere gittiğiniz zaman bizim Türk işçileri de yurt dışında bir nevi bir arada yaşıyorlar. Dağınık yaşayanlar çok az. Birlikte yaşadıkları yerde bu insanlar yemek yiyecek, bir takım ihtiyaçları var. Çalışmaları lazım. Çalıştığı iş yerlerinde, bazı insanlar ‘Biz iş bulamıyoruz, onlar niye çalışıyor?’ gibi değişik gerekçelerle bunlarla örf ve adetleri, hareketleri, dilleri farklı. Aynı binada yaşıyorlar. Bazı ufak tefek eksiklikler olabilir. Kültürel farklılıklar var. Bunlardan dolayı dışlamak, tecrit etmek ve çeşitli bahanelerle bunlara saldırmak, hedef haline getirmek, toplanıp bunları linç etmeye çalışmak gibi bir takım eylemler var. Bunları genelde provokatif amaçlı eylemleri kimin tezgahladığı konusunda çok dikkatli olmak lazım. Tabi onların buraya sığınmaları, Türkiye’nin bu mağdur insanlara yardımcı olmaları, Esad rejimi ve bazı insanları rahatsız ediyor. Burada barınmaları, kalmaları, kaynaşmaları bunlar aynı zamanda bize bir takım kültürel değerler de getiriyorlar. Bu insanlarla kaynaşmak, buralarda onları misafir ettiğimizde ülkelerindeki şartlar düzelip gittiğinde ileride bizler için fedakar bir ülkenin vatandaşları için son derece olumlu ve iyi duygular besleyeceklerdir. Şimdi bu güzel giden iletişimi engellemek, onları rahatsız etmek için çeşitli bazı provokatif eylemler oluyor. Bu provokasyonlara da insanlarımız rahat kanıyorlar. Bu bize sığınmış, her şeyini kaybetmiş. Yardımcı olmamız gereken bu insanları hedef haline getiriyorlar. Zarar verdirmek istiyorlar. Bu tür provokasyonlara karşı dikkatli olmak lazım. Bu olanın provokasyonla alakası yok. Öyle anlaşılıyor. Bu tamamen sapıkça, vahşice işlenmiş bir cinayet ve tecavüz olayı. Maalesef. Onlar da yakalandı. Hak ettikleri ağır bir cezaya çarptırılacaktır. Adalet mekanizmalarımız ortada, sanıklar elde, suçları belli. İtiraf etmişler. Olay bu. Dolayısıyla onlara bu işi yapanları linç etmeye dönük şey var. Sakarya halkı Suriye insanını benimsemiş. Bu insanlara yapılan insanlık dışı muameleyi yapanlara karşı kendileri bizzat müdahale etmek istiyorlar. Bugün de Pazar olduğu için Pazar günü de insanlar harekete geçerek, işte bu failleri bize verin gibi bir eyleme kalkıştılar. Güvenlik güçlerimizin başarısıyla tansiyon düşürüldü. Bizler de o yönde Sayın Kaymakamımıza talimatlar verdik. Ben kamuoyunu bu anlamda dikkatli olmaya davet ediyorum. Suriye’den gelen bu kardeşlerimize, misafir muamelesi yapılması onlara her konuda yardımcı olunması, destek olunması, iş verilmesi, aş verilmesi insani bir görevimiz. Bize sığınan bu zavallı, garip insanları çeşitli spekülatif haberlerle, yok birine sarkmış, laf atmış, dövmeye kalkmış, omuz atmış gibi bahanelerle linç etmeye kalkışmak son derece yanlış. Sağolsun Sakarya halkı duyarlı. Devletin güvenlik güçleri gereken tedbirleri aldı. Bu insanları aldı. Layık oldukları en ağır cezaya muhakkak cezaya çarptırılacaktırlar. Müsterih olsunlar” şeklinde sözlerini tamamladı. (MUSA KESLER, Milliyet.com.tr, 07.07.2017 - 16:30 | Son Güncelleme: 07.07.2017-18:29)

Hiçbirimiz: “Ne oldu bize demeyelim!..”  Daha ne olsun!.. Ne olmadı, neler olmadı ki!.. Neler olmuyor ki!..

Hiçbirimiz: “İdam, idam, idam!.. İdam edilsinler diye bağırmayalım!..” Ortalık caniden geçilmiyor; çok acı olacak ama şunu yazayım aziz milletime:

Gözünü kırpmadan mala, cana, namusa kastedecek o kadar çok cani var ki ortalıkta…

Vicdanlı insanlarımız üzgün, çaresiz, dertli, kızgın ve hatta bunalımda…

Böyle hadiseleri çaresizce yazan yazarlarımız var, aydınlarımız var, bilim insanlarımız var ve inanmanızı isterim ki bunların feryatları da işe yaramıyor.

Halimizi, ahvalimizi, içler acısı vaziyetimizi yazan yazarların yazılarını, aynı gazetede yazanların dahi okuduklarını sanmıyorum.

Bir siyaset ve rant kavgası içindeyiz ki sormayın gitsin!..

Bir soluklansak, dinlesek birbirimizi ve hele de vicdanlı olanları…

Bir sevgi seferberliği, merhamet seferberliği başlatsak…

Şu satırları da okuyalım: (Yazarının da belirttiği gibi okumayınız, gidip secdede ağlayınız. Evet ağlayalım!..)

“Bizler TV kanallarında vaaz edip edip dururken toplumda neler olup bitiyordu biliyor musunuz? Ödemiş’te bir kadın fidye almak için kaçırdığı gül gibi bir küçük kızı kafasını parçalayarak öldürdü. Birkaç gün sonra az ileride, İzmir’de yaşlı iki karı koca sahur vakti hunharca katledildiler. Daha önceki günlerde Bolu’da iki otobüs muavini bir özürlü erkek vatandaşı kaçırdılar, tecavüz ettiler, işkence ettiler, üzerinde sigara söndürdüler, sonra da vahşice katledip cesedini ormana attılar. Şu mübarek günde vicdanınız elvermiyorsa şimdi aktaracağım o haberin devamını lütfen okumayınız. Gidiniz secdede ağlayınız… Çocuklarınıza da okutmayınız… Okuyacak olanlardan da peşinen özür dilerim. Ama gazetelerde yer aldı bir kere. O masumu vahşice katleden iki katilden birisi olaydan tam 17 gün sonra tekrar ormana giderek cesede bir kere daha tecavüz etti.  Dostlar içinizden birisi bana bunu izah edebilir mi acaba? Öldürülüp bir kenara atılan kadınlar, çöp bidonlarından toplanan kürtaj parçaları, tecavüze uğrayan küçük çocuklar (üstelik bazıları dini kuruluşlarda), yine tecavüze uğrayan hayvanlar, pompalı tüfekle öldürülen yunuslar v.s.”(“Bu çocukların niye öldürüldükleri size sorulduğu zaman”, Mahmud Erol Kılıç, 18 Haziran 2017, Yeni Şafak Gazetesi)

Bize acilen seferberlik lazım:

Sevgi seferberliği…

Bize büyük merhametler, merhamet eğitimi lazım…

Ulu ülkemize gelen ve aziz milletimizin bağrında yaşamaya başlayan mültecilerimizi de sevelim, merhamet deryasında hep birlikte geleceğe kulaç atalım.

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..