Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '08

 
Kategori
Kitap
 

Başın öne eğilmesin

Başın öne eğilmesin
 

Remzi Kitapevi. Kitap tanıtımından


Uzun zamandır elimde olan ama okumak için fırsatını beklediğim kitabı nihayet okudum. Sayın Hıfzı Topuzun ellerine sağlık. Detaylı ve yalın ele almış olayları. Sürükleyici bir roman haline getirmiş Sabahattin Ali'nin yaşamını. 41 Yıllık yaşamına neler sığdırmamış ki. Hıfzı Topuz bunları belgelerle olduğu gibi alıntı yaparak ele almış.

Kitabı okuduğumda o yıllardan bu yıllara hala bir şeylerin değişmediğini ayni olduğunu görmek beni şaşırtmadı dersem yalan olur. Ülkemizde sanatçıya, aydınlara bakış açısı hiç değişmemiş. Halbu ki Sabahattin Ali'nin istekleri sıradan her insanın istediği şeylerdi. Memleketi için bağımsızlık istedi, özgürlük istedi ve yurdunun ilerlemesini istedi. Bunların gerçekleşmesi için uğraştı. Bu düşünceleri yüzünden yıllarca hapishanelerde yattı sürgünlerde yaşadı ve en sonunda Istranca ormanlarında son buldu.

Sabahattin Ali'nin O günlerde yazmış olduğu yazı bu gün aynen geçerliğini korumuyor mu? 3 Şubat 1947'de Markopaşa'nın 9 sayısında çıkan yazısını aynen şöyle;

*** Memlekette rahat nefes almaya imkan vermeyen baskılara bir sebep göstermek gerekince "anarşi olur, düzen bozulur" gibi sözler ediyorlar ve asıl bu irtica bahanesini ele alarak "yobazlığın hortlamasına müsade etmeyiz" diye yırtınıyorlardı.
Nihayet günün birinde yobazlık kara kuvvet, yeşil sarık, irtica sahiden hortladı. Ama Menemen'de değil, o eline ayağına köstek vurmak istedikleri halkın içinden de değil. Ankara'da ve kendi aralarında.
Yirminci yılın ortasındayız. Sesini günden güne yükselten irtica bağırıyor:
"Kız okullarını oğlan okullarından ayıralım. Kız öğrencileri köy enstitülerine almayalı.." (Sanki tarlalarda ve fabrikalarda da kadını erkekten ayırtabilirlermiş gibi....)
Ulumu diniye (din dersleri) okutalım da şu bozuk ahlakımız düzelsin... (Sanki kendi ahlaklarında din ile düzelecek taraf kalmış gibi.)
Dünyanın neresinde bir gerilik varsa dört elle sarılıyorlar. hür ve efendi bir milletin içinde yaşadıklarını unutup uşaklara dalkavukluk ediyorlar. Ankara'nın bir camisinde beş on ihtiyar bir hacı babanın eteğini öpünce utançlarından yere geçecekleri yerde sinsi ve memnun gülümsüyorlar. Çünkü onların kanaatince, bu millet ne kadar uyuşturulursa, kendi hak edilmemiş ekmeklerini o kadar emniyetli yiyeceklerdir.
Daha dün Atatürk'ün etrafında ileri düşünceli, laik zihniyetli görünmeye çalışan bu ikiyüzlüler, şimdi yeşil sarığı küflü kafalarına geçirip diyorlar ki; Amerikada'da İngilterede'de ahlak dine dayanırmış. Amerika'da bir sürü de tarikat vardır. Şu halde hemen tekkeleri de açalım. Suriye'ye, Mısır'a giden şehleri geri çağıralım, sokakları dervişlerle dolduralım.
Ne hallere düşmüşler! Demek halkın gözünü boyamak için ellerinde başka çareleri kalmamış.***
( Başın Öne Eğilmesin Sabahattin Ali 'nin romanı. Hıfzı Topuz. sayfa 186)

İşte Sabahattin Ali 1947'de bunları yazıyordu. Görüldüğü gibi günümüzde hala geçerliliğini koruyor düşünceleri.
Bu yüzde de bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Bir şaair ve edebiyatçımızın 47'lerde dile getirdiği gerçeklerin nerelere dayandığını görmemiz için.
Günümüzde hala düşüncelerinden dolayı insanlar işkence ve zulüm görüyorlarsa, bu bizlerin olayları çabuk unutmasından kaynaklanıyor.
Tarihe birde bu yönden bakmak için bu kitabi tavsiye ediyorum.

 
Toplam blog
: 96
: 2224
Kayıt tarihi
: 13.06.06
 
 

Hayata güleryüzle bakmaktır felsefem ama polyannacı değil. 1961 Sivas doğumluyum, evliyim 2 kızım..